Dinlene dinlene, tam yirmi beş dakika öpüşmemizin ardından, artık öpülecek bir dudağım olmadığı için, kucağımdaki Seungmin'i yavaşça iterek konuştum. "Min-ah, bu kadar yeterli..~" Dudaklarımdan ayrıldıktan sonra, alnını alnıma yasladı.
"Bir daha ne zaman öpeceksin beni?"
"En uygun zamanda."
İç çekti büyükçe, ardından kucağımdan kalkıp yere oturdu bacaklarını kendine çekerek. "İki yıl önce..şubat ayını hatırla. O gün de aynı şeyi söylemiştim, bana ilerideki zamanlarda daha uzun öpüşeceğimizi söylemiştin. O zaman da seviyor muydun beni?"
"Bence cevabını biliyorsun. Joo Kyuk için aramızı bozman gerekmezdi elbet, ama şu an diyorum ki; iyi ki de o zaman aramız bozulmuş. Yoksa emin ol, o zaman ile bu zaman kadar yakın olamazdık."
"Haklısın aslında, iyi ki.. Herneyse, boşver geçmişi. Aptal biriydim işte, ne dediğimin farkında olmayan aptal bir Seungmin işte."
"Aptal bir, O.De."
"Doğru."
Güldü.
"Herneyse, bunu seviyorum. O. De sana çok yakışıyor bence."
"Sana da, Junhan yakışıyor işte."
"Bu ismi ilk bulduğun zamanı hatırlıyor musun?"
"Hh, hmhm. Ama baya düşünmüştüm sana özel bir isim bulmak için, ve öyle de kaldı."
"Herkes öyle seslenmeye başladı mesela, değil mi?"
"Evet..öyle. O ismi bulduğum sabah dört buçuk falandı sanırım."
"Oha."
"Harbi bak, en son dedim ki; ben neden bu çocuğun soy adını ve adının son hecesini birleştirmiyorum? Sonrasında birleştirince, bu çıktı işte ortaya."
"Ama çok güzel."
"Tıpkı senin gibi."
Gülümsedikten sonra, bana uzunca bakmasının ardından devam etti. "Sen baya da bi' değiştin ha. İlk zaman böyle değildin. Mini mini bi'şeydin, böyle ufacık parmakların vardı, tombul tombul yanakların vardı. Bi' de böyle turuncuya çalan kahverengi saçların vardı, uzun. Çok tatlıydın ha."
Gülümsedikten sonra, ciddi bir surat ifadesiyle omzuna geçirdim bi tane. İltifat etmeliydi şimdiki halime de!
"Ee ne demek istiyorsun? Şu an yani şerefsiz, aptal, serseri, keko biri gibi mi duruyorum? Ha?! Söyle!"
"Hayır, hayır ya, o anlamda demedim. Şimdiyse bambaşkasın. Glow up geçirdin hayatım yani aa."
"Ha, iyi öyle olsun. Affettim."
"Affetmek zorundasın zaten."
"Bi'şey mi dedin hayatım? Duymamıştım da."
"Yoo, kim ne dedi ya?"
"Ne bileyim, sanki birileri karşı geldi de bu zeki, yakışıklı, dünya güzeli (🕴), karizmatik, Alexa'ya bile taş çıkaracak olan bana "zorundasın zaten" dedi de."
"Yok tatlım sen yanlış duymuşsun. Kim demiş öyle aa?"
"Allah Allah, kim dedi acaba? Neyse, Junhan be yine insaflı tarafına denk geldin... Değerimi bil."
"Biliyorum zaten."
"Yoo, bana bak bakim sen! En son bilmem kaç ay önce mangalarından falan? Noldu o iş?"
"E o gün tartışmasaydık unutmazdım aa."
"Sen başlattın!"
"Boşversene! Mangaları ne yapacaksın, öpücükler dururken?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayırdır??/Odehan
De TodoOkulun sevilen ve bir o kadar da kendini beğenmiş üçlüsü, okulun en sevilen ve masum üç öğrencisini fazla kıskanıyor ve bundan dolayı onlardan nefret ediyorlar. Geçmişten dolayı ne kadar sıkıntıları olsa da, Oh Seungmin Han Hyeongjun'a beslediği duy...