23.Bölüm"Olacak gibi değildi ve olmadı da zaten"

2K 140 55
                                    

Gerçekten soğuk bir İstanbul gecesiydi ve Ferit arabayı nereye sürüyordu hiç bilmiyordum. Arabaya binmeden önce aslında nereye diye sormuştum ama bana "Sus ve bin" demişti ve bende binmiştim.

Öyle sorgusuz sualsiz binmemin nedeni, burun deliklerinden bile ateş çıkıyor oluşuydu ve direksiyonu kıracakmış gibi tutuşunun da payı vardı tabi. Sinirli olduğunu anlamak için üstün gözlem yeteneklerine ihtiyaç yoktu çünkü havadan nefesini bile dövüşerek alıyordu.

"Onlara ne diyeceğiz?" diye soruşumda yanıt vermediği için yeniden sormak durumda kalmıştım.

"Cenk'lere ne diyeceğiz?"

Hakikaten bu durum nasıl açıklanırdı bilemiyordum. Ben lavaboya gidiyorum diye izin alıyordum, sonra Ferit'de artık ne diyorsa o da kalkıyordu ve hop ikimizde ortada yok oluyorduk.

"Vay canına! Gerçekten onun ne düşündüğünü merak ediyorsun!" diye birden bağırmasına öyle hazırlıksız yakalanmıştım ki korkudan koltukta zıplamıştım.

"Neden bağırıyorsun?!"

"Cenk'lere ne diyecekmişiz? Derde bak!"

"Elbette dert edeceğim bunu yarın bir gün hayırdır ortadan kayboldunuz dese? Ne diyeceğiz???"

Bence söylediklerim oldukça yerinde ve mantıklıydı ama bunları duymak onu daha da sinirlenmiş, gazı sonuna kadar köklemesine neden olmuştu.

"Sen lavabodan çıktın, başından döndü, ayakta zor durdun ve ben seni gördüm acil hastaneye götürdüm. Oldu mu? Tamam mı?"

Hızlı bir yalanı herkes bulurdu ama bununkisi aynı zamanda oldukça mantıklıydı. Bu yüzden kabul etmiş ve "Oldu!!!" diye bende ona bağırmıştım.

Dünyanın en agresif sürüşünü gerçekleştiriyor olabilirdi. Önündeki herkesi makas atarak geçiyor, korna çalıyor ve ışıklar daha sarıdan yeşile dönmeden hareket ediyordu. Onu sinirli gördüğüm çok an olmuştu hatta nerdeyse hep sinirli gezerdi ama bu sanırım zirveydi.

Gece boyunca bir şeyler yapmasını deli gibi istemiştim ama şimdi beni şimdi alıp götürüyor oluşundan da korkuyordum. Çünkü bana "Konuşacağımız şeyler var" demişti ve biz onunla hiç konuşarak anlaşmazdık ki.

Ya sevişirdik, ya da sessiz kalırdık.

Arabayı Haliç'in üstünde kalan yeşillik alana sürdüğünde hızını düşürmüş ve uçuruma bakan bir yerde durmuştu. Durunca gözlerini kapatıp derin bir soluk almıştı. Sanırım sakinleşmeye çalışıyordu.

"Ondan hoşlanıyor musun?" diye pat diye konuya girdi ve soruda hiç dolaylama, belirsizlik olmamasına rağmen ben yine de sormuştum ve sakinleşmek için çabalayan adamı iyice delirtmiştim.

"Kimden?"

"Seyran."

"Cenk'ten mi?"

"Seyran."

"Bunu neden soruyorsun?"

"Sorularıma soru ile karşılık verme!"

"Sende bağırma!"

O an fark ediyordum ki ben aslında sinirli değildim, sadece rol yapıyordum ve aslında içten içe bu akşam olan şeyler hoşuma gidiyordu. Ferit Korhan benim için, beni kıskandığı için ikinci bir sınıf restoranta gelmişti ve sonrada bu aşırı lüks ve plakası 34 FRT 43 olan arabasıyla beni alıp buraya getirmişti. Bu bana karşı yaptığı belkide ilk şeydi.

"Cenk ile aranda ne var?"

"Bir şey yok"

"O zaman neden bu kadar samimisiniz?"

69Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin