32.Bölüm"Korhanlar oğullarına sahip çıksın"

926 109 21
                                    

Babam gerçek ekonomiyle çok sert tanışmıştı. İstanbul’a döndüğümüz o gün neredeyse tüm emlakçıları dolaşmış ve bize verilen kira miktarlarını öğrenince neye uğradığını şaşırmıştı. Sanırım bu günden sonra artık “Ekonomi çok iyi yeğenim” demezdi.

Babam uzun zamandır anlamsız bir sürtüşme peşindeydi. Bu süreçte Hikmet amca ne kadar olgun ve yapıcı ise babamda bir o kadar saçmalıyordu. Hem Ferit ile ilişkimizin bir adı olsun istiyor hemde beni olabildiğince Ferit’ten kaçırıyordu. Sanırım tüm kız babalarının girdiği o saçma döngüye giriyordu.

İstanbul’un bize ev vermeyip, hemde perişan ettiği o gün babamın tüm direnmelerine rağmen başka çaremiz kalmamış ve Korhan’lara misafir olmuştuk. Aksi halde ya sokakta kalacak ya da cami önüne mendil serecektik.

Daha önceleri Korhanlara çok fazla misafir olmuş, yemiş içmiş hatta yatıya bile kalmıştım ama o gün gitmek  oldukça tuhaf hissettirmişti çünkü… Çünkü evet halen benim bu ailenin oğlu ile ilişkim vardı fakat bu defa artık herkes biliyordu. 
Gerçekten alışılacak çok şey vardı.

“İstanbul’da kim 24 saatte ev bulabilmiş ki sen bulasın?” diyen Hikmet amca alttan alta babama kızıyordu.  Ne gelmek istemişti buraya ne de kalmak.

“Aslında biz bugün otelde kalırdık”

“Vallahi iyice saçmaladın sen devrem. Çok büyük ayıp ediyorsun”

Babamı rahatsız eden şeyin Ferit ile benim aynı çatı altında kalacak olmamızdı, bunu çok iyi biliyordum. Adam bizi bir kere öpüşürken görmüş ve tüm gardını almıştı.
Bilmiyorduki bizim Ferit ile yediğimiz haltlar arasında en masum şey öpüşmekti.

Öyle veya böyle keyifli bir sohbet esnasında gerçekleşen yemekte konu dönüp dolaşıp bize ve bizim geleceğimize gelmişti. Hikmet amca işe mutlaka geri dönmemi istiyordu. Sonrasında ise kendi aramızda bir yüzük ile bu işe bir isim veririz diyordu ve bu yine babamı mutlu etmiyordu. Babamın ne istediğini gerçekten kimse bilmiyordu.

“Seyran bizim artık başımızın tacı. Gözün arkada kalmasın boşuna. Evet her şey daha farklı olsa güzel olurdu ama olan oldu artık”

Büyük saçmalamış ve türlü türlü hatalar yapmıştık evet ama sanki bu hataları yapmazsak ta bu sürece asla ulaşamazmışız gibime geliyordu.

Yaşanan tüm süreçlerde keşke olmasaydı dediğim bir tek an vardı, o da babamın bizi basmasıydı.

Şahsen her şeye rağmen güzel bir gece olmuştu ve hemen karşımda dut yemiş bülbül gibi oturan evin oğlu gözlerini bir kez olsun üzerimden çekmiyordu ve sürekli bana mesaj gönderen elleri masanın altında durmuyordu. Biz şaka maka bu mesajlaşma işini baya sevmiştik ve neredeyse günün tamamı konuşuyor ve bazende sexting yapıyorduk.

Aslında çoğunlukla o yapıyordu.

Bu konuda söylenecek bir şey yoktu ve biz özlemden geberiyorduk. Eğer aileler işin içinde olmasaydı bu geceyi nerede ve nasıl geçireceğimiz çoktan belliydi.

“Şimdi sen benim evimde kalacak ama benden ayrı yatacaksın öyle mi?” diye yazdığını görmek ayak parmaklarıma kadar ürpermeme neden olmuştu. Kahretsin. Bende onu istiyordum ama mümkün gibi durmuyordu.

“Görüyorum ki beni özlemişsin?”

“Özlemek hissettiklerim yanında hiçbir şey kalır”

Aslında babam her an tetikte olmakta çokta haksız sayılmazdı. Bizi bize bıraksa olabilecek şeyler belliydi. Bu ailenin oğlu bana gerçekten de kötü şeyler yapacak gibi duruyordu.

69Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin