1.4

370 21 7
                                    

Ellerim, kafam, bacaklarım... Her yerim acıyordu.Bedenimdeki tüm güç çekilmişti. Sanki ölü bir beden gibiydim ama ruhum yaşıyordu.

Ruhumun ölmesini dilerdim. Ama öyle olmayacağını da biliyordum. Canım yanıyordu ama o acıyı dindirecek bir şey de yoktu. Eskiden olsa Kartal olurdu ama şimdi... Değişmişti. Değişmiştim.

Gözlerimi yavaşça araladım. Gözlerim acıyordu ve her yer bulanıktı. Nefes almam çok zordu.

Ellerimi yatağa bastırarak zorlukla doğruldum. En son kriz geçirmiştim. Evet, onun yüzünden korkudan kriz geçirmiştim.

Karanlıktan korkuyordum, bu değişmeyecek bir şeydi. Değişemezdi çünkü ben korkumu yenecek kadar cesur biri değildim. Olamazdım...

Meraklı gözlerle etrafı incelediğimde buranın geniş konforlu bir yer olduğunu gördüm.

Nerdeydim ben? Ayağa kalkmak istediğimde bunu engelleyen kollarımda olan, ağırlık ve zincir sesiydi. Beni yatağa zincirlemişti!

Sinirle nefesimi verdim ve onu beklemeye başladım.

Birkaç dakika sonra kapı açıldı, içeriye o girdi. Tanrım! Katiller bu kadar mı yakışıklı olurdu? O... Çok yakışıklıydı.

"Yemek yemelisin," dedi gözleriyle ellerinde tuttuğu tepsiyi işaret ederek. Patetes püresi ve böğürtlenli bir kek vardı tepside.

Omuz silktim. "Yemeyeceğim! Zorla mı kardeşim?"

"Eğer istersen zorla olur."

Ne? Ne dedi o? Elindeki tepsiyi yanıma gelerek kucağıma bıraktı, ardından yatağa oturdu ve patates püresinden bir kaşık aldı.

Ben şaşkınlıkla onu izlerken o bu halimi keyifle izliyordu.Gözleriyle dudaklarımın ucunda olan kaşığı işaret etti."Yiyecek misin, yoksa zorla mı ağzına koyayım?"

Söyledikleriyle kendime geldim ve elindeki kaşığı aldım, kendim yesem daha iyi olurdu. Birkaç kaşık yesem zaten doyardım.

İlk kaşığı ağzıma götürdüm ve yedim. Midemde sanki baloncuklar uçuştu. Dur bir dakika!

Ben bunun içinde zehir olup olmadığını sormamıştım!

(Sen nasıl bir watty kızısın Liva! Neden sormadın? Tabii benimde aklıma gelmedi. Bende Kartal'ın yakışıklılığına dalmışım, dur şimdi soralım. KDLRKRKJ)

"Daha önce sormadım ama bunun içinde zehir mi var?" dedim gözlerimi şüpheyle kısarak. Ben bu salağa neden güveniyordum ki?

(Salak demediğim karakterim kalmadı, hakkınızı helal edin.)

"Eğer yemeğin içinde zehir olsaydı şu anda hayatta olmazdın değil mi? Hem ben neden sevgili kurbanını öldüreyim ki? Sen bana lâzımsın."

Ona lâzım mıydım? Ama neden? Ne yapmıştım ona? HİÇBİR ŞEY!

"Ben sana bir şey yapmadım..." Derin bir nefes aldı, bakışlarının nasıl değiştiğine adım adım şahit oldum. Bir şey düşünüyordu ve düşündüğü şey onu değiştiriyordu.

Yutkunduğumda onun sesini duydum. "Sen bana her şeyi yaptın." Bir şey yapmamıştım. Yalan söylüyordu. Ben kimseye zarar falan vermemiştim.

"Yalan söylüyorsun!" Başımı olumsuz anlamda iki yana salladım."Ben bir şey yapmadım." Nefes alamadığımı hissedebiliyordum, nefesim sıkışıyordu."Bir şey yapmadım..."

Ellerim titremeye başladığında kriz geçireceğimi anlayıp benden uzaklaştı. "Tamam," dedi korku ve endişe karışık bir şekilde."Gidiyorum."

Ve gitti.

Nefesim yavaş bir şekilde düzene girmeye başlamıştı. Onun arkasından sadece baktım.

❤️‍🔥🔪

Merhaba, ilham Perilerim!

Sizce bu bölüm nasıldı?

Sizce Liva neden kriz geçiriyor?

Lütfen destek olmak çin oy verip yorum yapmayı unutmayın!

❤️‍🔥❤️♥️🔪

SENDE YANACAKSIN I YARI TEXTİNG +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin