20.Bölüm"Herşeyi birde benden duymak istemişsiniz sanırım"

2K 122 33
                                    

#Ferit

Evet, personellerimin hakkımda az çok ne konuştuklarını tahmin edebiliyordum. Hatta en çok konuşan kişinin Hülya hanım olduğundan emindim ama umurumda değildi. Nasıl düşünmek istiyorlarsa öyle düşüne bilirlerdi.

Sinirli biri olduğum kabul edebileceğim bir özellikti ve evet biraz da mükemmeliyetçiydim ama vicdansız ve gaddar gibi söylemleri katiyen kabul etmiyordum.

Herşey olması gerekenden daha iyi olsun istiyor ve bunun içinde deli gibi çalışıyordum. İşime kendimi tamamen adamış, odak noktamı sabitlemiş bir adamdım fakat...

Fakat bugün böyle olamıyordum.

Sabah önüme koyulan dosyaları anlamak için tam üç defa okumak zorunda kalmıştım ki, zaman kaybından aslında nefret ederdim. 

Üstelik günün geri kalanında da durum böyleydi. Online toplantı yaptığım Rajesh'e söylediklerini sürekli tekrarlamasını rica ediyorum. Adam en sonunda dayanamayıp neyim olduğu sormuştu ama  neyim olduğumu bende bilmiyordum.

Arka planda kafamı meşgul eden, algılarımın yarısına hükmeden bir şeyler oluyordu.

"Cenk ile Seyran hafta sonu ne yapacak"

Bu da neydi böyle???
Bunu neden düşünüyordum?!

Kimin kiminle nerede ne halt yiyeceğinden bana neydi? Silkelenerek kendime gelmeye çalıştım ve halen konuşan Rajesh'e kulak verdim. Son birkaç ayda hammaddelere gelen zamdan bahsediyordu ve stok yapmam konusunda tavsiyeler veriyordu.Bu tavsiyesini değerli görüp, ajandama not alırken, elim nedense durmuyor ve kalem adeta kendi kendine oynamaya devam ediyordu.

Cenk ile Seyran sonra bir sürü soru işareti.

Ne yazdığımı okuyunca iyi sinirlenmiştim.

Ne yapıyordu bu kız? Hafta sonu onunla ne işi vardı? Yoksa babam diye diye sonunda bununda aklına yatmış mıydı? Kafayı mı yemişti???

"Dude, are you listening to me?"
Dostum beni dinliyor musun?

"Evet evet devam et lütfen" desemde yalandı, Rajesh neyden bahsediyordu en son, çoktan kaçırmıştım. Yazdığım yazılarının üstünü karalayıp, yeniden ona döndüm ama dönen sadece yüzüm olmuştu, kafamı halen ona veremiyordum.

Son zamanlarda Seyran hanımdaki değişikliklerin farkındaydım. Fazla gergin geziyordu ve her an patlayacak gibi duruyordu ki geçen gün zaten patlamıştı. Kafası karışık gibi gözüküyordu ve ona hak veriyordum.

"Belirsizlik kötü bir şey, önümüzü görebilsek. Tüm bunlar daha kolay olabilirdi değil mi?" diyen Rajesh aslında piyasalardaki dalgalanmalardan bahsediyordu ama ben onu onaylarken bunu kast etmiyordum.

Evet belirsizlikten ve soru işaretlerinden nefret ederdim şu an kafamın içinde bu kadar soru işareti olmasından hoşlanmıyordum.

Mesela geçen neden durduk yere bana bağırıp, çağırmıştı anlamıyordum. Adnan denen o kart horoz ayan beyan Seyran'a sarkıyordu ve ben onu sadece uyarmak istemiştim ama Seyran'ın birden parlayacağını düşünmemiştim.

"Sen nişanlanırken bana ne hakla hesap soruyorsun demişti ki benim nişanlanıyor olmamın bununla ne alakası vardı hiç anlamamıştım. Bu aralar gerçekten çoğu şeyi anlamıyordum ve bunun başını Seyran hanım çekiyordu.

Rajesh'in kendine kendine konuştuğu toplantı bir saatin ardında bitmişti ve kapatırken "Sen iyi görünmüyorsun" demişti.

Modum nadir düşer, yükselirdi ama evet bugün iyi değildim. Dün kaç kere odama konuşmak için çağırmıştım onu. Bir şeyleri çözebilmemizin yolu buydu.Hatta onun  odasına bile gitmiş ama hiçbir yerde bulamamıştım. Sanki ben kaçıyor gibiydi ama niye?

69Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin