luckiest one

939 77 122
                                    

[aradan birkaç gün geçmiş gibi düşünebiliriz]

(yeonjun-soobin)

jun🦊: soobin müzigin sesini kıs amk

soobin: ne

jun🦊: iki saattir kapıyı calıyorum ve kimsenin actıgı yok demek ki annen evde degil ve sen de bunu fırsat bilerek son ses müzik dinliyosun

soobin: oha nerden anladın

jun🦊: seni sandıgından daha iyi tanıyorum tavsan cocuk

soobin: TAVSAN COCUK MU AGLARIM
ne zamandır burdasın sen ??

jun🦊: cok olmadı
ac hadi kapıyı sıkıldım

soobin: GELIYOWM

**

Yeonjun'un mesajını yanıtlar yanıtlamaz hızla yerinden fırlamış ve kapıya koşmuştu. Kapıyı açmadan önce aynadan kendine bakıp dağınık saçlarını düzeltti ve o şekilde açtı.

"Selam!" Kapının önünde neşeli gülümsemesiyle dikilen Yeonjun'u görünce ister istemez yüzünde bir gülümseme belirdi. "Ne işin var senin burada?" Sorusu hesap sorar gibi değildi, gerçekten merak ettiği için soruyordu.

"Biraz yürüyüş yapayım dedim, bir baktım ayaklarım beni sana getirmiş." Duyduğu cümle üzerine yutkundu ve gülümsedi. Yine oluyordu.

"Benimle yürümek ister misin?" Yeonjun'un sorusu üzerine bir saniye bile düşünmedi.
"Olur," dedi. "Çok isterim."

"Aşağıda bekliyorum, üstünü değiştirip gel. İnsanların seni Pikachulu pijamalarında görmesini istemezsin." Göz kırptıktan sonra apartmandan ayrılan Yeonjun'un söyledikleriyle gözleri faltaşı gibi açılıverdi. Yeonjun'un karşısına bu pijamalarla çıktığına inanamıyordu.

"Of aptal Soobin, kendini rezil etmediğin bir gün yok mu ya?" Kendi kendine söylenerek odasına geldi ve dolabının altını üstüne getirerek üzerine geçirebileceği güzel bir şeyler aradı. Sinirle odanın içinde tur atarak çığlıklar attıktan sonra Chifuyuu desenli tişörtünü üzerine geçirip siyah bol pantolonunu da giydikten sonra kendini dışarı attı.

Karina'dan çaldığı birkaç takıyı da unutmamak lazım tabii.

Apartmanın girişinde kendisini beklemekte olan Yeonjun'u görünce gülümsedi. Soobin'in geldiğini farkeden Yeonjun da ona gülümseyerek karşılık verdikten sonra yürümeye başladı.

"Nereye gidiyoruz?"
"Nereye gitmek istersin?" Soobin duyduğu soru üzerine şaşırmıştı.
"Nasıl yani? Benim seçimime göre mi gidiyoruz? E sorun olmaz mı senin için?"
"Sorun değil, sen buradasın o yeter."

Soobin duyduklarıyla şaşkınca Yeonjun'a döndüğünde onun da en az kendisi kadar şaşkın olduğunu görmüştü. Anlaşılan içinden geçirdiği bir şeyi dışarıdan söylediği için uyanmıştı.

Soobin anlık gelen bir cesaretle bir elini Yeonjun'un eline attı ve ellerini kenetledikten sonra yürümeye devam etti. Yeonjun'a dönük olmasa da şaşkın bakışlarını üzerinde hissedebiliyordu. Gülümsedi.

"Hadi sahile inelim. Havalar ısınıyor ve oturup denizi izlemek için daha iyi bir gün olamaz."

**

cry baby • yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin