Bana odamın yerini söyleyince üst kata çıkmış ve kendimi odama kapatmış, daha sonra kendimi yatağa atmak yerine yerde oturmuştum.
Sinirli olunca yerde oturmak gibi bir alışkanlığım vardı. Çünkü bir şey fark etmiştim...Ona git gide çekildiğimi fark etmiştim.
Ona olan nefret duygum, gün geçtikçe yok oluyor yerini farklı bir duygu yer alıyordu. Bu korkmama neden oluyordu. Çünkü bu hissettiğim duyguyu daha önce tatmıştım ve bu duygunun ne demek olduğunu öğrenmiştim.
Aşk.
Bu duygunun adı aşktı.
Gözlerim kısıldığında kuru kuru yutkundum.O bir katildi. O insanları öldürüyordu. Ona güvenmemeliydim. Ona tekrar aşık olmamalıydım. Yoksa onun yüzünden çektiğim acıları unutur, tekrar parçalara ayrılırdım. Daha sonra bu sefer toparlanmazdım...
6 YIL ÖNCE;
Merdivenlerden inmek için yönelirken kolumu tutan biri gitmemi engelledi. Bu İlayda olmalıydı. Bakışlarım ağır ağır ona döndü, kısılmış gözlerimle ona baktım. Eğer kavga istiyorsa aynı şekilde karşılık verirdim. Yüzüme gelen saçlarımı yüzümden çektim ve aynı sakinlikle ama içimde bitmeyen nefretle sakin durmaya çalıştım.
"Sana..." dedi cümleleri bastıra bastıra vurgulayarak."Demdim mi Kartal'ın yanında dolaşma, hatta gözlerin ona kaysın seni parçalarım diye!" Sesi kulak kanatıcıydı.
Sırtımda olan çantam sanki ağırlaşıyor bedenimdeki güç çekiliyor gibiydi.
Hayır, ondan korkmuyordum ama konu ona gelince bedenimdeki güç sanki çekiliyor, kendimi çaresiz hissetmemi sağlıyordu.
Tırnaklarını koluma büyük bir güç uygulayarak batırdığında dudaklarım aralandı. Şaşkınlık damarlarımda ilerledi.
Ona şaşkınlıkla bakmadım. Bu duyguyu nefret gizledi."Söylesene seni orospo!"
"Bakmadın mı ona, Kaltak!" Tırnaklarını tenimden çekmemiş, daha derine iniyor gibiydi tırnakları.
"Servisimi kaçıracağım," dedim yüzümdeki sırıtışı zor durdururken. İlayda'nın gözleri daha da karardı. Beni öldürecekmiş gibi baktı.
"Müsadenle," dedikten sonra kolumda olan kolunu aynı şekilde tırnaklarımı onun aksine bana uyguladığı gücün daha fazlasını uygulayarak elini elimden çektim.
Gitmek için hareketlendiğimde saçlarımda İlayda'nın elini hissettim ardından bedenim öne doğru savruldu, bedenim büyük bir acıya kapısını açtı. Merdivenlerden yuvarlanan bedenim, acılar içindeydi. Merdivenlerden düşerken sırtım meridvenin sivri ucunda çarpmıştı.
Canım feci bir şekilde ağrıyordu.
Ayaklarım, ellerim, başım, kollarım her yerim ağrıyordu ve ben merdivenlerin bittiği yerde ayağa kalkacak gücü kendimde bulamıyordum, ne de biri bana yardım eli uzatıyordu.
Burnumdan sıcak bir sıvı yanağımdan aşağıya kaydı, yerle buluştu. Yine kimse bana yardım etmemişti.
Ellerimi yere bastırarak ayağa kalkmaya çalıştığında tüm sınıfın burada toplandığını ve bazılarının bana acıyarak baktığını gördüm ama bu hâlimden zevk alan tek bir kişi vardı; İlayda.
(Bu benim yaşadığım bir olay. Her şey aynı. Her şeyi ben yaşadım bu olayının anılarını.)
