Dediklerimi teker teker yaptı. İki ayağını da kaldırabildi ama ilerleyemeden dengesini kaybetti ve durmak zorunda kaldı. Yanına gittim. "İyi misin?"
"İyiyim."
"İlk yapışın bu normal. Motor ağır olduğu için dengeni toparlayabilmek zor olucak."
"Desene yorucu olucak."
"Olucak ama bugün sana biraz bile kullanmayı öğretebilirsem mükemmel olucak."
"Devam edelim mi o zaman?"
"Et bakalım." dediğimde tekrar bir ayağını kaldırdı.
Ben motordan uzağa geçtim. Yine aynı şeyleri aynı sırada takip etti. İki ayağını da kaldırdığında bu sefer biraz da olsa ilerleyebildi.
Yine dengesini kaybedince durmak zorunda kaldı. Bu sefer hiç bana dönmedi. Direkt aynı şekilde devam etti.
Bu sefer dengesini koruyabildi ve ilerleyebildi ama bu sefer onu on kere uyarmama rağmen yapmaması gereken bir şey yaptı. "Yavaşla!" diye bağırdığımda koşarak yanına gidiyordum.
Yavaşladı ama panik yaptığı için toparlayamadı ve sonuç olarak motordan düştü. Koşarak yanına gittim ve yanında çöktüm. Zaten panik yapmışken rahat nefes alabilmesi için kaskını çıkardım. "İyi misin?"
"Müthişti."
"Ne?"
"Hız yapmak müthişti ve anladım ki cidden bu korumalıklar gerekliymiş."
"Hız yapacaksan panik olmaman gerekiyo. Panik olduğun için toparlayamadın farkındasın değil mi?"
"Evet ama ilk olunca ne biliyim. Hem motora binmeden önce uçarsın falan dedin korkuttun beni."
"Korkutmak değil bu uyarmak. Yavaşlamasaydın bir yere çarpabilirdin ya da ani bir fren yapsan cidden uçardın."
"Tamam ya. Kızma."
"Kızmıyorum. Endişeleniyorum."
"Motoruna bir şey olmaz merak etme."
"Sikmişim motoru. Senden önemli değil. Senin için endişeleniyorum çünkü bu iş basit bir şey değil. Eğer bir gün hız yaparsan ve panik olursan canından bile olabilirsin biliyosun di mi?"
"Tamam Heeseung. Sakin ol." dedi ve kolumu tuttu.
"Neyse. Bu arada dengeni kurabiliyosun. Kötü falan da değil."
"Cidden mi?"
"Bu profesyonelin gözlemlerine güvenmiyor musun?"
"Cidden öylesin bu arada ve güveniyorum."
"Neyse tekrar motora binmeden. Motorun üstündeyken kafanın dağılmasına izin verme, panik yapma, sadece önüne bak, kimseyle konuşma, ellerini sakın durdukları yerden çekme."
"Ama sen çekiyodun."
"Nasıl çekiyodum?"
"Elimi düzeltiyodun ya." Elini tuttuğum an yani.
"O sen düşme diye hem senle ben bir miyim Jake?"
"Eğer senle ben bir olursam yapabilir miyim yani?"
"Olduğun ve alıştığın zaman yapabilir misin anlarsın zaten."
"Ben motorun üstündeyken sen de konuşmuyosun."
"Eğer konuşursam sana komut vermek zorundayım bu seni daha da panik yapar şu anlık. O yüzden ben de konuşmuyorum."
"Çok dikkatlisin bu konuda."
"Bu salaklıklarım yüzünden başlarda ne kadar çok kaza yaptığımı söylememe gerek yok diye düşünüyorum."
"Bir şey olmadı mı?"
"Bir sürü kırık çıkık. Durmadan bunlarla uğraşıyorduk. Bu yüzden seni de her şeye karşı uyarıyorum."
"Of hiç kırıkla uğraşamam." dediğinde güldüm ve "Bu yüzden dikkatli olacaksın."
"Neyse devam edebilir miyim?"
"Dikkatini çekmiş gibi." dedim ve ayağa kalkıp elimi uzattım. Elimi tuttu ve kendini ayağa kaldırıp "Baya." dedi.
"Güzel." Güzel değil mükemmel. Yanına gittim. "Yardım et motoru kaldıralım." dediğimde ikimiz de eğildik ve motoru biraz zor da olsa kaldırdık.
Ben motoru tutarken o koşarak kaskını yerden aldı ve yanıma geldi. Kaskı bana uzattı. Kaskı kafasına takarken "Sanırım motordan önce bu kaskı nasıl takabileceğini öğrenmen gerek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Right Here | HeeJake
Fanfiction"Yani yerinizde olsam çoktan bırakmıştım." "Peki şimdi bırakabiliecek misin?"