Cem Adrian & Sena Şener - Yol.
“Biraz önceki hadise yüzünden ben gençler adına sizlerden özür diliyorum. O an'ı yaşanmamış sayalım. Bugün sizleri buraya toplama nedenim, yarın Ferit ile Pelin kızımızın imam nikahını kıyıyoruz.” Dedi, Halis.
Halis'in bu sözleri üzerine Seyran bakışlarını Ferite çevirdi.
Ferit, ani bir sinir ile oturduğu yerden kalktı.“Ne? Ne nikahı? Ben evliyim zaten.”
“Bunun gerçek bir evlilik olmadığını var sayıyoruz, bizim istemediğimiz bir kızı evimizde gelin olarak tutmazsın diye düşünüyorum.” dedi, Halis.
“Ağam af buyurun fakat çocuklar birbirlerini seviyorlar. Ferit, Pelini sevmiyor bile.” dedi, İfakat.
“Sen sus İfakat! Bu kızı başımıza değerli yapan sensin!”
“Ben oğlumu tanıyorum, Pelin'in bizim eve layık olduğunu anlayarak bu nikaha tamam diyecek.” dedi, Gülgün.
“Üzerime kuma mı getireceksiniz? Utanmadan herkesi de bu söylediklerinize evet desinler diye mi çağırdınız?” dedi, Seyran.
Şuan bulunduğu bu konumdan midesi bulanıyordu.
Haberi duyan herkes çok normal bir şeymiş gibi tepki bile vermiyorlardı.“Yok öyle bir şey, olmayacak.”
“Olacak Ferit! Sen dedenin, atanın sözüne karşı mı geliyorsun.”
“Evet, karşı geliyorum. Sen, beni oyuncağın yapamayacaksın dede. Diğerleri gibi her dediğine evet deyip sana boyun eğenlerden yapamayacaksın! Ben, onlar gibi olmadım olmayacağım da. Benim karıma yapılan saygısızlık bana da yapılmıştır.”
“Yanmış fotoğraflar çerçevelerde.”
“Senin ne haddine bana karşı çıkmak, bana saygısız demek? Sen kimsin dünkü bok!”
“Siyah kağıtlara siyah mektuplar yazıyor. Hâlâ, hâlâ..”
“Ben, senin canın istediği zaman hakaret edebileceğin, her istediğini yaptıracağın kölelerinden değilim! Ben senin torununum. Ben senin canınım, kanınım. Ama sen benim canımı, kanımı istemiyorsan benide istemiyorsundur. Şu andan itibaren, Herhangi bir malınızı mülkünüzü bile istemiyorum. Hatta soy isminizi bile istemiyorum.”
“Kırıldım desem, tuz buz desem. Kalbim, desem. Kalbim.”
“Ulan benim soy ismim sana verilmiş bir lütufdur! Ne hakla bana ve benim soy ismime laf edersin? Bir kız için! Bir kız için atana bunları nasıl söylersin?!”
“Bir kız değil, Halis Ağa. O benim karım.”
“Halis ağa? Demek Halis Ağa. Dede'ye ne oldu Ferit efendi?”
“Benim karıma saygısızlık yaptığı gün benim dedem öldü.”
Herkesin, gözleri şaşkınlıktan büyürken Gülgün, Halis'in ne yapacağını bildiği için ağlayarak yalvarmaya başlamıştı.
Ama Halis'in siniri ne Gülgün'ü ne de herhangi bir şeyi dinlemezdi.
Uzun ve kalın elini Ferite tokat atmak için bir hızla kaldırdı.
Fakat o tokatı atamadı. Çünkü Seyran, Halisin elini tutarak Ferite tokat atmasını engellemişti.
“Hiçkimse ama hiçkimse Ferite vuramaz. Elini dahi kaldıramaz.”
“Sen kimsin? Sen kimsinde benim ve torunumun arasına giriyorsun?!”
“İsteseniz de istemeseniz de ben Feritin karısıyım. Ama madem benim varlığım size bu kadar zor geliyor.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KoruMA+18
Romance"Sen benim babamı öldürmüşsün, sen hainmişsin Ferit." -Ramo'dan esinlenilmiştir.