"OLM BANA BAK! BAK BANA! SENCE, SENCE YENİLİR GİBİ Mİ DURUYORUM!?"
"EVET!"
"AL SANA EVET!"
Elimdeki playstation konsolunu Karbon'un üstüne attıktan sonra sinirle bakmaya başladım. "HE HEL SEN GEL!" Üzerime doğru yürüdüğünde, bu sefer onun konsolunu kafasına attım. "Seni varya... Velede bak sen..." Acıyla kafasını tuttuğunda, çantamı alıp koşarak salondan çıktım.
"Gel buraya oğlum, parçalicam seni!" Peşimden koşarken şu an tazı-tavşan olduğumuzu düşünmeye başladım. En son yorulup okulun altındaki parkta mola vermeye karar verdim. "Ahh tamam yeter!" Nefes nefese söylediğim cümleler bile zor geliyordu. Karbon'da en sonunda durup çimlere doğru kendini bıraktı. Çantamı yanına attığımda, ben de üzerine attım kendimi.
"Yoruldum.."
"Senin yüzünden,hh.."
"Hiç de bile.."
"Evet öyle.."
Omzumla karnına hafifçe vurdum. Daha sonra ona doğru döndüm ve sol omzumu kafamın altına aldım.
"Seni çok seviyorum." O da bana döndü. "Ben de seni velet." İşaret parmağıyla burnuma dokunup elini geri çektiğinde gülümsedim. "Sakın ama sakın bir daha gitmek yol tamam mı?""Tamam, söz." Yanağını sıktıktan sonra gelen bildirimle telefonumu cebaimden çıkarttım. "Kimmiş, neymiş, ne yazmış?" Bildirime tıkladım. Jungsu'dan gelen bir kaç fotoğraf vardı. Fotoğraflara tıkladım.
Jungsu-Ah
T
a daaa
Nasılız ama?
😎🕴Ona yanıt yazdıktan sonra fotoğrafları Karbon'a gösterdim. Minikçe gülümsedi. Telefonu kapattım ve olduğum yerde doğruldum. Karbon'sa aynı pozisyonda kollarını başının altına aldı. "Aşk nedir?"
"Aşk.. Sevdiğin kadının dört yıl sonra bir anda seni bırakması ve acı çeksen de hâlâ onu sevmektir."
"Aşk.. sevdiğin kadından ayrıldıktan sonra sana 'böyle daha mutlu olursun, beni unut' deyip, sarıldıktan sonra gitmesidir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayırdır??/Odehan
RandomOkulun sevilen ve bir o kadar da kendini beğenmiş üçlüsü, okulun en sevilen ve masum üç öğrencisini fazla kıskanıyor ve bundan dolayı onlardan nefret ediyorlar. Geçmişten dolayı ne kadar sıkıntıları olsa da, Oh Seungmin Han Hyeongjun'a beslediği duy...