12

998 98 72
                                    

Seyran, Feritin yanaklarından sımsıkı tutarak öpüyordu Feriti.

Ferit, bulundukları konumun farkına vararak dudaklarını Seyranın dudaklarından ayırdı.

“Seyran? Neydi şimdi bu?”

Seyran, hiçbir şey söylemeden Feritin gözlerinin içine baktı.
Dün gece ıslandıkları yerde baktığı gibi hemde.

Yıldızların altında, yıldızlardan daha parlak olan o gözlere.

Karanlıkta kaybolmuş olsalardı eğer, Feriti gözündeki parlaklıktan bile tanıyabilirdi.

Oh darling all of the city light, never shine as bright as your eyes.”
(Sevgilim bütün şehrin ışıkları, asla senin gözlerin kadar parlak parlayamaz. - James Arthur- Cars outside.-

Çok açık değil miydi?” dedi, Seyran.

Seyran, gözlerini kaçırmıyordu. Hatta Feritin tepkisini ölçüyor gibiydi.

İçinden dualar ediyordu, bu anın yarıda kesilmemesi için.

“Ateşin düşmemiş derken bu ateşten bahsetmemiştim.” dedi, Ferit. Seyrana karşı.

“Sen yanmıyorsun sanki.”

“Yanıyorum hemde cayır cayır.”

“Ateşimiz birleşip volkan olmasın mı?”

“Olmasın, sen şuan hastasın. Uslu uslu yat yatağında.”

“Diline hakim olabildiğin kadar başka yerlerine de hakim olabilsen keşke.”

“Sen kaşınıyorsun farketmedim sanma.”

“Sende yanıyorsun, boşuna saklama.
Hem ayrıca sen hep istemiyor muydun bir de dememiş miydin biz dün öpüş-”

Bu sefer Seyranın sözünü kesen Feritin dudakları olmuştu.

Sanırım dudakları işlevini yerine getirmesi gerektiğini şuan anlamıştı.

Geri çekildikten sonra, alnını alnına koyarak konuşmaya başladı,

“Azıcık sus, şu çenenin yayını sikeyim senin.”

“Çenemin yayından ne istiyorsun? Rahat bırak çenemin yayını.”

“Şu dakikadan sonra ne seni ne de çenenin yayını rahat bırakmam.”

İstediğini elde etmenin verdiği zafer ile gülümsedi Seyran.

Öpüşleri derinleştikçe Feritte yavaş yavaş yatağa doğru geliyordu.

Seyranın boynuna diş izlerini geçirirken kendinden geçiyordu.

Uzun bir süre sonrasında Ferit kendini yatağın boş kısmına attı, nefes nefes kaldıkları için önce nefeslerini düzenlemeyi beklediler.

“Neden durdun?”

“Olmaz Seyran, olmaz. Sen çok hastasın şuan, ateşin var. Hastaneye gideceğiz kalk hazırlan.”

“Sen şaka mısın? Bu hâldeyken ve biraz önce yaşananlardan sonra burada bırakıp hastaneye mi gideceğiz.”

Yattığı yerden doğrularak Seyrana yaklaştı Ferit.

“Hayır tabiki de bebeğim. Bende istemem ama cayır cayır yanıyorsun, havale geçireceksin resmen. O yüzden şimdi kalk hazırlan hastaneye gideceğiz.”

Seyran kollarını bağlayarak, “Gelmiyorum” dedi,

“Beni şuradan buraya hiçbir güç götüremez.”

KoruMA+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin