Üç gün oldu.
Elime diviti alıp kağıtla kavuşmasını engelleyeli üç gün oldu.
İki gün önce kitapları götürmek için meydana gitmiştin. Geldiğinden beridir canın sıkkın. Üzülmüşsün, yüzünden düşen bin parça. Nedir nedeni bilmiyorum. Dilimden çıkmadı bir kelime dahi, gözlerim soruyor sana, gözlerime bakmak istemez gibisin.
İlk defa çekiyorsun gözlerini benden.
Kırılmadım desem yalan olur Chuuya. Kırıldım, çok kırıldım.
Susmana değil kırgınlığım. Aksine, bilirim ki anlatmıyorsan bizim iyiliğimiz içindir. Ancak bakmıyorsun gözlerime Chuuya.
Chuuya düşünsene bir, gözleriyle seven bir adamın bakışları bulmuyor şimdi seni, eşim dediğin adamdan kaçırıyorsun gözlerini. Suçluymuş gibi uzağa taşıyorsun bakışlarını. Ne büyük hasret bu bana bilir misin? Yanımdasın, ama değil gibisin Chuuya.
Gecenin bir yarısı uyanıyorum. Göğsüm ıslanmış, göğsümde ağlamışsın. Sessiz sessiz ağlamışsın.
Başın hiç ağır gelmedi göğsüme ama o gözyaşlarının altında kaldım ben.
Neyin üstesinden gelmedik ki biz? Hangi insanoğlu mâni oldu bize söylesene. Ne diye önüne dalmış bir daha görüşemeyecek gibi bakıyorsun? Ne diye susarak ağlıyorsun? Ne diye bakmıyorsun yüzüme? Ben mi üzdüm seni Chuuya? Ne diye kahrediyorsun kendini?
Ben değil miyim karşındaki? Ne zaman kızdım ben sana, ne zaman küstüm? Gözlerimin önündesin, çökmüş omuzların. Daha üç gün önce dimdikti başın, öpüyordum omuzlarını. Şimdi ne değişti Chuuya? Eşin ağzından bir kelam çıksa da anlatsan diye bekliyor, seni üzen şeyi sırtlanmak istiyor. Niye tek başına kaldırıyorsun bu yükü? Biz evli değil miyiz? Niye paylaşmıyorsun derdini?
İsyanım burayadır benim. Bir kelime dahi etmem sana. Kaldırdığın yüke cümlelerim cellat olursa ne yaparım ben? Canımdan olana ben de yük yüklersem ne yaparım? Sana yansıttığım bir fırtınadansa içimdeki yıkımı tercih ederim. Sen yıkılırsan ayakta duramam. Evim yıkılırsa ben kime sığınırım. Kimi ev bilirim?
Hiçbir şey yazmadık bugün. Dizlerime yattın saatlerce, saçlarını okşadım. Her zaman masum biri oldun sevgilim. Sevgin, merhametin, gülüşün... senin yansımandır. Masumdur, naiftir, yüreğimi okşar.
Şimdi ise uyuyorsun. Rüyaların da böyle mi Chuuya? Orada da mı çekiyorsun gözlerini benden? Orada da mi tek başına sırtlanıyorsun her şeyi?
Her gün kucağında saatleri takip edemediğim adamın şimdi ayaklarını kendine çekmiş huzursuzca uyuyan yüzüne bakmaya dayanamıyorum ben Chuuya.
Elim kolum bağlanmış sanki. Hiçbir şey yapamıyorum. İşe yaramıyorum. Düzeltemiyorum. İzliyorum sadece. Rüyalarından koparsam şimdi seni, yine mi ağlayacaksın? Yine mi gözlerimizi buluşturmayacaksın?
Chuuya bana bir şey söyle çünkü ben ne yapacağımı bilmiyorum, bana bir şey anlat çünkü ben bu firtınada kayboluyorum.
- Ryuunosuke Nakahara
.
.
.
Diğer bölümde görüşmek üzere. Sağlıcakla kalın, Chuuaku'yla kalın.
-Lord
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Carmen | Chuuaku
Historical Fiction"Sonsuza kadar yaşayacakmışız gibi yaşalım. Belki bir gün sonsuz oluruz. Tek isteğim bu; sen, ben ve bize ait olan her şeyle birlikte sonsuz olalım." edgaronepoe'ya ithafımdır. 05.08.23