40

9.7K 520 46
                                    

tuğkan-bu yüzden

5K💗
544K❤️

acar arslan

"acar?" defteri geri bırakıp izem'e döndüm. "efendim?" "iyi misin?" diye sordu ilgiyle. başımı salladım. "gel bakalım parla, anneyi iyileştirirelim." dedim parla'yı kucağıma alırken. izem kaşlarını çattı. "ben kendime bakarım." dedi boğuk sesiyle. "hayıy anniş. biz seni iyileştiyiyiz!" dedi parla işaret parmağını sallarken. izem ise sadece gülümsedi. "sen burda kal fıstık. biz hallederiz." dedim gururla. izem gülerek göz devirdi. "bekliyorum kahramanlarım." dedi alayla. parla odadan çıkarken annesine el salladı.

mutfağa geçip parla'yı sandalyesine otutturdum. "evet bebeğim. şimdi anneye çorba yapacağız." dedim ilgiyle. "ama önce ablamla konuşmam lazım." dedim gülerek. o da gülümsedi. telefondan ablamı aradım, ablam ise telefonu "söyle velet?" diye açtı. gülümsedim. "abla izem'in ateşi var. hangi çorbayı yaparsam daha iyi olur?" diye sordum. ablam bi duraksadı.

"kemik suyu çorbası." "o ne be?" dedim yüzümü buruşturarak. "ben şimdi sana tarif edeceğim caniko." dedi ablam.

-

"oldu mu acay?" dedi parla sandalyesinin üstüne çıkarken. "parla! düşeceksin." dedim korkuyla. parla gülümsedi. "meyak etme acaycığım!" dedi parla.

"parla, sana bir şey sorabilir miyim?" dedim çekingenlikle. parla çorbayı karıştırmaya çalışırken başını salladı. "baban nerde?"

parla bu soruyla çorbayı karıştırmayı bıraktı. "uzakta." dedi sadece. "üzgünüm." dedim yanağından öpüp. o ise annesi gibi gülümsedi.

parla'nın gülüşünde annesi vardı.

"hadi gel, çorbayı anneye götürelim." dedim. parla dikkatlice sandalyeden indi. ben de tepsiyi alıp odaya doğru ilerledim. parla da peşimden geliyordu. "anniş ben kapının oydayım." dedi parla bağırarak.

ben ve izem, parla'nın odaya girmesini yasaklamıştık çünkü onun da hastalanmasını istemezdik.

"kahramanın geldi." dedim göz kırparak. izem de gülümsedi. "arya abla mı yardım etti?" dedi çorbayı göstererek. "evet de sen nerden biliyorsun?" dedim kuşkuyla. "sana bağırıyordu." dedi alayla. "heeee." diye mırıldandım. çorbadan bir kaşık alıp izem'e doğru uzattım. "aç bakalım ağzını." dedim. o ise gülümsedi ve çorbadan içti. "ben de parla'yı bu şekilde kandırıyorum!" dedi imayla.

"aaa!" dedim sahte bir sinirle. "ben seni kandırıyor muyum?" "yaaaaniiii." dedi alayla.

çorbasını bitirdikten sonra ona döndüm. "magazindeki fotoğrafı gördüm. bence gayet güzel bir poz ama bu şekilde yaymamaları lazımdı." "kaldırtmaya çalıştım ama olmuyor. o sırada uyuya kalmışım zaten." dedi mahcubiyetle. çenesinden tutup bana bakmasını sağladım. "izem, ben seni seviyorum." dedim.

duraksadı, göz bebekleri büyüdü. sonrasında ise tebessüm etti. "seni seviyorum." diye fısıldadı. tam öpeceğim sırada beni itti. "hastayım, olmaz!" gülümseyerek uzaktan öpücük attım. "acay hadi, sıkıldım." diye seslendi parla. "parla'yı da seviyorum. senin hakkındaki her şeyi seviyorum biriciğim." diyip odadan çıktım. "anniş sen şimdi dinlen!" "tamam kuzucuğum. acar abini yorma!" dedi izem de.

o sırada kapı çaldı. parla koşarak kapıyı açmaya gitti, ben de peşinden geldim. "caaannn!" dedi parla. can'ı görünce neşesi yerine gelmişti.

ben onun aksine can'ı görünce çok agresif olmuştum.

45'e kadar dayanın🙃
13.8.23'
(olayları bilenlerin gözü yaşlı diğerleri şüphelendi...)
8.7.24'

aylar olmuş|textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin