"Annen, baban, arkadaşların, arkadaşlarım herkes aynı şeyi söylüyo."
"Seninkilerden hiçbir şey duymadık ama."
"Sen duymadın, ben duydum."
"Senden bahsediyorum."
"Sen duymadın, ben duydum."
"Ben de duydum."
"Kimden? Neyi?"
"Jake iki saattir ne konuşuyoruz?"
"Of bilmiyorum. Sıkıldım ben. Tekrar mı denesem motoru?"
"Jake iyi misin?"
"Sıkıldım. Sen beni bindirsene."
"Ne?"
"Vazgeçtim. Ben sürücem." dedi ve ayaklandı. "Hey hey hey hey korumalıkları takmadan hiçbir yere gidemezsin."
"İstemiyorum ya çok sert."
"Jake sikerim gel buraya."
"Sikicek misin?"
"Hayır."
"Of neyse." dedi ve bıraktığı korumalıkları teker teker tekrar taktı. "E bak her şeyi takabiliyosun. Kaskını da takarsın diye düşünüyorum."
"Hayır."
"Ne hayır?"
"Sen takıcaksın. Ben takamam. Bağlayamam falan sonra kaza yaparsam ne olur?"
"İyi getir bakalım."
"Yaşasın." dedim ve kaskı bıraktığım yerden alıp Heeseung'un önüne geçtim. Boyu uzun olduğu için otursa da kaskımı takabilirdi. Bu yüzden eğilmedim.
Kaskımı taktı ve "Hazırsın." dedi. "Teşekkür ederim." dedim ve durduğumuz yerden çıktım. O da arkamdan geldi. "Bekle de motoru getiriyim."
"Ha doğru tamam. Bekledim."
Motoru yanıma getirdi. Oturacaktım ki "Bekle." dedi. "Ne oldu?"
"Motorla seni takip edeceğim."
"Başka bir motor daha mı var?"
"Evet." dedi ve yanımdan gitti.
Heeseung's pov:
Diğer motorla Jake'in yanına gittim.
"Ee hadi."
"Ama şey şu denge şeyini ve motoru nasıl çalıştırıcağımı bilmiyorum."
"Doğru." dedim ve motordan indim. "Ayağınla bunu ittireceksin ve kapatıcaksın. Motoru sabitleyeceğin zaman da yine aynısını yapıcaksın. Bir dakika sen hiç bisiklete binmedin mi?"
"Aa hayır."
"Bisiklet sürmeyi bilmeden motora mı başladın?"
"Evet."
"Vay büyük yetenek. Neyse motoru da şöyle çalıştırıyosun." dedim ve onu da gösterdim. "Anladın mı?"
Baş parmağını beni onaylar şekilde kaldırdı. "Anladım."
"Aferin. Hadi ben peşindeyim." dedim ve diğer motora bindim.
O yavaşça ilerlerken ben daha gram ilerlememiştim. "Hadi be güzelim biraz hızlı-" dediğimde fark ettim ki zaten hızlanmıştı ama son söylediğim onun baya bi kafasını dağıtmış gibiydi. Bu yüzden motorla hızlıca Jake'in yanına gittim.
Baya afallıyodu. "Jake kafanı topla."
"Güzelim dedin."
"Ağzımdan kaçtı şu an önemseme." Kafasını bana döndürdü.
"Nasıl önemsemeyeyim-" derken kafasını da bana çevirdiği için dengeyi kaybetmeye başladı ve o an ani fren yaptı. Motor hızlı değildi ama Jake motordan o an düştü. Hemen yanında durdum ve motordan indim.
Koşarak yanına gittim ve önünde çöktüm. "İyi misin-" diyecekken bir anda bana sarıldı. Kalbi o kadar hızlı atıyodu ki ben bile hissediyordum. Sarılmasına karşılık vermeden kaskını çıkardım.
Belini sardım. "Korktun mu?"
"Çok."
"Tamam korkma. Bir yerine bir şey oldu mu?"
"Bileğim acıyo." dediğinde kollarından ayrıldım. Elini aldım ve hareket ettirdim. "Acıyo mu?"
"Evet."
"Gel bi hastaneye gidip baktıralım." dedim ve ayağa kalkıp elimi uzattım kalkması için. Elimi tuttu ve ayağa kalktı.
Eliyle uğraştığı için elini elimden çekmedi ve yürümeye devam etti. Ben de sesimi çıkarmadım.
"Of keşke seni dinleseydim."
"Panik yaptın o yüzden normal olarak."
"Bileğim çok acıyo."
"Gel eldivenlerini çıkaralım." dedim ve elimi tutan elini kaldırdım. İki eldiveni de çıkarıp kenara attım. Bileğine baktım. "Umarım sadece burkulmuştur."
"Umarım kırılmamıştır."
"Umarım. Gel şu korumalıkları da çıkaralım." dedim ve ceketini bileğine dikkat ederek çıkardım.
Diğerlerini de teker teker çıkardım ve içeri doğru fırlattım.
"Hadi gidelim. Yürüyerek garaja geçeriz zaten yakın buraya. Bir daha motorla uğraşmayalım, arabayla gideriz."
"Tamam." dedi ve bileğimi tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Right Here | HeeJake
Fanfiction"Yani yerinizde olsam çoktan bırakmıştım." "Peki şimdi bırakabiliecek misin?"