16

872 85 129
                                    

“Davalı Ferit Korhan, Davacı Seyran Korhan. Mahkeme salonuna.”

“Buradan çıktıktan sonra artık senin ve benim aramda herhangi bir bağ kalmamış olacak Ferit Korhan.”

“Sen benim karımsın, bu gerçeği asla değiştiremeyeceksin Seyran Korhan.”

“Sakın! Benim ismimi bir daha asla ağzına almayacaksın. Senin gibi iğrenç bir adamın ağzına benim ismim hiç yakışmıyor.”

“Ben-”
Ferit cevabını veremeden Seyran mahkeme salonuna girmişti çoktan.

“Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmak istediğinizi beyan etmişsiniz. Pekala hâlâ bu kararınızdan emin misiniz?”

“Evet, ben boşanmak istiyorum.”

“Ferit bey?”

Ferit, sessiz kalmıştı.
“Ferit bey bizi duyuyor musunuz? İstiyor musunuz istemiyor musunuz?”

“Ben, babamın, annemin ve ablamın ölümünde parmağı olan bu adam ile bir saniye bile evli kalmak istemiyorum.” dedi, Seyran.

Bu sözler üzerine dava boşanma davasından çıkıp cinayet davasına dönüşmüştü.

Korhanların hepsi Seyranı tehdit etmeye başlamıştı. En son olarak para bile teklif etmişlerdi.

Babasının adamlarını şahit olarak kürsüye çıkartıp konuşturmuştu.

Ve davanın sonunda Ferit Korhan’ın cinayete yardım ve yataklıktan tutuklanması kararı verilmişti.

Dava bitmiş, Ferit'in ise ağlamaktan gözlerinde derman kalmamıştı.

Halis bütün tehditlerini Seyrana savururken, Ferit hayatının ihanetini yemişti. Hemde sevdiği kadından..

#2 Hafta Sonra#

Dava son anda cinayet davasına dönüştüğü için boşanma davası havada kalmıştı. Tam olarak gerçekleşmesi için son bir imza gerekliydi. Bu yüzden Seyran, görüşme saatinde Feriti ziyaret'e gitmişti.

“Ferit Korhan! Ziyaretçin var.”

İşte ne olduysa bu andan sonra olmuştu,
Feritin yaşadığı ilk ihanet yetmezmiş gibi bir de bu ihanet yarasına tuz basmıştı.

------------------------

“Ne bu?”

“Boşanma evrakları ve,”

“Ve ne? Susma Seyran. Sen söyleyeceğin her şeyi söyledin zaten.”

“İmzala işte sorma bir şeyleri de,”
Ferit ilk kağıdı incelemeye başladı,
tazminat davası açmaması için 1 milyon dolar ödeme yapacağı ile ilgili bir anlaşmaydı.

Ardından ikinci evrağı okumaya başladı.
Gözlerinden yaşlar süzülüyordu çünkü Seyran hamileydi. Ama bir terslik vardı..

“Bu ne demek Seyran? Sen bizim çocuğumuzu mu aldıracaksın!?”

“Biz diye bir şey yok, bizim diye bir şey de asla olmayacak. Aldırmam için senin imzana ihtiyaç duymasaydım gelmezdim zaten.”

“Sen ne diyorsun senin ağzından çıkanları kulağın duyuyor mu? Bir cana kıyacaksın sen farkında mısın?”

“3 cana kıyan babası varken ben bir cana kıymak istemişim çok mu?!”

“Lan! Siktirtme bana evrakını! olmayacak böyle bir şey olmayacak. Aldırmana izin vermiyorum.”

“Ben senden izin almıyorum, imzalar mısın diye rica etmiyorum sana. İmzalayacaksın diyorum.”

“İmzalamıyorum! Aldıramazsın çocuğumu!”

“Hapishanelerde yatan bir babası olacağına, katil bir babası olacağına hiç olmasın daha iyi!”

“Sana inanamıyorum ya! Sana inanamıyorum! Sen ne zaman bu kadar zalim bir insan oldun!? Benim sevdiğim kadın bu değildi.”

“Benim sevdiğim adam da katil değildi Ferit! Benim sevdiğim adam, katil değildi.”

“Ben katil değilim, Katil olan senin baban!”

“Kes artık! İmzala şunları. Senin ve benim aramda hiçbir bağ olamaz.”

“O kadar mı nefret ediyorsun benden?”

“Nefret az kalır, iğreniyorum senden.”

“Anladım, o zaman daha fazla iğrendiğin adamın çocuğunu taşıma karnında. Anneliği hak etmiyorsun zaten. Annelik bu değil.”

“Baba olmayı hak etmiyorsun sende, baba olmak bu değil çünkü.”

Ferit, göz yaşlarını silerek kalemi eline aldı.

İki evrağa da imzasını atarak Seyrana uzattı.

“Umarım bir daha asla karşıma çıkmazsın Seyran.”

“Çıkmam, umarım bende bir daha asla senin ile karşılaşmam.”

_____________________________

🥺

KoruMA+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin