Elini uzattı ve motordan inmeme yardım etti. O kaskımı çıkarırken ben de "Biliyo musun aslında kaskı nasıl takıp çıkaracağımı biliyorum."
"Sence bunu anlamamış mıyımdır?"
"Anladın mı?" Kaskı çıkardı. "Tabii ki."
Motorun üstüne koydu."Hadi girelim." dedi ve elimi tuttu. "Yine fanların çıkarsa?"
"Yine fanlarımız çıkarsa o zaman yine gideriz."
"Yemek yemeden?"
"Yeriz yeriz. Hadi girelim."
"Bu arada benim o kadar da fanım yok."
"Ne demezsin ne demezsin. Resmen üstümden prim kasıyosunuz beyefendi."
"Ünlülerin dünyasına girmeyi ben istemedim beyefendi."
"Arada hesabına giriyorum. Gittikçe ünleniyosun. Beni bilen herkes seni de biliyo."
"Yine de beni çok sevdikleri söylenemez."
"Seni sevmeyenleri siktir et. Onlar sevmiyor olabilir ama ben seviyorum. Onlara ne?"
"Evet. Zaten onların değil senin sevgini istiyorum."
"Bu arada eğer yine bu hakaret olayları başlarsa bana haber ver."
"Ne yapıcaksın ki?"
"Yayında adlarını okuyup yaptıklarını söylemem yeterli olacaktır. Nasıl olsa bizi sevenler sevmeyenlerden fazla. Anında hesapları kapanır."
"Bakmıyorum dm'e. Görürsem söylerim."
"Söylemezsen bozuşuruz."
"Söz, söyleyeceğim." dedim ve parmak uçlarıma çıkıp yanağını öptüm.
"Biliyo musun dün gece sarhoşken çok güzel olduğumu hatta bütün yüzümü öpmek istediğini söylemiştin."
"Gel."
"Ne-" diyecekken bir anda önüme geçip yüzümün her yerini öpmeye başladı. O öperken ben de yaptığı şey yüzünden gülümsüyodum.
Bir an çekildi ve "Çok güzel gülüyosun biliyo musun?"
Tekrar güldüm ve "Evet söylemiştin." dedim. Tekrar gülmemi söyleyip dudaklarımın kenarlarını öptü.
Sonra beraber içeri geçtik ve yine aynı yere oturduk. "Ne istersin?"
"Bilmem. O gün seçtiklerin çok güzeldi. Onlar olabilir."
"Tamamdır." dedi ve elini kaldırıp garsonu çağırdı. Geldiğinde siparişleri verdi. Sonra da garson gitti.
Ben o sırada dışarı bakıyodum ki bizi çeken birilerini gördüm. "Ne oldu?"
"Bizi çekiyolar."
"Cidden mi?"
"Evet." dediğimde elimi tuttu ve masaya yaklaşıp yanağına koydu. Elimi seviyodu.
"Biliyo musun Jae?"
"Neyi?"
"Seni çok sevdiğimi."
"Bilmiyorum. Hiç söylemiyosun." dediğimde bir an geri çekildi ama elimi bırakmadan. "Nasıl? Söylemiyo muyum?"
Gülmeye başladım ve tutmadığı elimi yanağına koydum. "Şaka yapıyorum. Söylüyosun tabii ki."
"Hatırlat eve geçince bileğindeki sargıyı değiştirelim."
"Ne evi?"
"Sargını değiştirmek için. Ha istersen eve gitmeyebiliriz. Dışarda oturup da hâlledebiliriz. Sen bilirsin."
"Bu soğukta dışarda oturamam. Benim evime gidebiliriz ha ama Niki var."
"Benim evime gidebiliriz o zaman."
"Ailenle yaşamıyo musun?"
"Ailemle yaşıyorum ama kendi evim var. Bunu da sadece sen biliyosun. Ne Hoon ne Won ne de bizim aileden biri. Kimse bilmiyo."
"Niye ki?"
"Bilmelerini istemiyorum. Kimsenin. Sen hariç."
"İyi o zaman. Senin evine gideriz."
"Tamam sevgilim." dedi ve yanağındaki elimi öptü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Right Here | HeeJake
Fanfiction"Yani yerinizde olsam çoktan bırakmıştım." "Peki şimdi bırakabiliecek misin?"