30

11.4K 534 25
                                    

tuğkan-belki de


izem kayhan
ocak 2, 2020

"benim gelmemi ister misin?" dedi ablam. "hayır abla, ben tek başıma hallederim." dedim. "izem..." diye mırıldandı. "görüşürüz abla." diyip telefonu yüzüne kapattım. ellerimi hafif belli olan karnıma koyup mırıldandım. "cinsiyetini öğrenme vakti minnoş." gülümsemeye çalışarak doktorun kapısını çaldım. "hoş geldiniz izem hanım." dedi. "merhaba." diyebildim. "nasılsınız, hamilelik nasıl gidiyor?" "yani geceleri kusmalarım var. onlar da normaldir diye düşünüyorum." emrah bey gülümsedi ve başını olumlu anlamda salladı. "kan değerleriniz düşük çıkmış. size birkaç tane takviye vereceğim, haberiniz olsun." "tamam." dedim ben de. "cinsiyetini öğrenmek ister misiniz?" dedi. heyecanla başımı salladım. siz karnınızı açıp uzanın, ben geliyorum." dedi. dediklerini yaptım. emrah bey jeli göbeğime döküp monitöre bakmaya başladı. "eveeettt, bakın burda minik mercimeğiniz." dedi. içimde tarif edemeyeceğim bir his vardı. sağlıklı olması, hala benimle olması bir mucizeydi.

bizim mucizemiz.

acar'ın ve benim.

 "sağlıklı, değil mi?" "evet. kızınız turp gibi ama annesi için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim."

kızınız...

"kızım?" dedim titrek sesimle. "evet, güzeller güzeli bir kızınız olacak." yüzümde buruk bir tebessüm vardı. "kalp atışlarını duymak ister misiniz?" "evet." dedim. kalbi o kadar güzel atıyordu ki. "fotoğrafları birazdan vereceğim. siz peçeteyle karnınızı silebilirsiniz." dedi ve masasının başına geçti. karnımı silip reçeteyle kızımın fotoğrafını aldım.

-

eczaneden ilaçları almış eve dönüyordum. karnımı ellerimle sarmış, kızımın bu havada üşümemesi için elimden gelen her şeyi yapıyordum. benimki de saçma bir hareketti...

yere baka baka yürürken birisine çarptım. "af edersiniz!" dedi hasret kaldığım o ses. bakışlarım kahve gözlerine gitti. "acar?" diye mırıldandım şaşkınlıkla. "tanışıyor muyuz?" dedi acar sorgularcasına. 

hemen kendimi toparlamam gerekiyordu. "hayır. siz beni tanımıyorsunuz ama ben sizi maçlardan tanıyorum!" dedim biraz saçmalayarak. acar güldü. "birisinin beni tanıyacağını düşünmezdim." dedi. ben de ona karşılık, "demeyin öyle, eminim siz ileride çok başarılı bir futbolcu olacaksınız." dedim. gülümsemeye devam etti, "yanlış anlamazsanız fotoğraf çekilebilir miyiz? birkaç yıl sonra arkadaşlarıma gösterip hava atarım." dedim ben de sırıtarak. "elbette!" dedi ve fotoğrafımızı çekti.

ailecek çekindiğimiz ilk fotoğraftı.

o fotoğrafın benim için anlamı çok farklıydı. acar ise birisi onu tanıdı diye sevinmişti.

eve gider gitmez acar'ın aldığı o defteri aradım.

2 ocak 2020

yeni yıl acıyla geldi.

ilk sayfasından bu yana neredeyse 1 yıl geçti. o günden sonra sana geri yazmadım. gerek duymamıştım. neyse, bugün ne oldu biliyor musun?
acar beni, biriciğini tanımadı.
onunla eczane dönüşü karşılaştım. beni tanımadı, ben ise yalnızlıkla ona 'acar' dedim. benim de onu tanımıyormuş gibi davranmam gerekirdi ama yapamadım.
bana 'tanışıyor muyız?' dedi. ben de onu futboldan tanıdığımı söyledim, baya şaşırdı. birinin onu futboldan tanıyacağını düşünmezmiş. ben de ona ileride çok ünlü olacaksınız, fotoğraf çekilebilir miyiz? dedim.
kalbim çok acıyor. acar, biriciğim beni tanımadı.
bir de kızımız olacakmış. ilk aile fotoğrafımızı bugün çekindik.
artık çok görüşeceğiz günlük.
hoşçakal.


9.8.23'
diğer bölüm şimdiki zamandan😘

aylar olmuş|textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin