~Bölüm şarkısı- Melanie Martinez/ Tag, you're it~
Marry babası en azından kabul ettiği için çok sevinmişti, nedenini bilmese de bu dondurmacıya gitmek onun için çok önemliydi. Belki kabullenmek istemediği bağazı gerçekler vardı.
Marry bir koşu üst kata çıktı, etrafa baktı ve kendine güzel bir kıyafet seçip saçını taradı -tarak bunu sihir sayesinde kendi kendine yapmıştı- ve dişlerini falan fırçaladı, hazırlandı ve asasını küçük çantasına koyup çıktı.
Marry babası tarafından ve ya babasının her hangi bir adamı tarafından takip edildiğinin farkındaydı ama umursamıyordu, gitmek için buharlaşamadığı için gitmek için muggle metrolarını kullanması gerekiyordu, ilk başta nasıl çalıştığına aklı eremese de bir muggle ona yardım etmişti ve bu sayede binip gitmişti.
Sonunda varmıştı, hızla gitti ve dondurmacıya girdi. “Beklettiysem çok özür dilerim”, etrafına baktığında kimse yoktu, içerisi resmen harabeye sönmüştü, Marry bu gibi bir yerde beklemenin akıllıca olmayacağını biliyordu, hızlıca dışarı doğru fırladı, tam kapıdan çıkacakken birisi ensesinden tuttu ve onu içeri geri çekti.
“oh Draco sen miydin? Bir an tırstım, içerisi de sanki pek iyi halde değil değil mi? — Hey neden ağlıyorsun? ” Marry Draco'ya baktı, gözünden yaşlar süzülüyordu, “ne oldu? Neden üzgünsün? ”.
Draco'nun bir şey söylemek istediği çok belliydi ama söyleyemiyor gibiydi “s-saklanmamız gerekiyor- depoya gel-” dedi ve hızlı adımlarla bir kapıya doğru yürüdü, Marry'de onu takip etti, “neden? Ne oldu? ” Draco pek konuşmuyordu, ama en sonunda açıkladı “ölüm yiyenler burada sessiz ol-” ölüm yiyenler mi oradaydı? Cidden mi? Marry'in aklında bir sürü soru vardı, demek ki orayı da dağıtan onlardı.
Draco ile beraber küçük dar ve karanlık bir yere indiler, Marry bileklerinde eller hissetti, birisi onu tutuyordu “D-DRACO YARDIM ET! ” diye haykırdı, ama o sadece Draco'nun hıçkırıklarını duyuyordu, bir anda bir ses duydu “Lumos! ”.
Etraf aydınlandı, Marry artık herkesi görüyordu, Bellatrix Lastrange, Narcissa Malfoy ve o.. Draco Malfoy.. “D-Draco yardım et-! ” dedi Marry, Bellatrix ellerini tuttuğu için hareket edemiyordu “edemem Marry” dedi Draco.
“iyi de neden?! Et işte! ” dedi Marry. Draco ise bileğini açıp ona ölüm yiyen izini gösterdi “Edemem anlayamıyor musun?! ” diye haykırdı, hâlâ ağlıyordu, “hadi ama oğlum, ağlamaya ne gerek var ki? Bak herkes öldürür sevdiğini” herkes öldürür sevdiğini derken? Marry bir an yanlış anlayıp anlamadığını sorguladı ama bütün oklar onun ölümüne çıkıyordu, Marry bir kez daha babasını dinlemediği için pişman olmuştu “seni dost sanmıştım! ” diye bağırdı Marry Draco'ya, Draco ise Marry'in karşısında ona asa doğrultmuş olduğu yerde eli titreyerek duruyordu
“keşke babamı dinleseydim! Nefret ediyorum! Babam haklıydı Malfoy ailesinin soyu kurumalıydı!” diye harkırdı Marry, iş işten geçmişti, “Draco hadisene! Bak baban bu hain yüzünden hapise girdi! Kan haini! ” diye bağırdı arkasında onu tutmakta olan Bellatrix, ve ekledi; “bu şerefi sana verdiğimiz için yeterince şansılısın bücür! ”
“a-ama teyze onu- ö-ölüm yiyen yapsak-? ” belli ki Draco Marry'in ölmesini istemiyordu “daha önce denemedik mi? Bu kız Dumbkedore'a bizim için bilgi sızdırabilir” dedi Narcissa sakin sesiyle “Hadi Draco! Lanet velet seni aylarca beklemeyeceğiz!” diye böğürdü kıvırcık lanet olası pisliğin sesi.
“senden beklemezdim bay Malfoy”
“b-bay malfoy nereden çıktı Marr? Ben senin hâlâ en yakın arkadaşınım? ” dedi Draco titreyen sesiyle, bence o da neden olduğunu biliyordu ve Marry'de öyle düşünüyordu “sen hainsin Draco, bunu asla unutmayacağım, ölsem bile! ”
“HALLET ARTIK ŞUNU PİSLİK VELET” diye haykırdı Bellatrix, “t-tamam teyze” Draco asasını biraz daha kaldırdı “AVADA KEDAVRA!”
“PROTEGO! ” diye bağırdı bir adamın sesi, Draco'nun asasının ucundan çıkan yeşil ışık kalkanla buluştu ve yok oldu, Marry henüz daha ne olduğunu anlayamadan “AVADA KEDAVRA” diye bir ses duydu, Marry arkasında ki ellerin gevşediğini birisin onun üstüne düştüğünü hissetti.
Draco orada asası hâlâ havada olanlara bakıyordu, bir anda ortaya çıkan mavi gözlü ve beyaza kaçan gümüşi sarı saçlı adama baktı: Gallert Grindelwald.
Marry babasına sarılmak istedi, ama kalkan ona engel oluyordu “sana söylemiştim Marry! ” diye haykırdı Gallert, ama o da farkındaydı ki zaman Marry'e kızmak için pek uygun değildi.
Şimdi iki kişinin asası Gallert'e bakıyordu “hadi şunu halledelim” dedi, hava bir anda bir sürü büyü ile aydınlandı “HAYIR- ANNE! ” diye duyuldu Draco'nun sesi, Marry hiç bir şey göremiyordu, tek duyduğu şey bir yere düşme sesiydi.
Işıklar patlamaya devam etti, kısa bir süre sonra durdu “L-LÜTFEN BANA ZARAR VERME YEMİN EDERİM Kİ ZORLANDIM! ” diyen Draco'nun haykırışları tüm mekanı doldurdu “kızıma asa çektin seni s*ürtük! ” dedi Gallert, belli ki kimseye acımayacaktı.
Draco Marry'e yardım isteyen masum gözlerle baktı, Marry bu gün hiç olmadığı kadar hayal kırıklığına uğramış hissediyordu, en sevdiği arkadaşından bunu beklemiyordu.
“Baba, bırak gitsin.. Zaten onları oyalamayı denemişti” dedi Marry, ona bir şans daha vermek istiyordu, neden bilmese ve ikinci bir şansı olan kişilerin bir taraflarının kalkacağını bilse de ona vermek istiyordu, ona bir yaşam hakkı vermek istiyordu.
“Sen karışma! En başında sözümü dinleseydin bunlar olmayacaktı. ” dedi Gallert'in soğuk sesi, daha sonra bir ses duyuldu
“avada kedavra. ” dedi Gallert'in sesi.
Draco'nun yere yıkılma sesi de duyulduğuna göre gerçek olmalıydı, Marry ilk defa bir insanın önünde göz yaşı döküyordu -bebekliği hariç-, Marry ilk defa babası bile olsa birisinin önünde ağlıyordu.
·˚ ༘₊· ͟͟͞͞꒰➳ tatilden sonra- Hogwarts'ın ilk günü
Marry Malfoy Malkinesi'nden çaldığı o küçük resmi yine Draco'nun resmi bir cüppe ile çekilmiş en taze fotoğrafını çıkarttı, yine ağlıyordu, Draco öldüğü gün yıkılmıştı.
“Marry, yine mi ağlıyorsun güzelim? ” dedi Portrede ki Draco, Marry hemen yaşlarını sildi “h-hayır hiç de bile-! ”
“o zaman sana iyi bir sürprizim var” dedi portre ve Marry'e baktı, “Marry, Will you Marry me {Marry, benimle evlenir misin?}”
“I'd love to but you're ghost.. {İsterdim ama sen bir hayaletsin..}” dedi Marry yine hırçkılıklara boğularak ”
꒷︶꒷꒥꒷‧₊˚૮꒰˵•ᵜ•˵꒱ა‧₊˚꒷︶꒷꒥꒷
“but you're ghost... ”
꒷︶꒷꒥꒷‧₊˚૮꒰˵•ᵜ•˵꒱ა‧₊˚꒷︶꒷꒥꒷Yıllar geçmişti üstünden, Marry Deli göz Moody'den bile iyi bir seherbaz olmuştu fakat hâlâ unutamamıştı tek aşkını... Tek gerçek aşkını..
Asla kavuşamadığı aşkını
ˏ⸉ˋ‿̩͙‿̩̩̽‿̩͙‿̩̥̩‿̩̩̽‿̩͙‿̩͙‿̩̩̽‿̩͙‿̩͙‿̩̩̽‿̩͙‿̩‿̩̩̽‿̩͙‿̩͙‿̩̩̽‿̩͙‿̩̥̩‿̩̩̽‿̩͙‘⸊ˎ
Selam canlarım bu final bölümüydü şimdiye kadar yanımda olduğunuz için çok teşekkürler.
Şimdiye kadar benimle, bizimle, Hogwarts öğrencileriyle, Marry ve Draco'nun imkansız aşkıyla beraber oldunuz, sizi bu yüzden seviyorum ~<3
Ama bu kitap bitti diye üzülmeyin sakın ha! Başka kitaplarla beraber sizlerle olacağım! Unutmayın her güzel şeyin bir sonu vardır
ˏ⸉ˋ‿̩͙‿̩̩̽‿̩͙‿̩̥̩‿̩̩̽‿̩͙‿̩͙‿̩̩̽‿̩͙‿̩͙‿̩̩̽‿̩͙‿̩‿̩̩̽‿̩͙‿̩͙‿̩̩̽‿̩͙‿̩̥̩‿̩̩̽‿̩͙‘⸊ˎ
Draco'nun ruhuna ve Marry'in kalbine hitapen.