[Felix]
"Minho'yla konuştum, niyetleri kötü değilmiş falan filan zırvaladı baya. Chan ve Seungmin doğru düzgün oturup konuşmadıkları için Changbin ve Hyunjin bunu planlamış ama kendisi sütten çıkmış ak kaşıkmış, hiçbir sey yapmamış hatta o ikisine de bunu yapmamalarını söylemiş."
Jeongin bunları söyleyip bıkkın şekilde oturdu masaya, Seungmin nerede bilmiyoruz. Muhtemelen Chan'dan kaçmaya çalışıyordur.
"Şu Minho'ya çok üzülüyorum, bir insan ne kadar salak olabilirse o kadar salak. O kadar zorbaladığın insana aşık olmak ne ya?"dedi Jisung.
Sonraki beş dakikayı Jisung ve Jeongin'in Minho'ya ne kadar acıdıklarını anlatmalarını ve o aptal dörtlüyü aşağılamalarını dinleyerek geçirdim.Sonra da çişim geldiği için lavabonun yolunu tuttum, başka nereye gidebilirim ki?
Kabinlerden sadece biri dolu, işimi halledip çıktığımda diğer kişinin Changbin ayısı olduğunu gördüm, tuvaletten çıkınca ellerini yıkamayı biliyormuş.
Ona hiç bulaşmadan buradan gitmek daha akıllıca ama ona sormak istiyorum, neden bunları yaptığını. Ona bağırmak ve bir tane vurmak istiyorum ama tabi yapamam. Aslında birkaç ay spora gitsem Changbin'i zıplatırım ama zamanım yok, ben beynini geliştiren bir insanım.
"Neye bakıyorsun?"
Sıçtım, hayır bugün dayak yemeyeceğim! On saattir kafamda bir seyleri tarttığım için dik dik bakmış bulundum ama bunu söyleyemem sanırım. Az önceki cesaretim götüme kaçtı.
"Hiç."
"Sana diyorum, daha yüksek sesle konuş."
Keşke balon olmasaydı da suratına bir tane patlatsaydım.
"Bir şeye bakmıyorum, niye bakayım ki sana?""Bilmem, onu sen bileceksin."
"Bir şeye baktığım yok, rahatsız olduysan da kusuruma bakma."
Çıkmak için kapıya yöneldiğimde tam kapının önünde durdu ve dik dik bakmaya basladı.
"Kantinde konuşurken daha sessiz olmalısın Felix."
Yüce rabbim, on yedi senelik imanımla sana yalvarıyorum, bu zamana kadar yediğim onca dayağı ve ugradığım tüm zorbalıkları gör ve en azından bu durumdan kurtulmama yardım et lütfen!
"Ha? Ne kantini?"
İşicem. Jeongin görse suratıma tükürürdü.
Aslında karşımda olsam bende suratıma tükürürdüm. Bu kadar ezik olmak çok gurur kırıcı ama hayatıma bakıyorum ve en azından bundan yırtmak istiyorum. Gururumu daha güçlü olduğum bir an düşünmeliyim."İnkar etmeye kalkma kendi kulaklarımla duydum. Ee, yaptığım şeylerin sonuçlarına nasıl katlanacağım peki?"
Piç.
"Cidden mi? Tek başıma bir sey yapamayacağımı biliyorsun. Ayrıca hakkında ne düşünmemi bekliyordun ki? Harika birisi olduğunu falan mı söylemeliydim?"
"Söylediklerine kızgın değilim zaten ama karşımda biraz daha cesur durmanı isterdim."
Resmen benimle dalga geçiyor, karşımda sırıtıyor. Biliyordum, sadece kendi çıkarı için iyi gibi davranıyordu, adi herif.
Neden biraz olsun gerçekten iyi biri olamıyor ki?"Çekil lütfen, gideceğim."
"Dediğin şeyi yapana kadar olmaz. Madem benden bu kadar nefret ediyorsun o zaman sağlam bir tane vur bana, yeterince güçlü vurursan gitmene izin veririm."
Mazoşist falan mı bu?
"İstemiyorum, sadece çıkmak istiyorum."
"Hadi ama Felix, çocuk gibi ağlama," bileklerimi tutup kaldırıyor sarsmaya başlıyor "kaybedecek neyin var ha? Neden korkuyorsun bu kadar, daha önce defalarca başına gelmedi mi? Hem bu hepsinden farklı, bu sefer sen karşı tarafta olacaksın. Söz veriyorum hiçbir şey yapmayacağım."
İstemiyorum. Çıkmak istiyorum, sol gözümden bir damla akıyor.
"Sadece vur gitsin tamam mı, hayatım üzerine yemin ederim ki bir şey yapmayacağım."
"Karşılık vermeyen birine vurusam adice bir şey yapmış olurum, senden farkım kalmaz."
...
"Tamam, o zaman hızlı ol. Yumruklarından kaçacağım."
Bu bana saatler gibi gelen bir süre boyunca devam ediyor ve sonunda pes etmek zorunda kalıyorum. O haklı, bunu daha önce defalarca kez yaşadım ve hiçbirinde vurma hakkım yoktu, korkacağım bir şey yok.
İlk yumruğumdan kaçıyor, ikinciden de ve üçüncüden de. Biraz yerinde dursa çok iyi vuracağım aslında.
En sonunda karnına bir yumruk atabiliyorum, taş gibi olduğu için pek işlemiyor ama eyilmesini sağlıyor ve bum! Peş peşe iki tane patlatıyorum suratına!
Bugün benim yeniden doğduğum gün, Lee Felix'in yeni birine dönüştüğü o gün. Seo Changbin'in suratına iki tane patlatan Lee Felix'e dönüştüğü o gün.
Eliyle dudağını tutuyor, iki yumruğumda dudağına isabet ettiği için dişi orayaı kesmiş olmalı. Ağzından kan damlıyor.
Musluğu açıp kanı temizlerken "Fena değil ama daha çok yolun var," diyor "kendini savunamamana şaşmamalı, çok cılızsın."
"Artık beni rahat bırakır mısın Changbin? Yoruldum."
Bu bir rica değil."Tabi ki birakacağım, beni yumruklayan biriyle daha fazla uğraşamam."
Surat ifadesi ciddi ama dalga geçiyor gibi. Her neyse bir anda buradan çıkacağım ve çantamın kenarında takılı olan ponnyme öpücük konduracağım çünkü çok tatlı. Sonra su içip sakinleseceğim ve aşağıya ineceğim, dilimi tutacağım ve dayanabildiğim kadar dayanıp diğerlerine bu konuyla ilgili bir sey söylemeyeceğim. Belki konusacak konu bulamadığımızda atarım ortaya ama şimdi değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merhem / ChanMin
FanfictionLise hayatı mahvolan Seungmin en büyük zorbasına karşılık vermek ister ama istemediği şeyler öğrenir.