1.6

342 18 32
                                    

Yaşamak istiyorsan ölmek gerekirdi. Ve ben sanırım şu anda yaşıyordum. Yani bunun anlamı ölmekti.

Ölmüştüm.

Gözlerimi yavaşça kırpıştırarak açtım.
Uykuya mı dalmıştım? Yattığım yerden hızlı bir şekilde kalktığımda artık o lânet odada olmadığımı gördüm. Daha iyi bir yerdeydim.

Galiba salondaydım, ellerimde zincirler yoktu. Bunun için sanırım sevinebilirdim.

Bir kanepedeydim. Beni kendisi buraya getirmiş olmalıydı. Karşımdaki televizyona uzaylı görmüş gibi baktıktan sonra kanepeden kalktım ve mutfakta kahvaltı hazırlayan adama doğru yürüdüm.

"Günaydın," dedim kuru bir sesle. Sesimi duyduğu an bakışları kısa bir anlığına bana kaydı ve daha sonra tekrar önüne döndü.

Ardından kısık bir sesle, "Günaydın," diye fısıldadı. Kaşlarım çatıldığında birden bire nasıl bu kadar değiştiğini sorguladım.

"O yemeğin içinde bir şey vardı değil mi?" dediğimde dudakları tehlikeli bir şekilde kıvrıldı. Bu gülüşten anladığım kadarıyla bir şey katmıştı içine.

"Ne vardı içinde?" dedim öfkeyle. "Benim ölmemi bu kadar çok mu istiyorsun?"

Dudakları aralandı, gözlerine ilk defa şaşkınlık ulaştı ama yine de bana dönmedi. Bana bakmadı.

"Senin ölmen işime gelmez." Gözleri bana döndü. Gözlerinde öfke, nefret ya da sevgi yoktu. Tamamen duygusuzdu. "Bu yüzden ölmen benim için hiç iyi olmaz."

Beni çıkarları için kullanmayı planlıyordu.

"Ben asla senin oyuncağın olmayacağım!" Gözlerimdeki nefret sesime yansıyordu. Ondan nefret ediyordum ama aynı zamanda onu seviyordum. "Ben bir oyuncak değilim."

"Sana bir oyuncak olduğunu söylemedim," dedi. Sesi ifadesizdi. "Seni bir oyuncak, kukla olarak asla kullanmam ve sana asla zarar vermem." Bana zarar verecek bir potansiyele sahipti ve bu potansiyeli üzerimde denemeyeceğini söylüyordu.

İnanır mıydım?

Asla!

"Bana zarar vereceksin," dediğimde sesim titriyordu. Başını olumsuz anlamda iki yana salladığında kumral saçları kıpırdandı."Ben sana asla zarar vermem Liva..." dedi çaresizlikle. Bu hâlim onu kahrediyordu."Bana inan."

Bana doğru bir adım attığında refleks olarak geriye doğru bir adım attım.

"Liva," dedi yutkunarak. Sanki bir şeyi fark etmişti."Ben düşündüğün kadar korkunç biri değilim." Derin bir nefes aldı."Ne yaşadın bilmiyorum ama ben kötü biri değilim."

Hıçkırarak başımı iki yana salladığımda aklıma geçmişimin kirli anıları geliyordu ve bu ondan daha da çok korkmama neden oluyordu.

"Sen bir katilsin," dedim acıyla."Neden beni öldürmeyesin ki?" O bir katildi. Eğer beni öldürmeyecekse serbest bıraksaydı. Beni öldürecekti. Bunu yapacaktı.

Nefesim sıkıştığında bunu anladı ve üzerime gelmeyi bıraktı, bir adım geriye gitti, bir adım daha geriye gittiğinde artık aramıza sınır koymuş durumdaydık. Aramızda üç adımlık mesafe vardı.

Ve biz ne olursa olsun bunu aşmayacaktık.

Nefesim düzene girdiğinde kahvaltı masasına oturdum. Evet, onunla beraber kahvaltı yapacaktım.

Bir katille beraber kahvaltı yapacaktım. Bir katille... Kabullenmesi zor bir durumdu.

Derin bir nefes aldım sakinleşmek için. Kahvaltıda her çeşit vardı ama bir şey yiyeceğimi sanmıyordum.

Yiyemezdim. İştahım yoktu. Onun masaya oturmasını beklemeden hemen dıyacağımı bildiğim hâlde, yiyebildiğim kadar yemeye başladım.

❤️‍🔥

Herşeyi boş vermiş bir şekilde katilimle korku filmi izliyorduk.

İkimizde pür dikkat sinemayı izlerken aniden önümüze bir şey çıkacağından korkuyordum.

Ve o an korkutuğum şey gerçekleşti. Önüme cin gibi bir şey çıktığında dudaklarımda büyük bir çığlık koptu ve başımı hemen yanımda olan katilin boynuna gömdüm.

❤️‍🔥

Merhaba, ilham Perilerim!

İyi misiniz? Lütfen iyi olun.

Bu bölümü bir dosttan çok kardeşim olan kişiye adıyorum. Lavinia1615 ❤️🦋❤️‍🔥

Liva ile Kartal'ın arası nasıl sizce?

Valla soracak bir şey bulamıyorum. KDMDLD

Her neyse.

OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN SEVİLİYORSUNUZ!

🔪🔥❤️

SENDE YANACAKSIN I YARI TEXTİNG +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin