Mrs Grindelwald..?

26-ᴅʀᴀᴄᴏ..

   Bu gün Hogwarts'ın ilk günüydü, Larry olabildiğince heyecanlı davranmaya çalışarak eşyalarını toparladı ve aşağı indi.
   Larry kahvaltı için masaya oturduğunda Gallert'in yüzünde garip bir ifade vardı, fazla ciddi duruyordu, ya bir şey ters giderse diye düşünmeden edemiyor ve biraz korkuyordu.

𝙻𝚊𝚛𝚛𝚢ᴹᵃʳʳʸ:"bir sorun mu var baba? "

   Gallert ona ters ters baktı ve cevap vermeden yemeğine devam etti, Larry'in g*tü tutuşuyordu, çok korkuyordu, ya belli ettiyse ve plan başarılı olamazsa diye çok korkuyordu.
   Aslında hiç bir şey yoktu, sadece Gallert dün akşam neredeyse hiç uyumamış ve Moody'e yardım edip Azkaban kaçaklarını aramıştı, Larry, Bellatrix ve sirius hiç bir yerde yoklardı ve bu onun moralini bozmuştu, ayrıca bu görev boyunca Moody ile bol bol konuşmuşlardı ve şu an karşısında oturan Larry bile olabilirdi.
   Tek kelime etmeden çıktılar, Gallert gidip daha önceden zaten alış-veriş yapmıştı onları aldılar ve perona gittiler. Standart bir vedalaşmadan sonra Larry Marry'in hiç bir arkadaşını tanımıyordu ve bu yüzden biraz tedirgindi. Perona girdi ve boş bir yer bulup oturdu, bir süre sonra Draco geldi ve kapıyı çalıp içeri girdi.

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"yanın boş mu? "

   Larry Draco'yu onayladı, Draco kapıyı kapattı ve eşyalarını yerleştirdi ondan sonra perdeyi kapattı, Larry bunu neden yaptığını anlayabilmiş değildi.

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"Larry benim, Bella. "

𝙻𝚊𝚛𝚛𝚢ᵐᵃʳʳʸ:"ne?! Nasıl-? "

𝙱𝚎𝚕𝚕𝚊ᴰʳᵃᶜᵒ:"çok özlü iksir sayesinde aurıca Narcissa bana Draco'nun günlüğüne kadar her şeyi okuttu ve anlattı sana yardım edeceğim. "

𝙻𝚊𝚛𝚛𝚢ᵐᵃʳʳʸ:"iyi de Narcissa hayatta bunu yapmazdı-? Nasıl olur? Ayrıca gerçek Draco nerede-?! "

𝙱𝚎𝚕𝚕𝚊ᵈʳᵃᶜᵒ:"Marry'in yanında, karanlık Lord emredince mecbur kaldı, daha sonra daha insan olmayan bir yerde konuşuruz. "

𝙻𝚊𝚛𝚛𝚢ᴹᵃʳʳʸ:"tamamdır"

  Hogwarts'a gidene kadar sohbet ettiler ve gidince gidip bina masalarına oturdular, herkes oradaydı, Harry, Lavender, Hermione, Crabbe -Goyle , Ron ve Weasley ikizleri, Ginny derken evet herkes oradaydı, Bella Larry'e herkesi kısaca anlatıp tanıttı, özellikle de Harry'i çünkü asıl hedefleri oydu, Marry zaten Harry ile arkadaştı bu yüzden işi kolay olacaktı ama Bella biraz zorlanacaktı, ve ya iki durumuda en iyi şekilde kullanmak için iyi bir plan yapmaları gerekecekti. Ama Bella geçen sene Azkaban'daydı :)..

               𝐎 𝐬ı𝐫𝐚𝐝𝐚 𝐌𝐚𝐫𝐫𝐲 𝐯𝐞 𝐃𝐫𝐚𝐜𝐨
              (ᴍᴀʀʀʏ'ɪɴ ᴀɴʟᴀᴛıᴍıʏʟᴀ)

   En son dün akşam işkence lanetini bir güzel yiyince bayılmıştım, gözlerimi yavaşça araladım, oda tamamen boştu, sadece iki adet sandalye vardı ama diğer sandalyenin üstünde birisi otursa da onu göremiyordum.
   Buraya geleli 3 gün falan olmuştu, içeriyi mumlar dışında hiç bir şey aydınlatmıyordu ve günleri Narcissa'nın getirdiği yemekler sayesinde sayıyordum, aklımı kaçırmak üzereyken birisinin benim yanıma getirilmesi benim yanımdan iyiydi fakat onun için hiç de iyi değildi.
   Ayağa kalkmaya çalıştım, bütün kaslarım öylece yatmak için yalvarıyordu fakat ben onları dinlemiyordum, kalkmak için boş olan sandalyeme tutundum ve kalkmaya çalıştım, kalktım da. Çok canım yanıyordu, kendimi sandalyeye  oturmaya zorladığımda bacaklarım neredeyse kırılacak gibiydi, karnım da açtı, yemekler getirilmişti fakat alacak gücüm yoktu, kafamı sandalyeye yaslayıp göz ucuyla yanımda uyuyan Draco'ya baktım.
   Cidden Draco'yu da buraya kilitlemiş olamazlardı, Narcissa buna nasıl göz yummuştu? O kendi çocuğuydu! Ona baktım, işkence edilmiş ya da yaralanmış gibi değildi, daha çok oraya özenle yerleştirilmiş gibiydi, belki uyanırsa bana yardım edebilirdi fakat onu uyandırmak istemedim, rahat rahat uyusun diye düşündüm.
   Yarım belki de bir saat sonra Draco uyanmıştı, ben tabi o sırada tekrar yere düşmüş acıdan kıvranıyordum, akıl sağlığım ve vücut sağlığım daha fazlasına katlanamazdı, Draco beni görür görmez yerinden fırladı ve yanıma çömeldi.

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"Marry iyi misin?! Marry! "

  Ona baktım, benim için çok endişelenmiş görünüyordu, ama nerede olduğunu sorgulamadan ilk başta benim yanıma fırlaması da garipti, babam gibi ilk beni düşünmüştü.

𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"iyi-yim-"

   Çok zor konuşuyordum, çenem bile acı içinde kıvranıyordu, Draco başımda dikilmiş bana korkmuş gözlerle bakıyordu.

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"bana bir saniye ver"

   İki sandalyeyi karşı karşıya koydu ve küçük bir yatak yaptı, daha sonra başımı koymam için bir şeyler aramaya başladı ama bulamayınca tişörtünü çıkarttı ve burup oraya koydu (hemen yanlış anlamayın atlet die bir icat var) , daha sonra koluma girdi ve beni oraya yatırdı.

𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"teşekkür ederim- bu iyi-"

   Sözümü daha bitirmeden parmağını ağzıma koydu ve susmamı işaret etti.

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"sen biraz dinlen, uyanınca konuşuruz, "

   Zaten gözlerim kapanıyordu, henüz cevap bile veremeden uykuya dalmıştım.
   Ne kadar süredir uyuduğumu bilmeden uyandım, uyandığımda ağrılarım biraz azalmıştı ama dediğim gibi sadece biraz, yine zar zor doğrulduğumda Narcissa ve Draco kavga ediyordu, kafamın altında bir yastık vardı ve Draco'nun elinde bir paket ilaç vardı ve de su.

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"NASIL ŞU AN BAŞKA BİRİSİ BİZİM HAYATIMIZI YAŞIYOR, ANNE?! "

𝙽𝚊𝚛𝚌𝚒𝚜𝚜𝚊:"inan oğlum bende istemezdim fakat Karanlık Lord istedi"

   Draco bana baktı, uyandığımı görmüş olacak ki sustu, anlık bakışından sonra gözlerini annesine çevirdi.

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"başka zaman konuşucaz anne"

   Draco bana doğru yaklaşırken Narcissa odadan çıktı.

𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"ne oldu-? "

   Draco bana bakıp iç çekti ve rahatlatıcı bir gülümseme verdi ve ilaçları gösterdi

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"bak senin için ilaç aldım! "

𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"çok teşekkür ederim- sen olmasaydın belki şimdi hâlâ yerde kıvranıyordum-"

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"arkadaşlık bunu gerektirie ,hadi iç şunları"

   Gülümsedim ve ilaçları içtim, tabi hemen etki göstermesini beklemiyorduk,

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"şu an bizim bodrumumuzdayız ve annen ile Bellatrix bizim yerimize yaşıyor."

𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"biliyorum"

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"nereden? "

𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"yaklaşık 3 ve ya 4 gündür buradayım ben"

   Draco bir an duraksadı, hiç bir şey demedi, içtiğim ilaçlar yavaş yavaş etkisini gösteriyordu, belli ki ağır ilaçlardı çünkü hızlıca etki ediyorlardı, sandalyedeoturdum ve Dracı'da karşıma oturdu ve dirseklerini dizlerine dayadı.

𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"böyle de derdi olan babama benzedin"

   Ben kıkırdadım Draco'nun ise gerçek anlamda “mimiği kıpırdamadı”

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"yok mu..? "