Deney

59 8 0
                                    

Yazardan

Profesör Grifin Elliot'un üzerinde bir şey denemek istiyordu. Gerçekten bir Lowuren olabilir miydi? Grifin çok sevmese de nefret etmiyordu. Ama eşi Alby nefret ederdi Lowuren'lerden. Bu deneyden kocasına bahsetmemeyi deneyecekti çünkü kocasından hiç bir deneyi gizli tutmazdı. Hatta bazı deneylere yardım bile ederdi. James'ın Ell'in burnunu sildiği peçeteyi incelemeye başlamıştı. Her genin yapısını ezbere bilir bazılarını da oluşturabilirdi. Fakat bu gen daha önce hiç görmediğindendi. yeni bir tür mü yoksa Lowuren mı emin olmak istiyordu.

"Freya benim bir kaç deney ve test yapmam lazım. Biraz erken olacak ama bir şeyler saklı kalmamalı. Öğrenmemiz lazım."

"Haklısın Grifin. Eğer o bir Lowuren ise onu saklamamız lazım. Bazıların tedavisinde kanlarını kullanarak iyileştirmiştin. Eğer gerçekten öyleyse kullanabiliriz. Ama değilse Alby'e deneylerden bahsederiz."

Freya tedirgin olsa da asla belli etmezdi. Yaşadığı şeyler yüzünden soğuk kanlılığını korumayı öğrenmişti. Endişesini sadece okulunda yangın çıktığında belli etmişti. Herkes şok olmuştu. Soğuk kanlılığını bu olayda da korumayı başarmıştı. Onun tam tersi olan Grifin ise hem endişeli hem de heyecanlıydı. Dışarıdan kim baksa onun endişeli ama bir o kadar da heyecanlı olduğunu anlardı. Hep içini dışarı yansıtan biri olmuştu. Alby'nin eşinde en sevdiği özellik buydu. Yalan söyleyemezdi. Endişeli olmasının sebebi o bir Lowuren ise eşine yalan söylemek durumunda kalacaktı. Heyecanlandıran yanı eğer o bir Lowuren değilse başka bir türdü ve hem yalan söylemeyecekti hem de farklı bir tür keşfeden insanlardan olacaktı. Gözü şöhrette değildi sadece tanınmak istiyordu.

Peçeteyi mikroskoptan çekip kanlı bölgeye ıslaklık vermek için bir damla su damlattı. Periferik yayma* yapmak için sıvı kana ihtiyacı vardı. Ell'in kolundan da alabilirdi ama yapacağı herhangi bir temas onu uyandırabilirdi. Sıvılaşan kanı lam denen ince cama koyarak daha detaylı incelemeye başladı. Sağlıklı gözüküyordu fakat hemoglobin proteinin yüzdesi sıfırdı. Bu yüzden kanı kırmızı değildi. Onun yerine bazı omurgasız hayvanlarda görülen hemosiyanin proteini vardı. Grifin şok olmuş bir şekilde kafasını kaldırdı. Freya oturduğu sandalyeden kalkıp karşısına geçti.

"Ne oldu? O bir Lowuren mi?" Diye sesindeki tedirgenliği koruyarak sordu.

"Emin değilim ama bir deniz canlısı olduğunu düşünüyorum." Freya şok olmuş bir şekilde Grifine bakıyordu. Yeni bir türden bahsediyorlardı. Aslında değildi ama asırlar sonra ilk defa bir insan deniz canlısı karışımı bir tür okullarında olacaktı. İkisi de heyecanlıydı. Tek gereken bir kaç test ve deneydi.

Grifin öncelikle uykusunu derinleştirmesi için serumuna Klonazepam* sıkmıştı. Sonrasında ise belinden ufak bir paça alıp üzerine Azoo Pathogen Preventer döküp beklemeye kenara çekti. Derisinin içinde herhangi bir deniz paraziti var mı yok mu öğrenmek içindi. Sonrasın da neşter ile Ell'in başına geçti. Çeşitli yerlerinde kesik açıp üzerine alkol dökecekti. Eğer bir deniz canlısıysa oksijenleşme yapıp yarayı kendiliğinde kapatacaktı. Bir kaç darp izi de eklemeyi planlıyordu. İlk olarak tişörtünü kesmesi gerekti. Tişörtü tamamen üstünden çekince gördüğü şeylerle şok yaşamıştı. Üzerinde bir dürü morluk ve yanık izleri vardı. Tuhaf diye düşündü. Nereden bakarsa baksın o kesinlikle ana kuzusu gibi gözüküyordu. Herkesin hayatı farklıydı gerçi. Umursamadan kendi kesiklerini açıp alkollü bezleri koydu. Geriye deneyin sonucu vermesini beklemekti. Olumlu sonuçlar alırsa eğer ilk olarak suda kaç dakika kalabileceğini ölçmekti.

----------------

Koridorun sonundaki oda da bekliyorlardı uyanmasını. En çok da Austin merak ediyordu. Keşke bir kere çenesini iyi bir yere kullansaydı. İlk defa müdireyi dinlemiş ve bundan pişman olmuştu. Biraz sonra bir kaç ses gelmeye başlamıştı. İkizler kapının ağzına giderek yere çömelmişlerdi. Austin neredeyse ağlayacak raddedeydi. Jack onu tutmasa sikerdi bu deney işini. Bir üsre sesler devam etti ve kesilmek yerine çığlıklara dönüşmüştü. İkizler kendilerini sıkıyor Austin ise ağlıyordu. Jack'in de içi parçalanıyordu ama Austin için güçlü duruyordu. Bu dördü sürekli olarak Elliot'u izlerlerdi. Onu izlemek onlara huzur ve eğlence katardı. Onun çığlıklarını düşünmeyi geçtim akıllarına bile gelmezdi. Şuan duymaları hepsini mahvediyordu. Bu sesleri Bayan Freya ve James da duyuyordu. Revirin hemen üstüydü dosyaların olduğu yer. Freya alışık olduğu için ses çıkartmazken James geçmişini hatırlıyordu. Saçma deneyler diye içinden geçirip işine devam etti. Bir süre sonra sesler kesildi. Bu sessizlik çocukları çok germişti. Fazlasıyla germişti...

