8

1K 102 25
                                    

"Ojemi geri ver Beomgyu!"
"Hayır önce ben süreceğim."
"Zaten azıcık var, ver dedim sana!"

En yakın arkadaşlarının tartışmasına göz devirdi ve Karina'nın yumuşak yatağındaki yerini aldı. Konserden önce hazırlanmak için Karina'ya uğramışlardı ve Beomgyu ile Karina -Soobin'e göre- saçma bir kavgaya girmişti.

Karina her birine hazırlanmaları konusunda yardım edeceğine söz vermişti ancak şuan verdiği karardan dolayı epey pişman görünüyordu.

"Jeongin sen aklını mı kaçırdın, hava buz gibi!"

Karina sonunda odağını Beomgyu'dan çekip Jeongin'e yönelttiğinde gencin üzerindeki ince ve kısa kollu tişörtü görmesiyle neredeyse kalp krizi geçirmek üzereydi. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın kimseye laf dinletemediğini farkedince ise pes edip kendini Soobin'in uzanmakta olduğu yatağın yanındaki armut koltuğa attı.

Soobin yatakta doğruldu ve sinirden saçlarını çekiştirmekte olan arkadaşının ellerini tutup saçlarından ayırdı. Zaten sinirli olan Karina, yarısı elinde kalmış olan saçlarını görünce iyice delirmek üzereydi ki Soobin bunu farkedip önce davrandı. "Sen otur, ben bizimkilerle ilgilenirim."

Karina Soobin'e gözleriyle teşekkür etti ve yerinden kalkıp kendi giyeceklerini hazırlamaya başladı. Soobin ise aynı tişörtü giymek için birbiriyle kavga eden ikiliyi ayırmak amacıyla salona gitti.

"Ya bu en sevdiğim tişörtüm diyorum, neden anlamıyorsun?"
"Her tişörtün için aynısını söylüyorsun çünkü!"
"Demek ki hepsi en sevdiğim!"
"Birden fazla en sevdiğin olamaz, adı üstünde 'en' sevdiğin."
"Olabiliyormuş demek ki sanane!"

Öncekine kıyasla bin kat daha aptalca bulduğu tartışmaya gözlerini devirdi ve iki taraftan çekilip durduğu için esnemiş olan tişörtü tek bir el hareketiyle çekip aldı. "Madem kavgaya neden oluyor, her ikinizde bunu giymiyorsunuz."

Beomgyu ve Jeongin'in kaşları aynı anda çatılmıştı ve Soobin'in üzerine atlayıp onu boğacakmış gibi duruyorlardı. Soobin ise her ikisini de tınlamadan üzerindeki tişörtü çıkardı ve tartışmaya sebep olan tişörtü arkadaşlarının şaşkın bakışları eşliğinde üzerine geçirip kendini salondaki koltuklardan birine attı.

"Ne bakıyorsunuz öyle mal mal? Gidin de Karina'nın benden dızladığı tişörtlerimden birini alın."

Soobin'in alaycı suratı gittikçe ciddileşince ikilinin yüzünü bir korku sardı ve neredeyse koşarcasına kendilerini salondan dışarı attılar. Onlar salondan çıkar çıkmaz Soobin yüksek sesle kahkaha attı ve "Salaklar," diye mırıldanıp gülerken gözlerinden akan yaşı sildi.

Bağırıp çağırıp geçirdikleri zorlu bir saatin ardından sonunda gitmeye hazır hale gelmişlerdi. Her biri kendi tarzına göre giyindiğinden birbirlerinden epey farklı olsalar da bir araya geldiklerinde gerçekten uyumlulardı ve bu Karina'yı gülümsetiyordu. Kendini grubun annesi gibi hissediyordu ki yaşadıklarına bakılırsa böyle hissetmekte haklıydı.

Jeongin babasının arabasını gizlice almış ve sorun olmayacağını söyleyerek arkadaşlarını konsere götürmeye kalkmıştı. Beomgyu heyecanla bu teklifi kabul edip ön koltuğa yerleşse de, Karina yaptıklarının yanlış olduğunu söyleyip duruyordu. Soobin'e gelecek olursak, gerçekleşen kavga umurunda bile değildi. Her türlü fikre uyum sağlardı.

"Daha önce de izinsiz aldığım olmuştu sorun olmadı, yani rahatça binebilirsiniz."
"Senin iyiliğin için söylüyorum, eğer baban öğrenirse ceza alacak olan sensin."
"Ben de bunu umursamadığımı söylüyorum?"

Karina sinirle çığlık attıktan sonra kaderini kabullenmeye karar verdi ve arka koltuğun kapısını açıp içeri yerleşti. Jeongin arkadaşını ikna etmiş olmanın verdiği gururla sürücü koltuğuna oturdu ve dikiz aynasını düzelttikten sonra önce yanında oturan Beomgyu'ya, ardından arkada oturan Soobin ve Karina ikilisine bakarak konuştu.

cry baby • yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin