"Gençler herşey hazır değil mi?"
Hikmet amca bu telaşla nasıl bunca zaman bu firmayı yönetmişti acaba? Daha ihale başlamadan hop oturup hop kalkıyordu ve kim ne derse desin asla sakinleşmiyordu.
Büyük gün nihayet gelmişti. Ürünlerimizi yurt dışı pazarına sunabilmek için, bu tür ihaleler hayati önem taşıyordu. Bu tür oturumlarda para değil genelde kalite konuşuyordu. Bu yüzden tüm ekip, tam takım halinde oradaydı.
Ferit, görüşmeye gelen adamları havaalanından aldırmak için çoktan birini göndermişti bile.
"Aman diyeyim, Cenk eksik bir şey yok değil mi?"
"Yok Hikmet bey, hiç merak etmeyin"
Bu durum genelde her sene yaşanırdı ve oldukça stresli geçerdi ama yine de ihaleyi almayı bir şekilde başarırdık. Bu senede böyle olmasını umuyorduk.
"Şu gün bir geçseydi" diyordu Hikmet amca ikide bir alnını silerek. Oğlu bu kadar relax ve rahatken kendisi şıpır şıpır terliyordu. Genelde fabrikaya sadece şöyle bir bakmak için gelirdi ama bu gibi önemli süreçlerde evde duramıyorum diye bazen katılırdı.
"Ne zaman gelecekler Ferit?"
Oğlu buz gibi bir sakinlikle toplantı odasına girdiğinde hemen böyle sormuştu.
"Birazdan burada olurlar"
"Nereye oturacaklar?"
"Koca masa baba nereye isterlerse oraya otursunlar" demesine rağmen
"Nusret bey, Cenk bey siz şöyle bizden tarafa gelseniz" diyerek adamları kaldırmıştı yerlerinden.
Koca masa etrafında dönen adamlar sonunda gelip benim iki yanıma kurulmuştu.
"Çok istekli olduğumuzu belli etmeyelim"
Kendisi böyle davranırken, bunu belli etmemek çok mümkün gibi durmuyordu.
"Sabah gayet iyiydim beni bile gerdi" diyen Cenk bey de anlıyordum ki benim gibi düşünüyordu.
"Yazık ama ya çok heyecanlı"
"Birazdan vitrindeki kullanılmayan tabakları da indirirse şaşırma"
Ama gerçekten öyle bir tavır vardı Hikmet amcanında. Gelenlerine ayağına terlik verip, hiç kullanılmayan misafir odasını açacak gibiydi.
"Bu kadar emeğe karşı bu defa kolay olsa bari"
"Bir aksilik olursa top benim başıma patlar"
"Neden öyle düşünüyorsun?"
"Ferit bey bana yine ters ters bakıyor da ondan"
Cenk bey böyle söyleyince ister istemez dönmüştüm ondan tarafa ve Cenk beyin çokta alınganlık yaptığını söylemezdim. Babası kendisine bir şeyler aktarırken o babasına değil bize bakıyordu.
"Bana gıcık zaten" demekte haklı gibiydi Cenk bey.
"Niye ki?"
"Bilmem haz etmiyor benden"
Gerçi Ferit, kimden haz ediyor diye sorulsaydı bunun da bir muhatabı bulunamazdı. Cenk bey kulağıma halen fısır fısır konuşurken, göz temasını hiç kesmiyordu benimle. Bir şey diyecek ama diyemiyor gibiydi.
"Geçen tutanak yedim" gene dedi Cenk bey.
"Sebep?"
"Gözümün üstünde kaşım var diye resmen"
Cenk bey genelde firmamızda herkes tarafından sevilen sayılan biriydi. Kolay kolay kimseyle problem yaşamaz ve tartışmazdı ama bu şekilde de kimseye yaranamıyordu anlaşılan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
69
Chick-LitSevmeyi bilmiyor diye bir şey yok, sevmeyi biliyor. Çokta güzel seviyor ama beni değil
