19

208 27 16
                                    

[Chan]

Seungmin sonunda benden ümidini kesti sanırım. Gerçi bu iyi bir şey, ben de bunu istiyordum zaten ama şimdi kötü hissediyorum. Hak etmediğimi düşünsem de birinin benim için bu kadar uğraşması iyi hissetiriyordu.

Ama ben bu vicdan azabıyla onun suratına bakamıyorum. Cidden, nasıl biriyim ben? Bütün bunları ona nasıl yaptım? Umrunda değilmiş gibi davranıyor ama mümkün değil, kim o kadar şeyi unutabilir ki?

"Hey Chan! Daldın gittin yine."

"Afederdin, sen Jeongin'in yanında değil miydin? Bu sefer çabuk geldin."

"Çabuk gelmedim, iki derstir uyuyorsun neredeyse."

"Diğerleri nerede?"

"Bahçeye çıktı."

"Sormaya korkuyorum ama Jeongin'le n'oldu?"

"Bu sefer hakaret işitmedim. Gittikçe daha az küfür etmeye başladı ve bu sefer sadece biraz aşağıladı. İyiye işaret değil mi?"

"Bence seni beklemez, o eder sana evlilik teklifini."

"Dalga geçme Chan. Peki sen nasılsın? Günlerdir Seungmin seni çatıya götürmüyor."

"Sıkıldım artık, o yüzden gitmiyorum."

"Seungmin'in sana bu kadar iyi davranması çok garip, sebebi neyse ben de bilmek isterdim." Bunu oldukça imalı bir şekilde söyledi, nedense çok gerildim ve biraz da, korktum sanırım.

"Ne demek istiyorsun?"

"Onu boğmaya çalıştıktan sonra bile sana bu kadar iyi davranması garip demek istiyorum."

"..."

"Bak Chan seni anlatman için zorlamayacağım ama Seungmin'in bilipte bizim bilmememiz garip."

"Ben söylemedim, kendisi öğrendi."

"Tamam. Ama eğer anlatmak istersen biz hep buradayız unutma tamam mı? Bu kadar içine atmak zorunda değilsin."

"Biliyorum sadece... benim için biraz zor."

...

"Peki Seungmin'den hoşlanıyor musun?"

Ne?

"Ne?"

"Onunla yemek yemediğin için üzgün gibisin biraz, ondan merak ettim."

"Çok saçmalıyorsun Minho, bu kadar saçmalarsan  Jeongin senin suratına bile bakmaz bence."

"Zaten bakmıyor."

Tüm teneffüs konuştuk, daha doğrusu Minho konuştu. Jeongin konusunda çok şey biriktirmiş.
Ayrıca arada bir o kadar imalı konuştu ki! Seungmin'e karşı bir şeyler hissedemem. Mümkün değil.

---

"İki gün çok uzun değil mi anne?"

"Uzun mu? Kardeşimi aylardır görmüyorum, kısa bile!"

İki gün yalnız kalmak istemiyorum.

"Haklısın, pardon."

Ellerini yanaklarıma koydu.
"Sakın yokluğumdan faydalanıp akşam bir yerlere çıkma tamam mı?"

"Tamam, ne yaparsam evde yapacağım."

Gülere yanaklarımı sıktı ve sulu sulu öpüp, hoşçakal diyip çıktı evden.

Annem evde yoksa bunu iyi değerlendirmeliyim, değil mi?
Evde birkaç bira var, çocukları çağırmak en iyisi. Onlarla aramın uzun zamandır eskisi gibi olmadığını hissediyorum. Belki arkadaşlığımız eskiyordur? Belki de ben eskiyorumdur.

Merhem / ChanMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin