7

293 38 10
                                    

[Seungmin]

Hala o gün Chan'ın ne demek istediğini düşünüyorum. Ne yaşamış olabilirdi ki? Ve o video...

"Bazı fotoğraflar buldum. Biraz garipler."

Jisung'un elinden telefonu aldım ve incelemeye başladım. Chan ve yanında bir adam. Ortaokuldan kalma olduğu belliydi ve o adamın öğretmeni olduğu da.

"İlişkisi olduğu öğretmenin bu olduğunu düşünüyorlamış."

"Bu adam çok yaşlı. Kırk beşinde vardır."

"Öyle. Herkes farklı bir şey söylüyor ama ben..."

"Sen ne?"

"Bu adamla ilişkisi olduğunu düşünmüyorum."

"Tabi ki yoktur. Ortaokullu birisi bu yaştaki biriyle ilişki yaşamaz istismar edilir."

"Hayır öyle değil. Yani bu... Tek seferlik olabilir mi?"

"Nasıl yani?"

"Tecavüze uğramış olabilir mi?"

En dibi gördüm dediği şey bu muydu yani?

"Yani o video-"

"Olabilir. Kimse görmedi çünkü."

"Peki bu adama n'oldu?"

"Söylentiler yüzünden ailesi Chan'ı okuldan almış ve bu adam aylar sonra bir öğrencisini taciz ettiği için tutuklanmış."

"Peki ya... Chan?"

"Bilmem."

Bu kadarı çok fazla. Asla böyle bir şey yapamam. Asla o videoyu ortaya çıkaramam.

"Aramayın artık."

"Bende bunu soracaktım."

"Yine de size yemek ısmarlayacağım tamam mı? Çok uğraştınız, teşekkür ederim."

"Rica ederiz."

Bu dakikadan sonra normal konuşmamız biraz zordu. Birkaç ders sonra yapabildiğimiz kadar sindirip tekrar eskisi gibi konuşmaya başlardık. Sonuçta kesin değildi değil mi? Belki de başka bir şey yüzünden Chan'ı okuldan almışlardı. O video başka bir videoydu.

Böyle olmalı, yoksa ailesi şikayet ederdi. O adam aylar sonra başka bir öğrenci yüzünden değil bu sebeple hapse girerdi.

Ondan intikam almalı mıyım? Bu şekilde olmasa da taciz edilmiş olabilir. Belki de bu yüzden garip bir ruh halindedir. Belki de ailesine hiçbir şey söylemediği için-
Hayır. Böyle bir şey yaşasaydı söylerdi değil mi? İçinde tutmazdı, tutmamalı. Söylemeliydi, bağırmalıydı! Yapardı böyle. Ailesi de ona destek çıkardı.

Her şeyi siktir et! Artık bir önemi yok. Bu kadar ileri gitmemeliydim. Bu yaptığım onu rahatsız eder mi?

Öfkeli hissediyorum. Bu iğrenç! Bir insan bir çocuğa nasıl bunu yapabilir ki? Eğer böyleyse Chan'ın her şeyi yapmaya hakkı var. Doğru olan şeyin ne olduğunu bilmiyorum ama benimle uğraşmak kafasını dağıtıyorsa uğraşsın. Keşke ona yardım edebilsem. Şimdi ona sıkıca sarılmak istiyorum.

---

"Aklındaki şey her neyse, patladı galiba."

"Hı?"

"O kadar sinirli bakmıyorsun."

"Evet, patladı."

"Ne o?"

"Ne ne?"

"Sinirli veya korkmuş gibi bakmıyorsun. Acınası... Görünüyorsun. Şimdi de benim için üzülmeye mi başladın?"

Cevap vermedim. Daha yeni duyduğum şeyler yüzünden kafam allak bullaktı ve açıkça söylemek gerekirse konuşurken onu incitmek istemiyordum. Ona acıdığımı düşünmesini ise hiç istemiyordum.

Neredeyse tüm okul aramızdakileri bildiğinden bize bakıp duruyorlardı. Chan'ın suratıma patlatmasını bekliyorlardı sanırım. Şu durumda bende onu bekliyorum çünkü nasıl davranmam gerektiği hakkında bir fikrim yok. Belki de eskisi gibi korkak olmak en iyisidir?

"Cevap ver!"

Bağırdığında ödüm bokuma karıştı resmen. Bu etrafımızda daha fazla insan toplanmasını sağladı.

"H-hayır."

Öyle hırsla nefes verdi ki aramızda bir metre olmasına rağmen çok yüksek işittim. Kolumdan tutup beni sürüklemeye başladı. İnsanlar garip şekilde bakıp, konuşuyorlardı. Bazı fısıltıların ne dediğini anlayabiliyordum.

Sonunda boş bir sınıf bulduğunda beni içeri itti ve kapıyı kapatıp üzerime yürüdü.

"Sen beni aptal mı sanıyorsun?"

"..."

"Sana soru sordum, cevap ver!"

Tekrar kokup sıçradığımda kafamı kaldırıp cevapladım.

"Hayır."

"Neyin peşinde olduğunu biliyorum. Okuldaki birçok kişiyi tanıyorum Seungmin. Üstelik araştırdığın şey benim hayatım, ne kadar kolay öğrenebileceğim aklına gelmedi mi?"

O benim üzerime yürüdükçe ben geriliyordum ama bir noktada bunun bir işe yaramayacağını fark ettim. Ne diye geriye gidiyorum ki? Olduğum noktada durmak en iyisi.

"Özür dilerim."

Benimle birlikte o da durdu ve alık gibi bakmaya başladı.

"Ben çok öfkelenmiştim, aptal gibi, insanların hayatını kurcalamamam gerektiğini akıl edemeyecek kadar."

"Ne duydun."

"Bir sürü garip söylenti. Hiçbirinin aslına ulaşamadım ve istediğim şeyi de bulamadım."

Saklamaya çalışıyorum ama o gerçekten aptal değil. Neler öğrendiğimi biliyor.

"Bana acıyorsun değil mi?"

Gözleri mi doldu?

"Hayır! Asla, böyle bir durumda asla sana acıyamam. Sadece senin üzerine gitmek istemedim ve nasıl davranmam gerektiğini bilemedim bir an. Hala neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmiyorum."

Birden boğazıma sarılıp sırtımı duvara vurdu.
Ağzından salyalar akıtarak bağırmaya başladı. Ne söyledim bu kadar sinirlendirecek?

"Üzerime gelmek istemedin öyle mi? Siktir git! Bana zarar verebileceğini mi düşünüyorsun? Anlamıyor muyum ha! Bana ne kadar acıdığını anlamıyor muyum?"

Nefes alamıyorum. Ellerini tırmalayıp kurtulmaya çalışıyorun ama nafile, hiçbir etki etmiyor.

"S-sen de bana- aynısını yaptığn."

Sonunda boğazımı bıraktığında yere devrildim. Çok acıyor, tüm vücudum titriyor, nefes almakta zorlanıyorum.

"Ne dedin az önce?"

"Sen de bana aynısını yaptın."

"Yapmadım."

"İkı yıldır, neler yaptığını hatırlamıyor musun?"

Islak gözlerimle ona bakmaya çalıştım ama etrafı buğulu görüyorum. Zar zor konuşuyorum ve sesim acayip hırıltılı çıkıyor. O kadar acıyor ki sürekli öksürüyorum.

"Sadece vurdum."

"Yaptığın şeylerin ne olduğunu bilmiyorsun değil mi? Hepsi sadece şiddet mi? Kaç kez bana dokundun. Çok ciddi şeyler değildi ama- bok gibi hissettim. B-ben nasıl olduğunu biliyorum. Sana acımıyorum. Neden acıyayım ki?"

Onu göremiyorum ama burnunu çekmesinden ağladığını anladım. Beni orada bırakıp hızlıca çıkıp gitti sınıftan.

Merhem / ChanMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin