Bazı şeylerden korkulur. Bazı kişiler, eşyalar, yiyecekler içecekler. Ben ise bir kadının ağzından çıkacak bir kaç kelimeden korkuyordum. Kendimi hep avutmuştum bazı konular hakkında. En basiti annem gerçek annem ya da babam gerçek babam. Ben onlara benzemezken nasıl gerçek ailem olur diye sürekli düşünmüştüm. Ama üstüne hiç basmıyordum. Sürekli geçiştiriyordum. Bir anda karşıma çıkan kişiler annemin gerçek olmadığını benim bir siren olduğumu söylüyorlardı. Hayatımı değiştirecek bir kaç cümle çıkıyordu sürekli birilerinin ağzından. Herkes benim hakkımda her şeyi bilirken benim bilmemem korkutucuydu. Hayatım boyunca sadece karanlıktan korkmuştum. Ama şuan insanların benim hakkımda bildikleri şeyleri söylediklerinde korkuyorum. Hayatım ben istemeden bir o tarafa bir bu tarafa savruluyordu. Dinlenmek istiyordum. Daha hiç bir şeye başlamadan yorulmuştum. Başım ağrıyordu. Ama dinlemek zorundaydım. Hakkımdaki gerçekleri öğrenmem gerekiyordu. Yavaş yavaş kraliçenin önüne ilerlediğimizde iki tane kocaman iki tane banka benzeyen oturak vardı. Birine tek ben diğerine ise Add ve Amy teyze oturmuştu. Gergince yutkunup ellerimle oynamaya başladım.
"Demek Elliot sensin." Yutkunmaya çalışıp kafamı kaldırdım.
"Evet Majesteleri." Kraliçe bir anda gülümseyince rahatlamıştım. İçime su serpilmişti sanki. Bende ufak bir şekilde karşılık olarak gülümsedim.
"Alice benziyorsun. Erkek olmana rağmen çok güzel bir suratın ve mükemmel bir fiziğin var. Ten rengin, saç ve göz rengin ise tamamen babana benziyor. Seni tanımayan ikisinin çocuğu olduğunu bilmeyen biri bile söyleyebilir bunu." Yanaklarımın kızardığına emindim. Bu kadar güzel olduğumu düşünmemiştim. Tekrardan konuşmaya başladığında ben de sakinleşmeye çalışıyordum.
"Babanın yanından geliyorsun herhalde."Ufakça başımı salladım."Güzel sana büyücü kalıbı altında dikkat etmen gerekenleri anlatmıştır. Su da suyun altında ya da kara kısımlarında dikkat etmen gerek bazı yaratıklar ve otlar var. Suyun içinde hem senin hem de suya giren insanların dikkat etmesi gereken canlıların en başında Nixieler geliyor. Nixieler şekil değiştirebilen su ruhlarıdır. O anki duygunu hissedip kime bakarken o duyguyu hissediyorsan o kişiye dönüşerek seni avlarlar. Ya yemek için evlerine ya da öldürtmek için ölü korsanlara götürürler. Ölü korsanlar su altının ya da su üstünde kendilerine karşı gelen kişileri ya da canı istediklerini esir alıp öldürebilen neredeyse dokunmazlık hakkına sahip olan ruhlar. Karşı çıktığın anda öldürülürsün. Ya da su canlısıysan farklı bir cins ile iletişime geç ya da temas en ufak temas et seni esir alırlar ve işkence görürsün kabul edene kadar. Babanı hızla saldılar çünkü baban suda fazla yaşayamaz. Ama anneni salmadılar ve farklı bir yere götürdüler. Annenin yerini bilen kimse yok." Ölü korsanlardan nefret ediyordum artık. Ve gün geçtikçe düşmanlarım çoğalıyordu. Kim ile konuşsam bana gerçekleri anlatsa direkt bir düşmana sahip oluyordum. Başka düşmanlarım daha var mıydı?
"Devam ediyorum. Suyun hafızası vardır terimine inanıyor musun bilmem ama artık inanmak zorundasın. Yam bir su tanrısıdır. Sudan sorumlu olan odur. Ona herhangi bir saygısızlıkta bulun ya da hakaret et direk öldürülürsün. Yam tüm deniz canlılarından sorumludur ama sirenleri sevmez. Ukala ve bencil olduğumuzu düşünüyor. Tam bir saçmalık ama her neyse. Son olarak bunyipler. Bunyipler de su şeytanlarıdır ve ne tesadüf ise onlarda sirenleri sevmez. Hatta bizleri bir tehdit olarak algılar ve direk saldırıya geçerler. Kızlar sana şatoyu gezdirirken krallığın işaretini de yaptırsın ki kendini öldürtme." Son sözünü gülerek söyleyip tekrar ciddileşti.
"Kızlar ona bir kaç eğitimde verin ve kuyruğunu birazcık olsa bile kullanmayı öğrendiğinde savaş odalarından Newt'ın yanına gönderin. Burada bir kaç gün kalacağı için savaş tekniklerini öğrenmek zorunda."
![](https://img.wattpad.com/cover/343276454-288-k623182.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABDUCTED
Science Fiction"Son iki gün tatlım..." Diyen cırtlak bir kadın sesi geldi ve telefon kapandı. Neye 2 gün vardı...? Lgbt konulu bir kitaptır. Rahatsız olan ve sevmeyenler uzak dursun.