Derin İzler

29 4 0
                                        

 Yazar
--------------------------------------------

Adison kraliçe ile ufak işlerini hallettikten sonra Amy ve Elliotun yanına gidiyordu. Aklına Vira'nın odasında unuttuğu resim albümünü almak için geri dönmüştü. Odaya döndüğünde Kraliçeyi yerde başında ise bir ölü korsanın olduğunu gördüğü gibi hızla oraya ulaşıp Vira'nın önüne geçti.

"Ne probleminiz var bilmiyorum bayım ama Kraliçeme el sürmeden yapmanızı rica ediyorum."

İlk başta kibar bir şekilde uyarmayı seçti Adison. Kibar dilden asla anlamazlardı ama şansını denemek istemişti. Ölü korsan ikisini birden süzüp alayla sırıttı. Sonrasında ise tekrar ciddileşti. Çatallaşmış cırtlak ve boğuk sesiyle konuşmaya başladı.

"Melezin yerini söyleyin!" Keskin ve ürkütücü çıkan sesi kızları birazcık da olsa korkutmaya yetmişti. Kızlar bir birine bakarak anlaşmış ve yerden kalkmışlardı. Kraliçe Vira Korsana yaklaşarak kulağına eğildi. Fısıltı gibi çıkan ses Kraliçenin değil Adison'undu. Korsanı manipüle edip oracıkta bayılmasına sebep oldu bu fısıltı. Hızlı bir şekilde Elliot'u bulmalı ve saklamalıydılar. 

Çalışma odasında ise büyük bir karmaşa vardı. Amy neredeyse ateş püskürtecek kadar öfkeliydi. Ortada ne Elliot vardı ne de Mary. Mary'yi bulduğu zaman hırpalamak için can atıyordu resmen. Ama şu anlık ilk önceliği Ellio'u sapa sağlam bulmaktı. Youseff'e haber verip Alexander'ı bilgilendirmek zorundaydılar. Odadan çıkar çıkmaz hızla kaleye doğru yüzmeye başladı. Kraliçe Vira'yı bilgilendirmeli ve Ell'i bulmak için adam yollamalıydı. Kale ve antrenman girişlerinin ortasındaki kocaman heykelin önünde karşılaştılar. Adison öfkeli ve endişeli Vira ise daha çok endişeli ve stresli gözüküyordu. Amy ise ağlamaktan mahvolmuştu. Buldukları ilk  gün ellerinden kayıp gitmişti. Alice gibi onuda bulamazlarsa kendini asla affetmezdi Amy. 

Sakince düşünmeleri için kızları odasına alıp askerlerine Elliot'u bulmaları için talimat vermiş ve yanına Youseff'i de almıştı. Odasına tekrar girdiğinde Amy hala ağlıyordu ve sayıklıyordu. Sürekli benim hatam benim yüzümden deyip duruyordu.

"Sakinleşmemiz için getirdim siz daha çok ağlıyorsunuz. Yeter artık Amy ağlayarak Elliot'u bulamayız. Kendine gel." Her zamanki gibi soğuk kanlı ve otoriter çıkan sesi ile Amy biraz da olsa sakinleşmişti.

"Youseff, Sen karaya çıkıp Alexander'a haber ver. Siz suyun üzerinden gemi ile ilerleyin biz suyun altından ilerleyeceğiz. Fazla abartmadan ve alıştıra alıştıra söyle. Asam kalpten gitmesin." Youseff talimatları hızlıca yerine getirmek için saatine baktı.

"Kraliçem ufak bir sorunumuz var. Kapı bu saatlerde açık olmuyor ama." Kraliçe bir kaç dakika düşünmüş ve masasının  üzerinde duran kutuya ilerlemişti.

"Bunu sadece ben ve Adison kullandık. Sana güvendiğim için bunu sana veriyorum şimdilik. Kapıyı bunla geçebilirsin. Sakın kaybetme ama. Kaybedersen ebediyen dönemezsin buraya." Durumun ciddiyetinin farkındaydı oda. Hızla kafasını sallayıp mavi incili kolyeyi boynuna takıp yola koyuldu. Kraliçe Amy'nin sakinleştiğini görünce neler olduğu sormak için ağzını açmıştı ama Amy daha hızlı davranıp anlatmaya başlamıştı.

"Elliot' kuyruğunu kullanmasını öğretmek için antrenman odalarından bizimkine götürmüştüm. Orada Mary de varmış. İlk bir kaç dakika sürekli Ellot ile uğraştığı için onu odadan çıkartmıştım. Bir kaç saat çalıştıktan sonra yorulduğunu fark edip enerjimiz için bir şeyler almaya gitmiştim. Mary'i unutmuştum. Yeniden gücünü kullanıp kandırdı sanırım Elliot'u. Geldiğimde ikisi de yoktu." Amy tekrar ağlamaya başlayınca sustular. Sadece beklemeye başladılar. Tek umutları beklemekti.

ABDUCTEDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin