7.Bölüm "Bir kondom meselesi"

2.6K 131 26
                                    

Babam yiyeceği fırçayı bildiği için eve uğramadan doğrudan gitti. Eninde sonunda buraya gelecek ve benden o lafları duyacaktı. Nereye kadar kaçacağını sanıyordu ki?

Umarım bir pot kırmazdı...

Bundan sonra sadece annemin kızıydım ben! Görürdü o günü.

Yarın memlekete geri dönüyordu. Bu kez araba ile döneceğinden bende anneme göndermek istediğim ne var ne yok topluyordum. Babam uzun zamandır aramızda kargoculuk yapıyordu.

Öncelikle düzgünce bakamadığım için solan çiçeklerini geri istiyordu annem birde milattan kalma yün yorganlarını. Bu yorganlar ceset gibiydi üstünüzde biri oturuyormuş hissi veriyordu.

Ben bir yandan babama söylenip, bir yandan yarın gidecek olan malzemeleri salona yığarken, uzun zamandır orada olduğunu unuttuğum bir şey tesadüfen ortaya çıktı.

Küçük bir koli...

Ama içi kondom ve ertesi gün hapı dolu olan bir koli.

Tek başına yaşıyor olsamda korkmuş ve buraya, annemin ağır yorganlarının altında saklamıştım. Peki bunun benim evimde ne işi vardı, dinleyin birazdan anlatacaktım.

------------------------Flashback--------------------

Yağmurlu bir gündü. Aslında aylardan haziran olsa da mevsimler uzun zamandır sapıtmış olduğu için nisan gibi bir hazirandı ve dışarı da seller gidiyordu.

Üretim biriminin bir kısmı açık alan olduğu için bu yağmurlar benim her işimi felç ediyordu. Her ne kadar ürünlerin üzeri örtülü olsa da tehlikeye atamıyordum işte.

Tüm operatörlere ürünleri taşıtıp, önlemler alıyordum ve bu da benim o gün akşama kadar işte olmama sebep olmuştu. O an eve nasıl döneceğim hakkında bir fikrim yoktu. Zaten çekilmez olan İstanbul trafiği yağmur da ayrı bir rezalet oluyordu.

Böylesine karışık ve zor geçen bir günün ardından, uzun çizmelerim ve aşırı bol yağmurluğum ile fabrikadan çıkıyordum ki beni kapıda bekleyen bir adet Ferit ile karşılaşmıştım. Daha doğrusu ben ilk anda fark bile edememiştim. Sileceklerinin sürekli çalıştığı arabasında otururken, birden düdük çalmıştı bana.

Normalde o da bende fabrika sınırları içinde asla böyle bir şey yapmıyorduk ama o kadar şiddetli bir yağmur vardı dışarıda kimsecikler yoktu.

Benim boş boş bakıp, halen arabaya binmeyişime sinirlenmiş ve birde eliyle gel işareti yapmıştı.

Üzerimin ıslak olmasını önemsemeden beni arabasına alışı oldukça şaşırtıcıydı ama unuttuğum bir başka şey vardı ki, o karşılığını almayacağı bir şeyi asla yapmazdı.

Arabasını evimin tanıdık yollarına doğru sürerken, niyetini belli etmese de benimle beraber merdiven çıkarken ne istediği ortaya çıkmıştı. Aslında genelde bu iş için ne benim ne kendi evini kolay kolay tercih etmezdi.

Kapıyı kapatmamızla dudaklarımızın birleşmesi arasında salise kadar bile zaman yoktu.

Soyunma işlemini yine o kapı ağzında halletmiştik. Islak kıyafetlerimin parkeleri şişirme ihtimalini umursamadan fırlatıvermiştim yere ve çırılçıplak, bir şekilde Ferit Korhan'ın kucağında içeriye taşınıyordum.

Nefes aralarında ağzından dökülen küçük iniltiler, kadınlığımda titreşimlere neden oluyordu.

Normalde ön sevişmeyi çok uzatmazdı ama o gün nedense tüm uzuvlarımı yeniden keşfe çıkmış gibiydi. Aslında artık bedenimin Ferit ile tanışmadığı hiç yeri yoktu. Karnıma küçük öpücükler kondurarak yukarı tırmanırken, kalan son akıl parçamı alıp götürüyordu.

69Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin