"Sevdim seni bir kere! Başkasını sevemem!"
"Bende senii."
Şu an resmen gözümün önünde flörtleşiyorlar.. Şu an ikisi de ne yaptığını gerçekten bilmiyor, nereden çıktı bu parti işi?! Bu parti bittikten sonra Yeonjun'un içinden geçeceğime eminim.
"Jungsu, ver elini."
"Ne yapacaksın ki?"
"Okşayacağım."
"Bende saçlarını."
Kendilerinde olmadıklarını biliyorum, ama bu durumda onları görmek gerçekten acıttı. Jooyeon'un ani bağırmasıyla herkes o yöne dönmüştü, kendini rezil ediyordu şu an..
"Jungsu! Seni şapşal! Elini vereceksin dedim, telefon numaranı değil!"
"Her gün ararsın işte ya!"
"Aşağılık! Seni her gün görmekten sıkıldım zaten! Bri de arayacak mıyım, hah?!"
Jooyeon'u da bu halde gördüm ya, artık çoook rahat ölebilirim. Jiseok ne kadar ortalıkta görünmese de, şu an dışarıda bir yerlerde yalnız başına dolandığını tahmin ediyordum. Ona iyi gelecektir bu, bazen yalnız kalmak her şey için daha iyidir.
Şu an acıtmayan yumruklarıyla acımasa bile kendinde olmadığı için ağlayan Jungsu'ya vuran Jooyeon'a uzunca baktım, ve yanına doğru adımlayıp Jungsu'san uzaklaştırdım onu.
"Joo, birkaç dakika yokum buralarda. Haberin olsun, arama beni..en azından bir deli gibi..."
"Yah tamam! Ne dert ediyorsun?! Git, eğlenmene bak!"
Ahh, kime diyorsam şu an.. Yanından ayrıldıktan sonra binanın teras katına çıkmaya başladım. Merdivenlerin sonuna yaklaştığımda, kapıyı yavaşça araladım, biri olup olmadığına bakmak için.
Kimseyi göremeyince mutlulukla iç çektim ve kapıyı yavaşça kapatarak, teras balkonuna doğru ilerledim. Mermere oturup, bacaklarımı da mermerden aşağı doğru saldım. Ellerimi mermerin yanına koyarak yıldızları izliyordum.
"Çok güzeller..."
En parlak yıldıza bakarak konuşmuştum. Gözlerimin içinin parladığına oldukça eminim. Yıldızlar, gerçekten çok güzeller. İçimi açıyorlar, parlaklıkları da beni parlatıyormuş gibi hissediyorum. Adeta mutluluk kaynağı.
"Sen de öylesin."
Sesin geldiği yöne doğru bakmıştım. Kafamı yana çevirdiğimde, Seungmin'in yanıma doğru oturduğunu fark ettim. Elinde iki tane bira şişesi duruyordu. Gülümseyerek teşekkür ettiğimde, yanıma doğru biraz daha yaklaştı.
Buna da gülümsedikten sonra bana baktığını fark etmemle ben de ona baktım. Kolunu belime sardığında ben de ona biraz daha yaklaştım. Başımı omzuna koyduğumda, o da kafasını benimkine yasladı. Yavaşça elini tuttuğumda, hissettiğim sıcaklıkla gülümsedim.
"İnan bana, onlardan bile daha güzelsin.."
Gülümsedim. Tanrım.. O bana çok iyi geliyor, ölmek için çok genç değil miyim ben? Kalbimi çok erken çaldı, haksızlık ediyor! Herneyse. Gökyüzünde hızla hareket eden parlak ışık dikkatimi çektiğinde, ne olduğunu anlamam çok uzun sürmemişti.
"Seungmin, gördün mü? Yıldız kaydı!"
"Gördüm Junnie."
"Hadi, dilek tutalım!"
"Tutalım.."
Gözlerimi kapatıp hayatımda en çok istediğim şeyi dilemeye başlamıştım. "Seungmin'le hiçbir zaman ayrılmamayı diliyorum.."
"Diledin mi, diledin mi?!"
"Diledim."
"Ne diledin?"
"Dilekler söylenmez Junhan, yoksa gerçekleşmezler."
"Doğru.. Ama benimkinin gerçekleşeceğine eminim!"
"Umarım Junnie."
Bana bakıp gülümsediğinde, aklına gelen bir şeyle kaşları havalandı. "Oh, bir saniye." Yanında duran bira şişelerini alıp, birini bana doğrulttu. "Artık reşitsin, öyle değil mi?"
