26

709 76 21
                                    

"Kız kardeşine hediye seçmek için benden yardım istemen inanılmaz acınası bu arada."
"Beni zorbalamadan bir gün geçirmeyi dener misin lütfen ya?"
"Olmayacak şeylerden bahsetmeyelim istersen canım."

Yeonjun Soobin'in omzuna vurdu ve Soobin yüksek sesli bir kahkaha attı. Karina ve Yeonjun'un doğum gününe oldukça az zaman kalmıştı ve şu anda Karina için hediye seçiyorlardı. Karina'yı Soobin'den daha iyi tanıyacak kimse olmadığı için ondan yardım isteyen Yeonjun, şu an epey pişman duruyordu çünkü Soobin onunla dalga geçmekten başka bir şey yapmıyordu.

"Tamam tamam dur küsme hemen. Az ileride bi mağaza var oraya da bakalım, biz hep giderdik Karina'yla."

Yeonjun başını onaylarcasına sallayıp Soobin'in peşine takıldı. Kısa bir süre sonra girdikleri dükkana şöyle bir göz gezdirdiğinde ise buranın kesinlikle Karina için biçilmiş kaftan olduğuna karar verdi. Koca dükkanı süsleyen giysilerin tamamen onun tarzına uyması yetmezmiş gibi, kenarda köşede asılı duran takılar ise Karina'nın tam anlamıyla bayılacağı şeylerdi.

"Buradan yalnızca basit bir tişört bile alsan bayılacaktır, takıl kafana göre."

Soobin'in söylediği üzerine gülümseyerek etrafta gezinmeye ve alabilecek güzel bir şeyler aramaya başladı. Karina'ya hediye almak için girdiği dükkandan kendisi için bir şeyler beğenmeye başladığını farkeder etmez kafasını hızlı hızlı iki yana salladıktan sonra işine devam etti.

Çok geçmeden istediği parçalara ulaştıktan sonra Soobin'e danışmak için arkasını dönmüş ancak Soobin'i göremeyince şaşırıp kalmıştı. Aniden içini kaplayan korkuyla gözleri irileşirken kasanın önünde dikilmekte olan bedeni gördüğü gibi rahatlamıştı.

Soobin arkasını dönüp Yeonjun'a el salladı ve gelmesini işaret etti. "Bulabildin mi bir şeyler?" Yeonjun kafasını onaylarcasına salladıktan sonra kasadaki adamın gülümseyerek Soobin'e uzattığı paketle şaşırıp kalmıştı.

"Bu da ne?"
"Karina için küçük bir hediye."
"Ne aldın ki?"
"Orası bana kalsın, öğreneceksin zaten."

Yeonjun'un içini büyük bir merak duygusu kaplasa da zihnindeki soruları sonraya sakladı ve beğendiği tişört ile kasanın yakınlarında görüp tam da Karina'ya uygun olduğunu düşündüğü peluşu da paket yaptırdı.

Görev başarıyla tamamlanmıştı.

"Uzun yıllar sonra ilk kez doğum günümü Karina'yla kutlayacağım, aşırı heyecanlandım."

Soobin Yeonjun'a döndü ve bir kolunu yanındaki gencin omzuna attıktan sonra onu kendine çekti. Yeonjun'un saçlarına minik bir öpücük kondurduktan sonra gülümsedi.

"Senin adına çok mutluyum."

Duydukları Yeonjun'u kaçıncıya olduğunu sayamadığı kez tekrardan gülümsetirken bir yandan da Soobin'in tutmakta olduğu ellerini sallayarak neşeli bir şekilde yürümeye başladı. "Bende öyle."

"Yemek mi yesek? Baya acıktım zaten sabah da kahvaltı yapmamıştım." Yeonjun'un isteğine karşı gelemeyen Soobin başını salladı ve yemek katına çıktılar.

"Ne yemek istersin?" Yeonjun gözlerini bulundukları kattaki dükkanlarda gezdirdi ve en sonunda neşeyle gülümseyerek bir yeri işaret etti.

"Pizza!"

Yeonjun'un pizzacıyı görünce küçücük bir çocuk gibi sevinmesi ve yerinde zıplaması Soobin'e o kadar tatlı geliyordu ki gülümsemeden edemiyordu. Yeonjun yanındayken sürekli gülümsüyordu ve gülümsemekten yanakları acısa dahi buna engel olamıyordu. Gerçi engel olmak istiyor muydu, orası tartışılır.

cry baby • yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin