Bölüm 11

23 2 1
                                    

Nereye gideceğimi bilmeden hırsla yürüyordum. Lina bana ihanet etmişti ve bunu Eymen'de biliyordu. Biliyordu ve söylemiyordu, ben en yakın arkadaşım Lina derken biliyordu ve söylemiyordu. Bana ihanet edilmişti, benden bir şeyler saklanılmıştı, saklanıyordu.

Yüzüm; yağmurda yürüyormuşum gibi ıslaktı, gözlerim; ağlamaktan yuvalarından çıkacakmışçasına ağrıyordu.

Yürüyordum ama nereye olduğunu bilmiyordum. Kocaman bir hiçliğe gidiyordum. Bunları hak edecek ne yaptım diye düşünmeden edemiyordum. Bir insan en yakın arkadaşına neden ihanet ederdi? Ya da en önemlisi en yakın arkadaşı mıydım?

Hiç tanıdık olmayan ama bir o kadarda tanıdık gelen yollardan geçerken nereye gittiğimi bilmiyorken evime gidiyormuş gibi hissettim.

Gözlerimin sürekli dolmasından etrafı göremiyordum. Rüzgar adeta ayrılık senfonisi söylüyor, yapraklarda eşlik ediyordu. Gökyüzündeki kasvetli hava; küçücük, karanlık bir odada bir başınaymışım gibi hissettiriyordu. Şimşeklerde odadaki küçük bir mum ışığı gibi her ne kadar sönük olmasalarda.

Başımı sadece ayaklarımı görecek şekilde yere eğdim ve daha hızlı yürümeye başladım. Bu kasvetli ortamda biraz daha kalırsam olmayan panik atağım her an ortaya çıkacakmış gibi.

Güvenli bir yere gitmeliydim. Evime. Adımlarım  gitgide tempolu bir koşuya dönüştü. Ayaklarım bir güç tarafından kontrol ediliyor gibiydi. Gidiyordum ama nereye olduğunu bilmiyorumdum. Kime güvenip-güvenmeyeceğimi bilmediğim gibi.

Adımlarım yere çivilenmiş gibi bir an da durdu. Etrafı daha iyi görebilmek için ellerimle gözlerimdeki yaşları sildim. Başımı kaldırdığımda gördüğüm şey lunaparktı. Rüzgarın şarkısı bitti, yağmur durdu, gökyüzü parladı güvende olduğumu hissettirir gibi. Ait olduğum yere gelmiştim, evime.

Oyuncakların arasında yürüyor bir yandan da hatırlayabildiklerimle diyarı hayal etmeye çalışıyordum. Diyarda hâlâ yaşam var mıydı, beni hatırlıyorlar mıydı, ben duygularımla diyarı kül etmeden önce neler yaşamıştım, Lina'nın ihanetini orada öğrenmiş burada unutmuş muydum yoksa hiç mi bilmiyordum? Sorular zihnime birikirken atlı karıncaya bindiğimi dâhi fark etmedim. Atım gerçek bir atmış gibi davranıyor, yelelerini seviyordum sanki hiç sorunlarım yokmuş gibi. Biraz gamsız mıydım ne?

Bu savaşta ben yokum diyende bendim, deli gibi düşünende. Bu bana haksızlık. Hepsinin intikamı alınır bir gün elbet tabi üşenmezsem.

Hiçbir derdim yokmuş gibi bütün oyuncaklara bindim, açıkçası hepsinden de mutlu indim. Lunapark beni iyileştiriyor, bana iyi geliyordu.

Yine başımı sadece ayaklarımı görecek şekilde yere eğdim ve koşmaya başladım. Şimdilerde hiç evimmiş gibi gelmeyen ama evim olan yere doğru koşamaya başladım. Koştukça zihnimdeki düşüncelerden uzaklaşıyor, sadece kendime odaklanıyordum. Adımlarım yavaşladı ve yine aniden yere çivilenmişçesine durdu. Bu benim yeni özelliğim miydi? Oyunda bir gücün kilidi açmışım gibi hissediyordum. Başımı yerden kaldırdığımda gördüğüm manzara beni dumur etti. Sevinçlerimi, hüzünlerimi, korkularımı, kızgınlıklarımı yaşadığım hatta ilk defa aşık olduğum ev yoktu. Kocaman bir boşluk, hiçlik, yaşanmamışlık vardı.

Öylece durmuş kıskanç insanların kafa tasının içindeki boşluktan bile büyük olan bir boşluğa bakıyordum.

Yeni bölümü nasıl buldunuuuz?
Sizce ileride neleeer olacak?
En beğendiğiniz kısım neresiiii?

Sizleri seviyorumm!

fm.

HAYALLERİN GERÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin