33: mutlu bir ömür

198 26 15
                                    


"Tekrar hamile olduğumu öğrendiğimde ağladım, ağladım ve ağladım.. Dedim ki, 'Daniel, kutsanmış olabilir miyiz?'"

Kucağındaki minik bebeği severken Wooyoung ile sohbet eden Jihyo, komşusu ile gülerken yanlarında kucağında ilk çocuklarıyla oturan Daniel de onlara katıldı. Ortamda dünyanın en hanımcı erkeği olarak bulunmaktan pek de çekinmiyordu.

"Tatlım, sanırım birilerinin altının değiştirilmesi gerekiyor."

"Ben yapayım, ha? Tabii." Dudaklarını birbirine bastırarak başını sallarken yanlarındaki Wooyoung gülmemek için kendini zor tutuyordu.

"Daniel, dönerken bana küçük bir bardak buzlu su falan getirebilir misin?"

"Tabii ki, daha önce neden yapmadım ki?" Daniel kendi kendine söylenerek yerinden kalktığında ve iki kolunda iki çocuğuyla arkasını dönüp gittiğinde Jihyo Wooyoung'a dönüp gülerek göz kırpmıştı.

Daniel'ın adımladığı koridorda ona yol veren Changbin elinde koca bir kurabiye tabağıyla gülümserken Chankyun ve yanında Kihyun'u gördüğünde yanlarına gidip tabağı uzattı. "Kurabiye?"

Kihyun alt dudağını ısırarak kurabiyelerden birini alırken mırıldandı. "Felix'in bu kurabiyelerinden daha lezzetli bir şey var mı bilmiyorum."

O kurabiyesinden koca bir ısırık alırken gülümseyen Changbin'in bakışları Chankyun'a döndü. O ise elini karnına koyup kaşlarını kaldırmıştı. "Teşekkürler, rejim yapıyorum."

"Ah, peki." Changbin omuz silkip onun yerine bir kurabiye alıp ısırdığında arkasını dönüp bir adım attı.

"Geri gel." İkinci adımı atamadan Chankyun onu durdurmuş ve tabağa uzanıp bir tane kurabiyeyi yakalamıştı bile. "Şunu alayjm. Tanrı'm, Felix benden nefret ediyor olmalı!"

Eşine dönüp kendini avutmaya çalışırken kurabiyesinden koca bir ısırık aldı. "Salata gibi, tamam mı?"

"Evet, salata."

Changbin gülerek yanlarından ayrıldığında salonda koşuşturup duran çocukların arasından geçti dikkatle. Her biri kafasındaki doğum günü şapkalarıyla inanılmaz komik görünüyordu. Aralarından Rosie'yi kucağına alıp adımlarını mutfağa yönelttiğinde minik kızının üzerindeki doğum günü elbisesini düzeltiyordu bir yandan.

"Rosie'nin şeften bir isteği var!"

Mutfak tezgâhının üzerindeki kapkek şeklindeki minik pastayı süsleyen Felix duyduğu sesle arkasını döndüğünde karşısında gördüğü ikiliye gülümseyerek yanlarına gitti.

"Pasta!" Rosie, söylemeyi yeni öğrendiği kelimeyi duyurduğunda babalarını güldürmeyi başarmıştı.

"Pasta mı istiyorsun?" Felix, Changbin'in kucağındaki küçük kızının yanağına büyük bir öpücük kondurup önüne döndüğünde pastanın kenarına bulaşmış kremayı düzeltti.

"Basit ve abartısız.."

Felix, Changbin'in söyledikleriyle omuz silkip tezgâhtaki pastayı eline aldı. "Beni bilirsin, tarzım böyle. Basit ve abartısız."

Elindeki pastayla birlikte Changbin'in yanından ayrıldığında arkalarında kalan masaya ilerledi. Changbin onunla beraber arkasını döndüğünde masanın üzerinde bir sürü kapkekten oluşan büyük pasta tabanını görünce derin bir iç geçirerek güldü. "Ah, tabii! Asla kolaya kaçmazsın, değil mi?"

"Hayır." Felix omuz silkerek elindeki pastayı üst katmana yerleştirip geri çekildi. "Ayrıca bir tane daha var." Hemen kenardaki kutuyu açtığında ebatça daha küçük, üzerinde "1" yazan mavi kaplamalı bir pastayla karşı karşıya bıraktı Changbin'i.

"Bu ne? Rosie iki yaşına giriyor."

"Bu bizim için, çünkü bir yıl oldu."

Felix'in kurduğu cümlenin ardından Changbin omuzlarını düşürdüğünde gülümseyerek uzandı Felix'in dudaklarına. Felix onu memnuniyetle kabul edip öpmeye devam ettiğinde aralarında kalan Rosie'nin sessiz gülüşüyle utanarak ayrılmak zorunda kaldı Felix sevgilisinin dudaklarından. "Pek âlâ bebeğim."

"Hazır mısın? Başlıyoruz Ros." Changbin masanın üzerindeki kamerasını kapıp kaydı başlattığında video Felix'in pastayı eline almasıyla başlamıştı. Mutfak kapısından dilinde melodiyle çıkıp misafirlerin olduğu salona giren Felix'i arkasından kucağında kızıyla takip ediyordu Changbin.

Felix'in mutlu yıllar sana diye başlattığı doğum günü şarkısı girdiği salondaki tüm misafirlerce devam ettirildiğinde Rosie babasına sarılarak gülmeye başlamıştı.

Felix, bu manzara karşısında, Rosie'nin birinci yaş doğum gününden çok daha mutlu olduğunu fark etti. Yaşanan onca şeye rağmen, burada, sevdiği insanlarla birlikteydi ve güzel anılar biriktiriyordu. Bir zamanlar en yakın arkadaşının kızı olan Rosie ona ve Changbin'e baba derken. Onu kızım diye severkerken. Ve her gece yorgunlukla girdikleri yatakta Changbin'e sarılıp tüm yorgunluklarını unutturacak uykuyu çekerken. Onu öperken ve her şeyiyle kendini ona teslim ederken.

Tanıştığında tamamen nefret ettiği o adamla hayatını devam ettirmek için her gece Tanrı'ya dua edeceği, bundan bir yıl önce, asla aklına gelmezdi.

Sevgilisi ve onların minik kızı Rosie ile, mutlu bir ömür geçirmek için.

Son.

Merhabalar sevgili somehow okuyucularım, siz de benim gibi ağlamıyorsunuz değil mi.. Bunun için gözlerinizden öpebilirim çünkü!!

2021'in başlarında başlayan bu hikâyeyi iyi kötü bitirebilmiş olmanın hüznüyle beraber size kocaman bir özür borçluyum. Araya giren bu zamanda kaybettiğim yazma hevesimi bu kadar geç geri kazanabildiğim için. Asla hak etmediğiniz bir süre oldu fakat unutmayın ki tüm bu sürede bu yükü sırtımda taşıdım, hep aklımdaydınız. Umarım bu dönüş ve finalle güzelce telafi edebilmiş ve hepinize kendimi affettirebilmişimdir.

Güzeller güzeli Felix'im, Changbin'im ve onların minik prensesi, güzel kızları Rosie ile olan dolu dolu hikâyemizin sonuna geldik.. Umarım kalplerinizde güzel bir iz bırakabilmişizdir, bizi güzel hatırlayın!!

Bu güzel aileyle, bu uzun yolda bize eşlik ettiğiniz için kocaman teşekkür ediyoruz sevgili okuyucularım, başka hikâyelerde görüşmek üzere, sağlıcakla kalın.

 ♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
somehow│changlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin