~Elara Black ve Mattheo Riddle~

Geçmişte Yaşananlar

Sabah Mattheo'nun yanında uyandım hayatımda geçirdiğim en iyi geceydi ve uykumu hiç bu kadar tam aldığımı hissetmemiştim eli belimdeydi derin uyuduğu çok açıktı onu uyandırmadan yataktan kalktım ve hazırlandım odadan çıkmadan önce ona not bıraktım ve yanağına bir öpücük kondurdum sonra da odadan ayrıldım.
Bugün Black malikanesine gidiyordum oranın kütüphanesi bütün büyü tarihinin en eski kitaplarını içeriyordu. Soylu aile olmanın en sevdiğim yanlarından birisiydi bu, çünkü kitap okumak hayatımın büyük bir parçası gibiydi babam genel olarak bakanlıkta olurdu ve arkadaşım yoktu yaniii kitaplar dostumdu o zamanlar. Tabii Harry vardı ama onunla vakit geçirmem için bize gelmesi gerekirdi çünkü malikanede eğitim alırdım ve dışarı çıkmam yasaktı o yüzden onunla buluşmam kısıtlıydı. Tabii şöylede düşünebilirsiniz "o kadar soylu bir ailen var illaki arkadaşın vardır." Yoktu benim düşünce şeklim onlarınkinden biraz daha farklıydı onlar sevgili ararken ben evde ders üzerine ders görüyordum dedemin zoruyla. Bana her zaman "Çalışmak gibi bir gücü hafife alırsan güçsüz kalırsın" derdi ki haklıydı ama o zamanlar ondan gıcık kapmadığımı söyleyemezdim. Kuzenlerim dediğim gibi kız olanlar genel olarak farklı okullardaydı ve malikaneye sadece tatil zamanı geliyorlardı, erkek olanlar ise onlar da farklı okullarda olsalar bile yinede kızlara kıyasla daha sık geliyorlardı. Bana dövüş teknik ve stratejilerini onlar öğretmiştir.
Neyse çocukluğum bu şekilde gelip geçti ve buradayım aile genlerimin yol açtığı bir düze karmaşık durum yüzünden hayatım boyunca çalıştığım ve kazandığım başarıyı bir haftada kaybetmiştim. Burayada bunun için gelmiştim bu Blackler için olan ve ölümle sonuşlanması yüksek olan bir şeyi araştırmaya...

Kütüphaneye girdiğim gibi küçüklüğümü gördüm resmen. Nasıl kitapları karıştırdığımı, yere oturup kitap bitene kadar kıpırdamadığımı hatta orada sabahladığımı birisi o zaman çıkıp şuan yaşadığım şeyi söyleseydi buna gülerdim çünkü bu sadece kitaplarda olurdu...
Tarih kitaplarının olduğu bölüme gittim araştırdım faka bir şey çıkmadı sonra aklıma bunu kadınların yaşadığı geldi ve bir kitap bulmuştum adı;Tarihteki Güçlü Kadınlar. Elime aldığım gibi karıştırmaya başladım ve bir tanesi dikkatimi çekti bir kadındı ve resmen büyükannemin kopyalanmış haliydi kadının altındaki yazılara baktığımda ise pekte bilgilendirici bir şey yoktu taa ki resimdeki kadın bana bakana kadar.

Kadın bana seslendi sanki kafamın içerisindeymiş gibiydi.

K:Ohh bir ziyaretçim var şaşırdım...

E:Bana mı dediniz?

K:Kızım sence başka kiminle konuşabilirim?

E:Bilmem daha önce böyle bir şey ile karşılaşmadım...

K:Ahh boşver onu. Buraya seni ne getirdi bakalım?

E:Şey bir sorunum var Blacklerin karanlık gücü gibi bir şey.

K:Bir kere o "umbrakinesis" ve o ailemizde ki seçilmiş kadınlara verilir. Aydınlık ile savaşımızın bir izidi. O zamanın Black soyunu yöneten benim büyük büyük ananemdir ve savaşın baş komutanıdır. Eğer şuan bu soyad yaşıyorsa onun sayesindedir.

E:Bir dakika aydınlık iyi değil midir sonuçta aydınlatır.

K:Ah yavrum senin beynini her kim yıkadıysa sana yazık etmiş...

E:Niye?

K:Aydınlık her zaman iyi değildir bu düşünce bir nevi yanlıştır. Aydınlık ve karanlık eşittir. Karanlık olmasa Aydınlık fark edilmezdi ya da aydınlık olmazsa karanlık olduğu fark edilmezdi.

E:Pekii niye savaş oldu ki?

K:Çok meraklısın hoşuma gitti ama bunu anlatırsam tadı kaçar sana göstermeme ne dersin?