Duştan çıkmış kıyafetlerimi giymiştim.
Boy aynasından kendime bakarken güzel bir fiziğim olduğunu şimdi fark etmiştim.Tam da tüm kızların istediği bir fiziğim vardı.
Onu bunu boşverip aşağıya inmek için merdivenlerden indim. Bu salak katil bu eve bir asansör yapamayacak kadar mı fakir! Ayaklarım gitti yemin ederim.
Aşağıya indiğimde içimdekilerinin hepsini ona döktüm."Lan pis fakir! Hiç mi paran yok?" Ona öfkeyle baktım. "Hiç beni düşünmüyorsun değil mi? Ayaklarım gitti! Nasır tutacak senin yüzünden."
Keyifle kahkaha attı. Lan bu salak harbi güldü mü? Sinirle dişlerimi birbirine bastırdım, ardından ellerimle onu öfkeyle omuzlarından ittim.
Geriye bir adım attı atmadı. Gülmesi kesilmişti. Ama onu ittiğimden değildi başka bir şey yüzündendi."Saçlarını kurutmak hiç mi aklına gelmiyor?" dedi ciddi bir şekilde."Bu gidişle hasta olacaksın."
"Bir şey olmaz," dedim yutkunarak. Bakışlarımı kaçırdım."Ben hasta olmam."
"Olacaksın," dedikten sonra bir yere gitti ama nereye gitti görmedim.Kısa bir zaman sonra elinde kurutma makinesiyle geldiğinde gözlerim doldu.
Kimsenin göstermediği sevgiyi o bana gösteriyordu. Dudaklarımı birbirine bastırdım.
Elimden tutarak beni daha önce uyduğum kanepeye oturttu, kanepenin yanında olan prize fişi taktı ve kurutma makinesini çalıştırdı.
Bir yandan saçlarımı kurturken diğer yandan elleri saçlarımı okşuyordu. O... Bir katil olmasına rağmen bana sevgi gösteriyordu.
Benim okuduğum kitaplarda kattilerin duyguları olmazdı ama onun vardı.
Yüzümde acılı bir tebessüm oluştu. Babamın kökünden sökmek istercesine çektiği saçlarımı o kurutuyordu.
Kimse saçlarıma sevgi göstermezken o kurutuyordu. O saçlarımı seviyordu. Okşuyordu.
Gözlerimden bir damla yaş süzüldü.
Kurutma işlemi tamamlandıktan sonra elinde ne zamandan beridir tuttuğunu bilmediğim tarakla bu sefer saçlarımı taradı.
"Teşekkür ederim," diye mırıldandım acıyla.
"Teşekkürü sevmem," dedi o da aynı acıyla. Sanki onunda acıları vardı. Bir tek onun değil, herkesin acıları vardı.
"Bara gidelim mi?" diye sordum aniden. Artık onu kabullenmiştim.
"Gidelim," dedi, gülümsediğini hissettim. "Ama sana yan gözle bakanın gözlerini çıkarmayacağıma söz vermem."
Hoşt. Ne dedi ya bu? Öldürmek... Öldürmek mi dedi? "Birisini mi öldüreceksin?" dedim kısık, bir sesle. İster istemez sesim titriyordu.
Bunu fark etmişti."Hayır," dedi kararını değiştirerek."Kimseyi öldürmeyeceğim." Bu söylediğiyle için rahatlamıştı.
"Senin için bir elbise aldım. Yatağının üzerinde."
❤️🔥
Üzerimdeki elbise tam da bana uymuştu.Göğüs dekoltesi çok derindi. Göğüs dokoltesinden başlayıp kalçamın üzerinde biten sarı zincirler vardı.
Yürürken belimi sıksa da güzeldi. Aşağıya indiğimde evden çıktım. Beni arabada beklediğini biliyordum. Daha önce söylemişti.
Sürücü koltuğuna oturdum. Üzerimdeki elbiseye baktıktan sonra gözlerindeki hayranlıkla bana döndü. "Çok güzel olmuşsun."
"Teşekkür ederim," dedim gülümseyerek.
"Teşekkürü sevmem," dedi yine saçımı kuruttuğu zamanki gibi aynı bir ifadeyle.
Bir süre ona baka kaldım, ardından başımı cama yaslayarak bara hemen yetişmeyi bekledim.
Araba hareketlendi.
Düşüncelerim bazen bir bıçak kadar keskin olabiliyordu. O bıçağı ise birine saplayabiliyordum.
Keşke sevilseydim.
Keşke acı çekmeseydim.
Keşke ölseydim.
❤️🔥
Ön beş dakika yirmi saniye. Tam da on beş dakika yirmi saniye sonra araba durmuştu.
Kapattığım gözlerimi açtım, başımı yasladığım camdan ayırdım. Gelmiş miydik?
Arabadan indiğinde gelmiş olduğumuzu anladım. Arabanın etrafında dönerek benim kapıma geldi. Kapıyı açtı, inmem için elini uzattı.
Uzattığı elini tuttum ve arabadan indim. Bara doğru yürürken gerçekten de çok sıkıyordu beli. Aslında bunu biliyordum. Sıkacağını biliyordum.
Bardan içeriye girdiğimizde gerilmiştim. Destek amaçlı elini belimde koydu.
Az da olsa rahatlamıştım. Bardan içeriye girdiğimiz an tüm gözler üzerimize dönmüştü. Bazılarının bakışları üzerimde dolanıyor onun yanında ne işim olduğunu sorguluyordu.
Sorgula sorgula kudurun.
Kartal boş bir masaya yaklaştığında onun da yanına biri geldi. Erkekti. Yüzünü tam olarak seçemiyordum ve bu lânet gürültüden ne dediklerini anlayamıyordum.
Tam o an telefonuma bir bildirim düştü.Kartal buraya bakmadığı için rahat bir şekilde telefonumu çıkardım. Kimin mesaj attığına baktım.
Gelen mesajla dumara uğradığımı hissettim.
054***: Ona çok güvenme.
054***: Herkesin bir maskesi vardır.
054***: Herkes maske takar. Herkes o maskeyle oyununu oynar.
054***: Dinle Liva; Güvenmen gereken kişi o değil.
054***: Kimseye güvenme.
❤️🔥
Merhaba, ilham Perilerim!
Bu bölümü nasıl buldunuz?
Sizce mesaj atan kimdi?
OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN SEVİLİYORSUNUZ!
❤️🔥⚔️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENDE YANACAKSIN I YARI TEXTİNG +18
Humor♔İLK KİTAP TAMAMLANDI!♔ ... ❝ Vazgeçmek cesaret değildi, kaybetmekti.❞ Peki ya onu, daha önce görüp aşık olduktan sonra altı, yıl boyunca karşılık alamayıp onu beklerken sıkıntıdan onun beni sevmesini beklerken ona mesaj atıp yanlışlıkla onun bir ka...