----------------

Etrafımda bir şeyler dönüyordu. Duyabiliyorum ama hareket edemiyorum. Gözlerime zar zor açabilmiştim. Evet ama hareket edemiyordum. Sağ kolumda ki acı çok fazlaydı. Katlanabileceğimden emin değilim. Fazla acıyordu. Zorlayarak vücudumu dikleştirmeye çalıştım. Çok olmasa da etrafı daha rahat görebilecek pozisyona gelmiştim. Burası neresiydi bilmiyorum ama revire benziyordu. Tanıdığım kimse yoktu. Hepsi gitmiştir muhtemelen. Kafamı sol tarafıma hafif çevirdiğimde başında yine tavşan maskeli biri vardı. Sanırsam doktordu çünkü sürekli ilaçları karıştırıp bir kaba katıyor ya da şırınganın içine koyuyordu. Buradaki çoğu kişi tavşan maskesi takıyordu. Nedenini çok merak etmiştim. Fiona ve Flora'nın yanına gidince soracaktım.

"Bakıyorum da çok çabuk uyanmışsın. Bu benim açımdan iyi diğerleri açısından kötü bir şey." Arkası dönükken konuşması biraz ürkütmüştü. Cevap veremeyecek kadar bitkindim. Tek istediğim bir suydu.

"S-su..." Sesimi ben zor duymuşken doktorun duymasına imkan vermemiştim ama cevap verdi.

"Haplar ve ilaçların yan etkilerini beklemek zorundayız. Sonra veririm. Zaten birazdan etkileri kalkar testlere geçeriz." Sadece kafamı sallamıştım. Ne testine girecektim bilmiyorum ama korkmaya başlamıştım. Burası çok gerici bir ortama sahipti. Beden salonunda bile bu kadar gerildiğimi hatırlamıyorum. Farklı bir havası vardı.

Şimdi düşündüm de annem ve babam eğer tuhaflarsa ben de tuhaf oluyordum. Annemi biliyorum tanıyorum. En azından evde gördüğüm kadar. Tuhaf olsaydı beni değişik aletlerle tehdit edip dövmezdi. Ama baba mı bilmiyorum. Bilmek isteyeceğimi sanmıyordum. Ama artık merak ediyorum. Yavaş yavaş bedenimi hissetmeye başlayınca farklı yerlerimin de acıdığını yandığını hissediyordum. Kesinle katlanamıyacaktım. Kendimi sıksam da yapamıyordum. Yatakta kıpırdanırken üzerimin çıplak olduğunu fark ettim sonrasında belime acının saplanmasıyla çığlık atmıştım. Dayanamıyordum. Fazla acıyordu. Ne kadar bakarsam bakayım üzerimde kan ya da her hangi bir şey göremiyordum. Sadece mavi sıvıların üzerlerini örten birer bez parçalarıydı sadece. Canım çok yanıyordu. Çığlıklarım asla kesilmemişti. Boğazımın ağrıdığını hissediyorum. Doktor gelip kollarımı yatağa sabitlemeye çalışsa da pek başarılı değildi. Acı giderek arterken gözümden yaş geliyordu. Ağlıyordum artık. Annemin yaptıkları bu acının yüzde biri bile olamazdı.

"Sakinleş hayatım. Geçecek bekle ve izle." Doktor bu sözü bir kaç kere tekrar etse de faydası yoktu. Çığlıklarım azalırken yorulduğumu hissediyordum. Acı yavaş yavaş bedenimi terk ediyordu. Tüm acı gittiğinde hala ağlıyordum. Bir anda dikelmem ile Doktorun maskesini çıkartıp bana sarılması bir oldu.

"Başardın hayatım. Aferim sana." gibi motive edici sözler söyleyerek beni susturmaya çalışıyordu.

Biraz sonra ağlamalarım iç çekişlere döndüğünde benden ayrıldı.

"Başardın Ell. Yaptın. Bu arada ben Doktor Grifin. Tanışma fırsatımız olmadı." Diyerek kendini de tanıttı. Yüzü çok hoş duruyordu ama bir gözü beyazdı. Onu kusursuz gösteriyordu. Buradaki çoğu kişi öyleydi. Yaralarıyla kusursuzlardı.

"P-peki ben neden a-acı çektim. B-bu da nesiydi.." Derin nefes alarak sormuştum. Hala içimi çekiyordum.

"Senin farklı başka bir tür olduğunu keşfettik hayatım. Bir kaç test yapmak zorundaydım. Azıcık acı çektin ama açtığım tüm yüzeysel yaralar iyileşti kendiliğinden. Deniz canlısı mı yoksa başka bir tür canlı mı olduğunu anlamamız için bir kaç teste tabi tutulacaksın. Sonra ise bekleyeceğiz."

Soyumun nereden geldiğini ise Bayan Freya'dan öğrenecektim. Merak ediyordum. Neydim ben?

1*Periferik yayma laboratuvar ortamında bazı hastalıkların teşhis edilmesi için kullanılan bir test olmaktadır.Ben bunu tür teşhis etme olarak kullandım.

2*Klonazepam bir tür uyku ilacı ve eklemleri rahatlatan özelliği de varmış.

Medyadaki şarkıyı sonlara doğru açmanızı tavsiye ederim.

Keyifli Okumalar...

ABDUCTEDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin