Sınıftakiler tribünlerden dövüşümüzü izliyordu. Portia'ya sürekli bir tezahürat vardı.
"Hadi Portia yapabilirsin!"
"Portia, şu çirkin maymuna gününü göster!"
"Portia suratımın intikamını al!"
"Portia sana bahis oynadık!"Ne bahis mi!
Bilseydim kendime oynardım.
Herkes Portia'ya oynadıysa kazanırsam köşeyi dönerdim.
Tribünlerden gelen destekle Portia hızla ileriye atıldı.
Ben de savunma pozisyonuna geçtim.
Bana yaklaştığında baldırıma vuracağını zannedip tahta kılıcımı aşağıya indirdim ama saldırı yapmadan yanımdan koşup geçti.
Arkama döndüğümde suratıma yatay savrulan kılıçla karşılaştım.
Zar zor geriye adım atınca tahta kılıç saçlarımın içindan geçti.
Saldırısı durmamıştı.
Bu sefer kılıcını diyaframıma saplamaya çalışıyordu.
Kılıcımı onun kılıcına vurup saldırısını engelledim ve hareketimi hiç durdurmadan boynuna doğru kılıcımı savurdum.
Ufak ayak hareketiyle saldırımı boşa çıkardı. Sonra kendi ekseni etrafında dönerek koluma hamle yaptı.
Dönmenin etkisiyle hızlanan kılıca karşılık veremedim ve kolumun üst kısmına çarpan tahta kılıç, ayaklarımı yerden kesti.
Ah...
Kolum...
Tahta kılıcım elimden düşmüştü.
Ben de...
Platformdan aşağıya düştüm.
Sırt üstü yerde yığıldım.
Bu haksızlıktı.
O paralı asker olarak çalışmış.
Ben de soktumun boktan prensi....
Sokayım...
Zedelenen kol kaslarımın acısından değil, parçalanan gururumun verdiği acıdan dolayı sol gözümün kenarından bir yaş damlası aktı.
Yenilmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli Şerefsiz. (TAMAMLANDI)
Fantasía18/08/23 vahşet #1 Her pis işi yapan bir mafyanın patronuydum. Bir gün gözümü açtım ve kendimi ortaçağda bir köle olarak buldum. Ölmüş müydüm?.. Her öldüğümde bunu yaşayacak mıydım?... Koskoca Mafya Babası Shez'in düşüş ve yeniden yükseliş hikayesi...