19

738 98 48
                                    

“Ulan adamsınız açın şunu da göreyim yüzünüz itler!”

“Sen nasıl girdin lan buraya!”

“Araba ile” diyerek, güldü Ferit.

“Ah Feritciğim ah, insanlar kendi sonlarını kendileri yazarlarmış.” diyerek, kafasındaki çuvalı kaldırdı Cihan.

“Sende, kendi sonunu kendin yazdın. E sana şöyle mükellef bir ölüm yakışır.”

Ardından Cihan, kasap bıçağını Doğu'dan alarak Ferite yaklaştı.

“Bu gece karıma harika bir hediye vereceğim, akşam onun yanına senin kanın bulaşmış olan gömleğim ile gideceğim.” diyerek, bıçağı sallamaya başladı.

“Görüyor musun? Seni ortadan ikiye ayırmaya yetecek kadar büyük!”
Bıçağı Feritin omzuna yaklaştırdı, havaya kaldırıp vuracağı sırada Ferit bağırdı,

“Hayır!”

“Bu gece karının yanına gidemeyeceksin. Parçalarına ayrılmış olacaksın çünkü birazdan.”

“Ah ah insanlar ölümleri yaklaştığı zamanlarda ne kadar saçma blöfler atabiliyorlar değil mi ortaya?” diyerek kahkaha attı Cihan.

“Arabamda bomba var 10 dakika içerisinde yerle bir olacak her yer!” dedi Ferit.

“Cihan dur! Gerçekten yapar bu manyak!” diyerek, Cihanın elinden bıçağı aldı Korkut.

“Baba ne yapacak Allah aşkına!”

“Ya sen bu kadar gerizekalı değildin oğlum! Neden yapmasın? Çözün şimdi şu manyağı. Bombayı kapatsın ”

Ardından Cihan, istemeyerek de olsa Feriti çözdü.

Beraber Feritin arabasına doğru yaklaşmaya başladılar.

--------------------------
Ferit bagajı açtığında herkes şok olmuştu çünkü bomba değil de arabanın bagajında Alpay vardı.

“Vay vay vay Ferit Korhan, bundan büyük bir bomba düşünemezdim.” dedi, Korkut.

Alpay, Korkut'un yıllardır ele geçirmek istediği daimi düşmanıydı. Fakat hiçbir türlü yakalayamıyordu.

“Benim bakmadığım delik kalmamıştı bu nasıl olur?” dedi, Cihan.

“Siz onu sadece gidebileceği yerde beklediniz. Ben onu sürekli geleceği yerde bekledim. Neşe'yi takibe aldık, aylarca dönmesini bekledik Alpay'ın ve sonunda daha fazla dayanamayarak kurt inine inince bizde onu yakaladık.”

Ardından kafasını yukarıya kaldırarak kendisini izleyen Seyrana baktı,
“Çünkü zaafı tutkusunda saklıydı onun.” diyerek başını eğdi tekrardan.

“Bunun karşılığında ne isteyeceksin?” dedi, Korkut.

“Bu düşmanlığın kalkmasını, sende racon bu değil mi?”

“Beni iyi tanıyorsun. Canını bağışladım çocuk, pekii” dedi, Korkut imâlı bir sekilde.

“Peki, başka istediğin bir şey var mı? Bak her şey için çok geç olmuş olabilir.”

“Yok, ben sana Alpay'ı verdim düşmanlık kalktı. Bu saatten sonra ne alacak ne  verecek, ne de” diyerek, tekrardan Seyrana baktı;

“Ne de uğrunda ölünecek birisi yok.”

Ne de güzel olmuşsundur beyazlar içinde sen.”

Ardından arabasına binmek için bir adım attı.

Bu bir yasak aşk öyküsü çokta acıklı,”

Giderken bile arabanın aynalarından Seyran'a bakıyordu.

Birazdan evleniyor yârim, ondan bu acı.”

------------------------------
“Seyranın eski kocasıydı bu değil mi?” dedi, Nermin.

“Aynen, eski kocası. Hemde bebeğin babası bu.”

“Ah Cihan ah misler gibi kızlar varken karnında başkasının çocuğunu taşıyan kadınla evlendi!”

“Oğlunu destekliyordun Nerminciğim ne oldu?”

“Ben destekledim de hamile bir kadın ile evlensin diye mi destekledim!”

“Aman Nermin! Ne halt yiyorsa yesin boşver.”

-----------------------

“Biliyorum hayatım, o şerefsizi gördüğün için rahatsız oldun. Bir daha görmeyeceksin merak etme. Hem, ben akşam sana hepsini unutturacağım.” dedi, Cihan. Seyrana göz kırparak.

“Neyi kimi unutturuyorsun lan sen bana?! Sen kimsin de Ferit ile ilgili böyle konuşabiliyorsun?! Gebertirim lan seni gebertirim!”

“Karıcım çok ayıp ama.”

“Ferite dokunursan yedi sülaleni sikerim lan senin!”

“Karıcım, sinirleniyorum. Düzgün konuş benimle!”

“Konuşmuyorum, ben senin karın falan değilim.”

“Bir de sevmiyorum diye beni kandırıyorsun. Minik ne alemde bari?” diyerek karnını gösterdi.

“SANANE!”

--------------------------

Ferit, gittiği için binlerce lanetler okuyordu içinden.

Ama gelinliğin içinde ne kadarda güzel olmuştu.
4 ay boyunca bu anların hayalini kurmuştu, ama kendisi ileydi bu hayaller. Başka bir adamla değildi.

Kafasını duvarlara çarpmak istiyordu. Gelinlikli Seyran gözünün önünden gitmiyordu.

----------------------
“Karıcıııı!”

Seyran, elindeki bıçağı Cihan’a doğru tuttu.

“Yaklaşırsan eğer, gebertirim seni!”

“Bu ne sinir be karıcım. Tamam! Sakin!”

“Ben şimdi gidiyorum sen de sesini çıkarmıyorsun anladın mı beni?”

“Nereye?!”

“Sanane lan sanane!”

----------------------------

Ferit'in derin düşüncelerini kapının zili bozmuştu.

“Yalnız kalmak istiyorum!” diyerek bağırdı.

Ama zil ısrarla çalıyordu.
Ardından, sinirle kapıyı açtı fakat gelen Abidin değildi.

“Seyran?!”

____________________________
Bölüm yazmaya üşeniyorum

80 Oy

KoruMA+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin