Bal okurlarım, hiç yorum yapmıyorsunuz artık, üzmeyin şu gariban yazarı. Oy ve yorumlarınızı bekliyor, keyifli okumalar diliyorum.
Güneş tepelerin ardından görünmeye başladığında atımın üstünde mızmız bir omegayı bekliyordum. Sıkıntıyla iç çekip göğsümde bağladığım kollarımı çözerek ona uzattım. "Hadi ama Çilli."
"Binmek istemiyorum." dedi omuzlarını kaldırıp indirirken. "Yaşlı Zhou nerede?"
"Yaşlı Zhou ile gidecek olursan oraya vardığında vakit akşam olur." Yeniden omuz silkti.
"Bu at sevmedi beni." diye söylendi huysuz huysuz. "Üstünden atıverir."
"Saçmalama güzelim." dedim çatık kaşlarımla aynı kelamları bininci kez tekrar ederek. Yaklaşık yarım saattir buradaydık ve onu asla ikna edemiyordum. Mühim mevzularda yersiz bir cesarete sahip olan sarı omega şimdi pek bir ürkek davranıyordu.
"Fuzuli bir uğraş bu Jongin," dedi gözleri yerdeyken ayağıyla toprağı eşeleyerek. "Ne anlarım ben ok atmaktan.. Bahçede işlerim vardı hem, ne diye peşinden sürükleniyorum?"
"Lazım gördüm ki gidiyoruz Çilli." dedim bıkmış bir şekilde derin bir nefes alarak. Gözünü ilerideki tepenin ardındaki patika yola dikip bir süre keyifsiz gözlerle baktı. Ağzını açıp tekrar itiraz edeceği sırada ise, geçen haftaki kurulda tartıştığım ve pek haz etmediğim herifin sesi kulağımda yankılandı.
"Nereye böyle Kim Jongin?" Gözlerimi yavaşça aşağıda kalan adama çevirdim. Başak tarlasının yanına yaptırdığı köşkünden çıkmış, kapıda duruyordu.
"Seni ne ilgilendirir Çakma Prens?" diye homurdanıp şaşkın gözlerle kumral adamı izleyen omegaya eğildim. Bir elimle kolunu diğer elimle belini yakalarken itiraz etmesine zaman tanımadan atın üzerine çektim bedenini. Tiz bir çığlık atıp koluma tutunmuştu anında. Aşağıdaki gereksiz herifin beni sinir eden varlığı yetmiyormuş gibi bakışları ona dokunduğunda kolumu belinden çekmeden önüme aldım.
"Çok konuşuyorsun Komutan." Memnuniyetsiz tınısına aldırmadan Sehun'a uyarıcı bir bakış attım. Muhatap dahi olmaması gereken bir adamdı. Tam da bu sebepten daha fazla oyalanmadan gitmemiz gerekiyordu lakin geç kalmıştım. "En az diğerleri kadar söz hakkım var üzerinde." diyerek laflarına devam ettiğinde öfkeli bir gülüş bıraktım.
"Hadi ya?" dedim kaşlarımı kaldırarak. "İmparator Arito'nun haberi var mı bu yeni gelişmeden? Zira son hatırladığım, senin hanedan üyeliğinden men edildiğindi."
Kaşları çatılırken öfkeyle soluduğunda ellerini yumruk yaptığını fark ettim. Bu acınası tavırlarıyla benimle boy ölçüşebileceğini sanması hayli komikti. "Köşküne dön hadi Çakma Prens, bir daha da işime burnunu sokma."
Bu defa cevap vermesini beklemedim, atın dizginlerine asılarak ani bir hareketle tepenin ardındaki patikaya çevirdim yönümüzü. Sehun hala sıkı sıkıya koluma tutunurken "Yavaşla!" diye bağırdı. Korku dolu nefesler aldığını hafifçe titreyen vücudundan anlayabiliyordum. Adamı yeterince geride bıraktığımıza kanaat getirdiğimde Akina'nın sırtına usulca dokunarak yavaşlamasını sağladım.
"Neden öyle habersizce hareket ediyorsun, düşecektim neredeyse!" diye çemkirdi. Belinde duran elimle yavaşça karnını okşayıp kulağına eğildim.
"Düşmene izin vermem Çilli." Hala sakinleşememişti ama bir yandan da merak içini kemiriyordu, omegamı tanıyordum. Sesimi çıkarmadan sormasını beklerken düzlük yola çıktığımızda "Kim o adam?" diye yavaşça mırıldandı. "Neden huzursuz etti seni?"
"Önemli biri değil, kendini soylu zanneden bir budala yalnızca." diye cevap verdim uzatmadan. Açıklamaya değer bir yanı yoktu. İmparatorun gayri meşru doğan küçük oğluydu, en başından beri hanedanın istenmeyen üyesi olsa da son vakitlerdeki münasebetsiz eylemleriyle iyice göze batmaya başlamıştı. Alkol ve kadın düşkünü serserinin tekiydi. Aprikusla girdiğimiz savaşta da yine yapacağını yapmış, vazifesini yerine getirmemişti. Küçük birliğiyle orduya katılmaması herkes için son damla olurken hanedan tarafından men edilmişti en sonunda. Yine de olağan kurullara katılma hakkını elinden almamıştı İmparator Arito. Son kurulda komşu ülkelere gönderdiğim elçiler hakkında benimle münakaşaya girdiğinde ise ağzının payını almıştı. O gün bugündür bana kini olduğunu hissedebiliyordum. Lakin üstüne düşeceğim bir konu değildi. Kendi kendine vızıldıyordu arada sırada.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yes My Prince!
FanfictionGüzelliği dillere destan bir omega olan Prens Byun Baekhyun dört bir yana yapacağı yarışmanın haberini salar ve topraklarındaki tüm alfaları toplar. chanbaek&sekai Yetişkin içerik