-aslindayirmiyasindaresitoluyorlaramacanimonsekizistedi-"Öyleyim Minnie."
Elindeki bira şişesini aldığım sıra, bunun sadece bir bira şişesi olmadığını anlamam, Seungmin sayesinde gerçekleşmişti.
"Beyaz şarap sadece bir şarap değildir Han-Ah. Pek sarhoş etmez ama saf aşkı temsil eder.."
Elimdeki şişeye uzunca baktım. "Yanii.. Bana aşık olduğunu mu söylüyor-" Elimdeki şişeyi alıp lafımı bitiremeden dudaklarıma doğrulttuğunda, çoktan kendi cümlelerini söylemeye başlamıştı.
"Hayır, uzun süredir sana aşık olduğumu söylüyorum Hyeongjun.. Bu şarapla sana, sadece benim olduğunu söylüyorum.."
Gözlerimi kapatıp kendimi ona bırakarak, kendisinin bana içirmesine izin vermiştim. Şişeyi büyük yudumlarla içtiğimde, boğazım yanmaya başlamıştı. Yüzüm ekşidiği sıra, Seungmin bunu fark etmişti ve şişeyi dudaklarımdan çekti.
"Şimdilik bu kadarı yeterli.."
"Hayır, daha fazla istiyorum."
Şişeyi kenara koyarken, bense sadece şişeyi yavaşça mermere koymasını izliyordum.
"Seni anlayabiliyorum güzelim, fakat bu daha ilkin olduğu için bünyen bunu kaldıramayabilir. O yüzden şimdilik bu kadarı yeterli, tamam mı?"
Dudaklarımı öe doğru büzdüğüm sıra onaylar şekilde başımı salladım. O da gülümseyip, saçlarımı karıştırdı. Saçlarımı bıraktığı sıra, mermerden aldığı kendi şişesini bana uzattı. Şişeyi aldım ve ben de aynısını ona yaptım. Şişeyi dudaklarına nazikçe doğrulttuğım sıra, o bir anda elimi daha fazla yukarı kaldırıp, benden daha nüyük yudumlarla içmeye başlamıştı.
"Seungmin-Ah!"
Tek elini bana doğru sağa sola salladığında, kafasını da aynı yöne yavaşça sallamaya başladı. Bende susup sadece şişeyi bitirmesini bekledim. En son bittiğinde, elini yavaşça elimden çekti. Ben de o sıra şişeyi indirdiğimde, kapalı olan gözlerini açtı ve beni izlemeye başladı.
Şişeyi yere bıraktığımda, ona doğru döndüm. Dudaklarıma baktığını fark ettiğimde, sahteden öksürmüştüm. "Tadı güzeldi, teşekkürler.."
O ise hiçbir şey dememişti. Bakışlarını dudaklarımdan çekmediğini anladığımda, ikimizin de aynı şeyi istediğine emindim.Kendisi ayağa kalktığında, elini bana uzatıp tutmam için daha fazla yaklaştırdı gülümseyerek. Ben de gülümseyip elini tuttuğum sıra ayağa kalktım.
Ellerimi beline doladığım sıra, yüzümü incelemeye başlamıştı. "Siktir, çok güzelsin.." Yüzümü avuçları arasına aldığında, hiç beklemediğim kadar sertçe dudaklarımızı buluşturdu. Geriye doğru adımlamaya başladığımda, en son duvara yaslandığımı hatırlıyordum.
Seungmin o sıra yanımızdaki kapıyı kilitlediğinde, bunu umursamayıp, ona karşılık vermeye başladım. İstemsizce ellerim ensesine çıktığında, saç tutamlarıyla oynamaya başlamıştım. Ne yaptığım hakkında bir fikrim olmasa da, bundan hoşlanmıştım.
Sanırım, bu andan sonra hislerimden tamamen emin oldum.Ben Oh Seungmin'e deliler gibi aşığım..
__________________________________________
Hi
diyecek bisey bulamiyorum sorry
bu arada gunaydin junhanim
sizi seviyorem
bys🤍
Zubbe Junhan'la kalin😎
Hoscakalin😎__________________________________________
~Chui Diana
✰✰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayırdır??/Odehan
De TodoOkulun sevilen ve bir o kadar da kendini beğenmiş üçlüsü, okulun en sevilen ve masum üç öğrencisini fazla kıskanıyor ve bundan dolayı onlardan nefret ediyorlar. Geçmişten dolayı ne kadar sıkıntıları olsa da, Oh Seungmin Han Hyeongjun'a beslediği duy...