1.4(H+S)

61 8 86
                                    

Yazar:
Bizimkilerin dışarı çıktıkları günün ertesi sabahı, saat sekiz-dokuz civarlarıydı. Güneş Hyeongjun'un odasını aydınlatmaya başlamıştı bile. Hyeongjun, battaniyesi üzerinde gözlerini açmaya çalışıyordu.

"Evet, yine ve yine kötü bir gün için günaydın ben."

Battaniyeyi üzerinden ittikten sonra doğruldu. Saate baktığında daha erken olduğunu görse de, bunu umursamayıp yataktan kalktı ve odadan dışarı çıktı.

İlk önce kapının kenarından salona göz attı, kimse yoktu. Ardından ablasının odasına doğru baktı. Ablası çoktan kalkmış ve odasını topluyordu. "Günaydın Rose." Ablası hâlâ uykulu gözlerle ona bakan kardeşine "Günaydın Hyeongjun." dedikten sonra gülümseyip işine devam etti. Hyeongjun kapıyı çekerek çıktığı sıra tam karşısındaki banyodan annesi çıktı.
-ugursuz sevimsiz kopek-

Annesine de günaydın mesajını soğuk bir sesle ilettikten sonra banyoya girdi ve yapması gereken kişisel bakımlarını yaptı. İşini bitirdükten sonra saçlarına da şekil verip banyodan çıktı.

Odasına doğru gittiği sıra ahlasının odasında birşey aradığını fark etti. "Odamda ne yapıyorsun?" Ablası ona döndüğünde eliyle içeri girmesi için işaret yaptı. "Kapat kapıyı." fısıldayarak söyledi bunu. Hyeongjun ona göz devirip kapıyı kapattıktan sonra yanına gidip kollarını birbirine bağladı. "Ee sana sordum, ne yapıyorsun odamda Rose?" -btw bp uyesi olan degil-

"Bak şimdi, sana birşey anlatacağım ama kimseye anlatmayacaksın."

Hyeongjun buna hevesle ve sinsice gülümsedi. Ablasının kolunu hızla çekip yatağa oturttu. "Anlat kız anlat, en ince ayrıntısına kadar anlat hemde." Rose gülümseyerek iç çekti ve ellerini açıp 'başlıyorum' der gibi bir işaret yaptıktan sonra en sonunda cümlelerine giriş yaptı.

"Öhm, şimdi bak dün sen evde yokken bize bi' kargo geldi tamam mı?"

"Ohaaa, eee devam ettt."

"Ama kimden geldiği yazmıyordu ve hangimize gelmiş olacağını düşünmeye başladık. Açmak istediğimde annem " Açma onu Rose, belki kardeşin internetten birşeyler almıştır." falan dedi tamam mı. Sonra ben de tamam dedim ama açmadım. Sonra kargoyu senin odana götürmemi istedi, ben de masanın altındaki dolabın içine koydum! Ama sonra fark ettim ki üzerinde "~Umarım anlaman için yeterli olmuştur;)" yazıyordu! Şimdi onu açıcaz beraber..."

Hyeongjun buna gülümsedi. "Eeh, tamam hadi! Çıkarsana!" Rose hevesle onaylayıp, kutuyu dün koyduğu yerden çıkarttı. Hızla yatağın üzerine koydu. Hyeongjun, çalışma masasının çekmecesini göstererek "İçinde maket bıçağı var, uç!" dediğinde Rose onaylayıp hızla maket bıçağını alıp Hyeongjun'a verdi. "Sen aç bakalım lüçük kardeşim." Hyeongjun onayladığında kutuyu hızla açtı.

İçerisinden birsürü çikolata çıkmıştı. "Ne yani? Sadece çikolata mı?" Kutuyu artık kaybolan bir ümitsizlikle karıştırmaya başladı. "Dur bir şey var burda!" Çikolataları yatağa döktü, kutuyu arkasına bıraktı. En üstte duran, normal paketleme olan kutuya kıyasla daha küçük ve ahşap olan başka bir kutu, ve onun hemen altında soft renklerle süslenmiş olan mavi bir zarf vardı.

"Önce hangisini açayım?!" Hevesle sorduğu soruya Rose cevap verdi. "Kutu! Kutuyu aç!" Hyeongjun onaylayıp hızla kutuyu eline aldı. "E ama kilitli bu?"
Rose hemen 'ooo'ladı. "Vaaay, kardeşiiiim? Böyle crushın vardı da bana niye söylemediiiin? Heeee?" Hyeongjun side eye atıp yanıtladı. "Ya sen ne anlatıon?
Ne crushı? Ne bilim ben kimden geldi, Allah Allah!"

Hyeongjun çikolataların içini bir şey bulma umuduyla ararken, eline şekilli birşeyin çarptığını hissetti. Hızla eline aldığında bir anahtar olduğunu gördü. Zaferle gülümseyip anahtarı hızlı şekilde kutunun deliğine geçirdi. Birkaç kez döndürdüğünde kutu sonunda açılmıştı. Geriye doğru ondan geriye sayan ikili, üçe geldiklerinde biraz seslerini yükselttiler.

Hayırdır??/Odehan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin