Olduğum yerde derin bir soluk oluyorum.. Annem neden bizi terk etti? Diye düşünmek istiyorum ama aklıma hiç bir şey gelmiyor, çocukluğumdan beri babam ile kalıyorum ve annemin yüzünü zar zor hayal edebiliyorum.. O günü.. Babam ile kavga edip bir hışımla evden çıkışını ve o beyaz saçlarının son kez o kapıda gördüğüm gün...
Aslında babam annemi severdi.. Yani bence seviyordu.. Ama annemin babamda kabullenemediği bir şeyi vardı, bilmiyorum, o neydi bilmiyorum! Bilmek için her şeyimi verirdim..Bunları düşünürken bir anda içimde babamın yanında olma isteği kabarıyor.. Babamı ilk defa üzgün gördüğüm o gün bu gündü.. Aradan yıllar geçmiş ve her şey değişmiş olabilir ama aynı gündü işte!
Merdivenlerden çıkıyorum, bu gün babamın yanında olamayacağımı biliyorum ve ben de onun yalnız hissetmesini istemediğimden hemen ve hızlıca geçici bir çözüm üretiyorum, ama baykuşhaneye çıktığımda oraya farklı bir baykuş giriyor ve bana geliyor, baykuş babamın yıllardır beraber olduğu baykuş olduğunu anlıyorum ve mektupu baykuşun ayağından çekip alıyorum;
𝐒𝐞𝐯𝐠𝐢𝐥𝐢 𝐤ı𝐳ı𝐦 𝐌𝐚𝐫𝐫𝐲,
𝙱𝚞 𝚐𝚞̈𝚗 𝚢𝚊𝚗ı𝚗𝚍𝚊 𝚘𝚕𝚖𝚊𝚍ı𝚐̆ı𝚖 𝚒𝚌̧𝚒𝚖 𝚘̈𝚣𝚞̈𝚛 𝚍𝚒𝚕𝚎𝚛𝚒𝚖, 𝚟𝚎 𝚜𝚎𝚗𝚒𝚗 𝚍𝚎 𝚋𝚎𝚗𝚒𝚖 𝚢𝚊𝚗ı𝚖𝚍𝚊 𝚘𝚕𝚊𝚖𝚊𝚍ı𝚐̆ı𝚗 𝚒𝚌̧𝚒𝚗 𝚞̈𝚣𝚞̈𝚕𝚍𝚞̈𝚐̆𝚞̈𝚗𝚞̈ 𝚋𝚒𝚕𝚒𝚢𝚘𝚛𝚞𝚖, 𝚊𝚖𝚊 𝚖𝚞𝚝𝚕𝚞 𝚘𝚕, 𝚜𝚎𝚗𝚒𝚗 𝚞̈𝚣𝚞̈𝚕𝚖𝚎𝚗𝚒 𝚒𝚜𝚝𝚎𝚖𝚒𝚢𝚘𝚛𝚞𝚖, 𝚑𝚊 𝚋𝚞 𝚊𝚛𝚊𝚍𝚊, 𝚒𝚢𝚒 𝚔𝚒 𝚍𝚘𝚐̆𝚍𝚞𝚗Mektupu okuduğumda içimde bir burkulma oluyor, sanki o günü tekrar yaşamışım gibi hissediyorum, normalde doğum günümü bu gün asla kutlamazdı, geneldehrp ya 1 ya da 2 gün sonra kutlardı,bu garipti.. Fazlasıyla..
Derin bir iç çekiyorum ve babama bir mektup yazıyorum, içimden hiç bir şey yazmak gelmediğinden olduğunca kısa kesiyorum, hatta içimden sevgili babacığım diyerek başlamak bile gelmiyor,
𝐁𝐚𝐛𝐚
𝘋𝘰𝘨̆𝘶𝘮 𝘨𝘶̈𝘯𝘶̈𝘮𝘶̈ 𝘬𝘶𝘵𝘭𝘢𝘥ı𝘨̆ı𝘯 𝘪𝘤̧𝘪𝘯 𝘴𝘢𝘨̆𝘰𝘭,Mektupu bu kadar yazıp yolluyorum, aslında içimden bir çok şey yazmak geçiyor ama istemiyorum, canım istemiyor,
Slytherin ortak salonuna gidiyor ve kendimi bir koltuğa atıyorum, bir süre sonra Draco rlinde bir hediyeyle geliyor
𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"doğum günün kutlu olsun Grindelwand, ne oldu bu gün bir hüzünlü gibisin? "
Hediyeyi sadece ayıp olmasın diye alıp yanıma koyuyorum
𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"oh, sadece- hiç bir şey.. Boş versene"
Ona bir gülümseme sunuyorum ve hediyeyi açıyorum, içinden çok güzel ve zarif bir kolye çıkıyor
𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"bu cidden.... Çok hoş teşekkürler"
𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"istersen onu senin boynuna takabilirim"
𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"olur"
Draco arkama geçiyor ve kolyeyi boynuma takıyor,
𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"teşekkürler"
𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"rica ederim"
Draco'ya buruk bir gülümseme veriyorum, Draco bana garipçe bakıyor,
𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"iyi olmadığına eminim Marr, eğer bir şey varsa benimle anlatabilirsin.. "
𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"oh- cidden- buna gerek yok ben iyiyim! Sadece biraz- uhm- nasıl desem- uykum var! Evet evet dinlensem iyi olur"
𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"pekiâlâ, iyi uykular"
Peeves ortak salona geliyor, yüzünde ki ifade ve bana bakışından bana sataşacağını biliyorum, sadece... Lütfen... O konu olmasın...
𝙿𝚎𝚎𝚟𝚎𝚜:"oh Marry! Ne oldu annen için ağlaman bitti mi? "
İşte şimdi sinürlenmiştim ve üzülmültüm, sadece ona baktım fakat üzerimde ki gözleri hissedebiliyordum, sadece rezil olmamak istedim... Yemin ederim.. O beni ne kadar sevmese ve bizi bıraksa da onun arkasından böyle konuşmamalıydım ama gerekiyordu
𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"o kadın için, asla, ama-asla. AĞLAMAM"
𝙿𝚎𝚎𝚟𝚎𝚜:"yoksa ondan nefret mi ediyorsun, Grindelwald? "
𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"öyle bir durum yok. "
𝙿𝚎𝚎𝚟𝚎𝚜:"baksanıza bağazıları kendini sevmeyen birisini hâlâ seviyor! Yoksa şimdi ağlayacak mısın? "
𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"keşke bir hayalet olmasaydın, şimdiye dek sana yumruğu basmıştım. ŞİMDİ DEFOL GİT BURADAN! "
İstemsizce gözüm yaşarmıştı fakat hemen sildim, neden peeves? Neden bu kadar kaba ve düşüncesiz olmak zorundasın ki?!
𝙿𝚎𝚎𝚟𝚎𝚜:"gitmezsem n'olur? "
𝙱𝚊𝚛𝚘𝚗:"görmek ister misin? "
Az önce doğru duyduğuma emindim, bu Kanlı Baron'du! Tam zamanında gelmişti ve Peeves'i uzaklaştırmıştı
𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"Marr bu doğru mu? Annen yıllar önce seni bu gün mü terk etti?"
Biraz bekledim ve doğru duyduğumdan emin oldum, daha sonra arkamı döndüm
𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"evet, bu gün, yani doğum günümde beni ve babamı terk etti"
Draco benim adıma üzülmüş görünüyor ve yanıma geliyor
𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"bana anlatabilirsin, nasıl bir gündü?, annen kime ve ya neye benziyordu?"
𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"zar zor hatırlıyorum, annemin neden gittiğini bilmiyorum ama en son, en son... Annemi arkasından görmüştüm, çok küçük olmama rağmen o gün bir şeylerin değişeceğini anlamıştım, babam aylarca geceleri göz yaşı döktü, ben ise kendime bir gün onu bulmayı ve geri getiremeye çalışacağıma dair söz verdim ama asla bulamayacağımı anladım, kısacası doğum günüm benim için bir dönüm noktası gibi, sevmiyorum hatta nefret ediyorum"
Diyorum ama en ufak bir üzüntü belirtisi vermiyorum, daha çok anneme duyduğum öfkeyi yüzüme yansıtıyorum, Draco'nun kafası karışmış ve söyleyecek söz bulamadığını görüyorum
𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"iyi geceler"
Draco'ya ve ya diğerlerine konuşma fırsatı vermeden yatak haneye çıkıyor ve daha üstümü bile değiştirmeden kendimi yatağa atıyorum, yatakta dönüp duruyor ama uyuyamıyorum, en sonunda gece yarısına doğru camın kenarına geçiyor ve sabaha kadar sadece camdan bakıp anneme olan öfkemi içimden kusuyorum,
ᥡᥲrıᥒ ᥡᥱᥒі ᑲіr gᥙ̈ᥒ..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mrs Grindelwald..?
Fiksi PenggemarD: "Will you Marry me? " M: "But you are ghost.. "