Tekrar ayağa kalkmaya çalıştım ama ayağımdaki ağrı, burnumun kanaması, insanların bana acıyarak bakması... Beni daha da zayıf düşürünüyordu. Bu anı zihnime sonsuza kadar kazanacaktı ve ben kendimi asla affetmeyecektim.
İlayda'dan intikam aldığımda her şey için çok geç olmayacaktı ama onun için çok geç olacaktı çünkü onda ağır bir hasar bırakmadan durmayacaktım.
En çok acıyı ona çektirecektim, bu kardeşime bıçak çekmem, kendimden büyük birini arabanın önüne atmak gibi olmayacaktı. Daha ağır olacaktı.
Üçüncü denememde birinin yardımıyla ayağa kalkmayı başardığımda sırtımdaki çanta artık ağırlık olmaya başlamıştı.
Başımı kaldırıp kim bana yardım etti diye baktığımda bunun alt sınıflardan biri olduğunu gördüm.Cebinden bir mendil çıkarıp bana uzattığında ona minnet eden bakışlar yolladım ve elindeki mendili aldım, burnuma bastırdıktan sonra gözlerimi bizi izleyen insanlara çevirdim, ardından İlayda'ya döndü. Ona gülümsedim. Bu gülümsemenin hiç hayra alamet olmadığını bilen bir tek o vardı.
Bakışları adım adım değişti onun yerini korku aldı. Yavaş adımlarla ona doğru ilerlerledim, merdivenlerden yukarı çıktım.
İlayda'nın karşısında durunca İlayda'nın hemen yanında olan sınıfım geriye çekilmişti.
"Biliyor musun?" dedikten sonra dudaklarımda olan tehlikeli gülüş yavaşça soldu. Gözlerimdeki nefret harlandı."O tüm söylediklerin, ettiğin küfürler senin karakterinden başkası değil. Kartal'ı elde etmeye çalışman bile senin karakterinin nasıl biri olduğunu gösteriyor.Sen bir zavallısın İlayda Güngör!"
Bunları söylediğimde öfkeyle bana doğru yürüdü, öfke her zaman iyi bir şey değildi. Bunu ona öğretmenleri lâzımdı.
Bana yaklaşmasını fırsat bildiğimde onun ensesinden tuttum ve tıpkı onun bana yaptığı gibi onu meridvenlerden aşağıya ittim. O aşağıya düşerken onu keyifle izledim.
(Bu olayı tamamen ben yaşadım.)
GÜNÜMÜZ...
Hatırladıklarım yüzünden kendime olan öfkem biraz da olsun dindi çünkü İlayda''yı merdivenlerden itmiş, burnunun kırılmasını sağlamıştım.
Bu da bir şeydi.
Ayağa kalktım ve yatağa doğru yürüdüm. Kendimi yatağa atarken ayakkabılarımı çıkarmadım, öylece uykumun gelmesini bekledim.
❤️🔥
Merhaba, ilham Perilerim!
Bir günde iki bölüm! Wow. Hiç benlik değil. KDLDDK
Sizce bu bölüm nasıldı?
Dediğim gibi o olayı ben yaşadım. Her şey gerçek. O zorbamın adı da İlayda'ydı. Kendimden bir şey katmak istedim.
Belki bir gün daha fazlasını da size gösteriridim. Ama ağlamayacağınıza söz verin... Çünkü en büyüğüyle karşınızda olacağım bir gün. :)
Kendinize iyi bakın aşklarım.
OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN SEVİLİYORSUNUZ!
❤️🔥🔪♥️🗝️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENDE YANACAKSIN I YARI TEXTİNG +18
Umorismo♔İLK KİTAP TAMAMLANDI!♔ ... ❝ Vazgeçmek cesaret değildi, kaybetmekti.❞ Peki ya onu, daha önce görüp aşık olduktan sonra altı, yıl boyunca karşılık alamayıp onu beklerken sıkıntıdan onun beni sevmesini beklerken ona mesaj atıp yanlışlıkla onun bir ka...