Right Here | HeeJake

0.8

Heeseung'un babası beni çıkışa bıraktı ve yanındaki adamlara "Bu çocuğa dikkat ediyorsunuz. Yoksa işinizden bile olabilirsiniz." dedi ve gitti.

Yanıma Niki ve diğerleri geldi. "KANKA ETHAN'IN BABASIYLA MI GELDİN SEN DAHA DEMİN?"

"Evet."

"BENJAMİN VE JOHNNY YANINA GELDİ FARKINDA MISIN?"

"Evet."

"YA ÇARPICAM HİÇ Mİ HEYECAN Bİ SİK YOK İÇİNDE?"

"Evet."

"Hay. Neyse gel gidelim."

"Gelemem."

"Ne? Niye?"

"Beklememi söyledi."

"Kim?"

"Ethan."

"NE?"

"Ya bu fanlar beni takip etmesin diye."

"Normal olarak. İki günde bu kadar yaklaşırsanız fanların çıldırması normal."

"Bu arada Sunoo."

"Ha ne oldu?"

"Sen dün gece bir şey söyledin ya."

"Eee?"

"Aynısını Ethan'ın babası söyledi."

"Demiştik sana."

"Yine de saçma bence."

"Hâlâ saçma diyo ya. Sabır."

"Neyse Sunoo. Buna dil dökmeyelim. ETHAN'la gelir zaten. Biz gidelim."

"Mal aq. Hadi yürüyun gidin."

"Bay canım." dedi Sunoo.  Niki'nin elini tuttu. O an Niki'nin kalp krizi geçirdiğine eminim.

Üçü beraber yanımdan ayrıldı. Biri arkamdan boynuma üfledi. Korkuyla arkamı döndüğümde Heeseung'u gördüm. "Korktun mu?"

"Bir anda yaklaşınca normal olarak."

"Gel hadi."

"Nereye?"

"Yürüyerek gitmeyi beklemiyorsun değil mi?"

"Hayır da nereye gideceğiz?"

"Evime."

"Ne?"

Güldü ve "Şaka yapıyorum. Biraz turlamak istemez misin?"

"Nasıl turlamak?"

"Cidden hiçbir şey anlamıyosun. Gel."

"Ethan."

"Hm?"

"Fanların geliyor."

"Gel." dedi ve yanıma geçti. Yüzümü eğdiğimde o kolunu sırtıma atmış diğer koluyla yüzümü görmelerini engelliyordu. Sessizce "Bu saatten sonra sevgili olduğumuz dedikoduları yayılırsa şaşırma." dedi.

"Sana senin yerinde olsam şimdiye bırakırdım demiştim ama şu an senin yüzünden ünlü oluyorum."

"Di mi? Ben de fark ettim. Neyse gözden uzaklaşmamız gerek. Yoksa birileri tarafından takip edilebiliriz."

"Ne yapacağız?" dediğimde bileğimi tuttu. "Koşucaz. Başka şansımız mı var?"

"Yok sanırım." dediğimde koşmaya başladı. Bileğimden beni de sürüklerken en son ona uyum sağlayabilmiştim.

Bir süre koştuktan sonra bir yerde durduk. Kimse yoktu peşimizde. Durduk. Nefes nefese kalmıştık ikimizde.

"Ünlü olmak zor dediğimde yanılmadım. Her zaman böyle kaçıyorsan bir de."

"Hayır aslında kaçmıyorum. Senin tanınmaman için kaçtık daha demin."

Kafamı duvara yasladım ve derin nefes alıp verdim. "Niye bu kadar koştuğumuzu anlamadım."

"Gel." dedi ve tekrar kolumdan tutup beni bir yere çekti. Bir yere girdik. Girdiğimiz yerin ışıklarını açtığında sadece motor değil birkaç spor araba da vardı. Karşıma geçti ve kollarını açıp "Psikoloğuma hoş geldin Jae." dedi.

"Nasıl bu kadar-"

"Nasıl bu kadar çok şey mi var? Canım babam ve yarışlarım sayesinde."

"Anladım. Galiba."

"Seç birini."

"Ne için?"

"Bu geceyi geçirmek için."

"Ne?"

"İşin yok değil mi? Bu gece amacım seni meşgul etmek."

"Hayır yok ama."

"Ama?"

"Arkadaşların yok mu?"

"İkisinin de işi var. Bu gece beni sattılar. O yüzden seni meşgul etmekte bir sorun göremiyorum."

"Tamam o zaman." dedim ve yanına gittim. "Hiçbiriyle alakam yok. Ne olduklarını bilmiyorum. O yüzden sen seç. Bana bırakma."

"Peki. Hızdan korkar mısın?"

"Çok."

"Bu gece korkmaman gerek." dedi ve bileğimden tutup bir motorun yanına sürükledi. "Ne dersin? Nasıl sürdüğümü görmek ister misin?"

"İsterim sanırım."

"Çok kararsızsın. O yüzden istediğini varsayıyorum. Bekle burada." dedi ve yanımdan gitti. O gittiğinde telefonumu çıkarıp bakınmaya başladım.

"Neye bakıyosun bu kadar dikkatli?"

"Al sen de bak." dedim ve telefonu ona doğru tuttum. "Söylemiştim. Sevgili olduğumuz hakkında dedikodular yayılacak." Elinde iki tane kask vardı.

Telefonumu cebime koydum. "Gel." dedi ve kaskı kafama taktı. Kafama tam olduğuna emin olduğunda "Oldu. Kaskı takmadan söyleyeyim. Motorun üstündeyken bana iyice sarılman gerekiyor. Girebildiğin kadar dibime gir."

"Niye?" dediğimde kaskıma vurdu. "Düşmemen için. Hız yapacağımı söyledim."

"Ha tamam." dediğimde kendi kaskını da taktı. Öne oturdu. Ben de arkasına oturdum. Bana dibine girmemi söylemişti ama anlayın işte amk utanıyorum.

Omuzlarındaki ellerimi tuttu ve beline indirip iyice onu sarmamı sağladı. Ellerini arkaya doğru uzattı ve elleriyle belimi bulup iyice kendine çekti.