31

11.3K 590 99
                                    

duman-yürek

-sizce olaylar hızlı mı gelişiyor?? mesela hiç, acar ne ara bu kızdan hoşlandı falan dediniz mi 😕

sonradan eklenen not: canlarim bu kurgu agustos 2023'de final yapmisti fakat ben 2024 haziran'inda bolumleri duzenleyerek tekrar paylasmaya karar verdim cunku bazi kisimlarda mantik hatasi vardi. kirmizi kurgusunu direkt okumaya baslayanlariniz var ama baya spoi yersiniz...
neyse keyifli okumlar
zaten bu kurgu birkac gun icerisinde final yapar diye dusunuyorum❤️

acar arslan

kucağımda uyuyan parla'ya baktım. kumsaldayken parla örtünün üstünde uyuyakalmıştı. izem biraz daha yüzüp geri gelmişti ve şu an eve dönüyorduk. "ağırsa bana ver." dedim izem'de ki şemsiyeyle çantayı kastederek. "gerek yok." dedi izem. parla minik ellerini boynuma dolamış mışıl mışıl uyuyordu. "çok yorulmuş, baksana." dedim. o ise sadece tebessüm etti. "duşa ilk sen gi-, ay yani şey ben direkt bize geleceksin sandım. pardon." gülümsemeden edemedim. "ben otelde alırım duşu." dedim. "yemeğe gelir misin?" dedi çekinerek. "istersen gelirim." dedim muzipçe. o ise sadece gülümseyip "gel." dedi. ben de gülümsedim.

-

hızlıca duşumu alıp izemlere gittim. zile basmadım, parla hala uyuyor olabilirdi. neden izem'in yanına geldiğimi az çok biliyordum.

ondan hoşlanıyordum. ondan baya baya hoşlanıyordum.

"hoşgeldin." dedi izem fısıldayarak. "hala uyuyor mu?" diye sordum ben de. "evet, çok şaşırdım bu kadar uyumasına."

içeri girdim. mutfağın üstünde kaseler duruyordu. "yardım edeyim mi?" diye sordum. "şu tabakları arka bahçeye götürebilir misin?" dedi izem masumca. tebessüm ederek dediğini yaptım. izem'de elinde köfte tabağıyla geldi. "ellerine sağlık." dedim. "afiyet olsun." dedi o da. yemeğimizi yerken izem'le konuşmaya başladık.

"maçlar nasıl gidiyor?" dedi. "iyi." dedim sadece. izem gülerek, "ünlü olmak nasıl bir duygu?" diye sordu. "bilmiyorum ki. her an bir yerlerden magazinciler çıkabilir. sanki her adımım izleniyormuş gibi hissettiriyor." izem sanırım böyle bir cevap beklemiyordu. "ilk ne zaman 'ünlü' olduğunu hissettin?" diye sordu.

aklıma gelen anıyla tebessüm ettim.

"2020'ye yeni girmiştik. ablama giderken bir kıza çarpmıştım. benle yaşıttı sanırım, hatırlamıyorum. kız hemen beni tanımıştı. hatta ben şaşırmıştım çünkü birkaç ay öncesinde kaza geçirmiştim. ben 'tanışıyor muyuz' diye sorduğumda bana, 'futboldan tanıyorum.' dedi. o günden sonra bir özgüven geldi, görmen lazım izem. belki o kız beni orda tanımamış olsaydı, ben o kıza çarpmasaydım bu konumda olamazdım. o kızı gördüğüm an ona teşekkür edeceğim! bir de sanki geleceği görmüş gibi fotoğraf çektirmek istemişti, ileride ünlü olursam arkadaşlarına gösterecekmiş." dedim o an gözümün önünden geçerken.

"kızı görsen tanır mısın ki? o kadar zaman geçmiş." dedi izem. "elbette tanırım. hafızam iyidir benim." dedim gururla. izem sadece başını salladı.

-

"parla uyanmayacak mı?" dedim bulaşıkları makineye dizerken. "birazdan gidip bakacağım, baya yorulmuş herhalde." etrafı toparlayıp koltuğa oturdum. izem'de parla'nın yanına gidip geldi. "ay hala uyuyor!" dedi izem şaşkınca. gülümsedim. "eee sen benimle ne konuşacaktın?" dedi sorgularcasına. "bilmem." dedim çocukça. izem göz devirdi. "soda ister misin?" diye sordu. "olur" dedim.

o buzdolabından sodaları çıkartırken arkasından ona yaklaştım ve bir elimi duvara yerleştirip destek aldım. izem arkasını dönüp şaşkınca bana bakıyordu. "izem... sence de buraya gelme nedenim belli değil mi?" dedim gözlerinin içine bakarken. "anlamadım?" dedi o da. bakışları dudaklarıma kaymıştı. yutkundum. ona doğru yaklaştım, gözlerini kapattı. tam öpeceğim sırada buzdolabındaki can'la olan fotoğrafları gözüme takıldı.

can'a karşı hala bir şeyler hissediyordu.

sadece ikisinin olduğu resimler hala buzdolabında asılıydı.

sinirle kendimi geri çektim. izem bir şeyler anlamış olacak ki gözlerini açtı. "gitmem lazım." dedim sadece ve evden çıkmaya yeltendim.

eski eşiyle olan fotoğraflarını kaldıramayan birinin bana şans vereceğini düşünmek aptallıktı.

tam kapıyı açacağım sırada izem, "o bendim." dedi. anlamsızca ona döndüm. "o kız bendim. ve sen beni yine tanımadın." dedi. sesindeki kırgınlığı herkes fark edebilirdi.

"anlamıyorum?" dedim. "fotoğraf çektirdiğin ilk hayranın bendim." dedi izem sesi titreyerek. "ne diyorsun?" dedim sinirlenerek. izem çekmecenin altındaki fotoğrafı çıkarttı.

bu bizdik.

o kız izem'di. izem benim bir nevi hayatıma yön vermişti ve ben onu tanımamıştım. "demek ki büyük konuşmamak lazımmış arslan. şimdi gidebilirsin."

şaşkınlıkla, sinirle evden çıktım.

ben izem'i tanıyamamıştım ki. hayatıma yön veren kızı tanımamıştım.

aslında, ben biriciğimi tanıyamamıştım ki.



valla öpüştürsem erken olurdu hem aklımda DAHA GÜZEL BİR SAHNE VARRRRR
10.8.23'

aylar olmuş|textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin