Evlilik Teklifi

7 1 0
                                    

Hiç bir zaman şımarık bir kız çocuğu olmamıştım. Buna izin verilmemişti zaten. Benim diğer çocuklar gibi naz yapma lüksüm yoktu çünkü. Ama her zaman için saçlarımı uzatmak istemiştim. O kadın eline makas alıp her saçımı kesmek istediğin de karşı çıkmıştım. Saatlerce o kadın tarafından gördüğüm şiddete karşı çıkmayan ben saçlarımın kesilmesine karşı çıkmıştım. Ama her zaman sonuç yamuk yumuk kesilmiş saçlarım oluyordu. Saatlerce ayna önünde erkeğe benzediğim için ağladığım geceleri unutamıyordum.

Saatlerce eziyet görmeme rağmen ablamdan yardım istemezdim çünkü eğer yapabilecek birşeyi olsaydı yapardı. Kendimi böyle kandırmıştım. Bunuda Maral'ı o kadının elinden her kurtardığımda bir kez daha anlamıştım.

Maral iyi bir çocukluk geçirsin şiddetle tanışmasın isterdim. Ama gücüm yetmezdi. Ablam bizi severdi ama korumazdı. Çünkü annesini daha çok severdi. Yardım çığlıklarımızı dinler annesi gidince yaralarımızı sarmaya gelirdi. Onu hiç bir zaman suçlamamıştım. Herhalde annenin seni sevmesi kaybetmek istemeyecek kadar güzel bir histi. Bilemezdim. Maral'da bilemezdi.

Babam gittiğinde daha çok artmıştı şiddetin boyutu. Sadece fiziksel değil piskolojik şiddet de görüyordum ve bu en kötüsüydü. Bir insana çocukluk diyince aklına yardım çığlıkları geliyorsa o bireyin sağlıklı olmasını bekleyemezdiniz.

Babam görüyordu yaralarımı, bedenimdekileri de ruhumdakileri de. Çoğu zaman geceleri eve gelir yaralarımı öperdi ama dudakları en çok gözlerimde oyalanırdı. O kadınla her eve geldiğinde kavga ederdi, bizim için. Bir keresinde bizi alıp gitmek istemişti. Bir kaç gün başka bir evde kalmıştık. Ama sonra ne oldu bilmiyorum apar topar çıkmıştık o evden eski kaldığımız eve gittiğimiz de bizi karşılayan o kadının kanlar içindeki hali olmuştu. Büyük bir kan gölünün içinde yatıyordu bileklerini boydan boya kesmişti kesik kesik nefes alıyordu. Ama ölmemişti. Hastaneye yetiştirmişti babam onu. Zaten ölmek için kesmemişti bileklerini dikkat çekmek için yapmıştı. O zaman çok düşünmüştüm eğer bende kessem bileklerimi benim içinde endişelenirmiydi birileri? Cevabı aslında o zamanda biliyordum. Yapmamıştım ama çünkü kendi canıma zarar veremeyecek kadar korkaktım.

Taksinin içinde başımı cama yaslamış yolu seyrederken düşündüğüm tek şey Pallas'tı. 4 yıl önce ortaya çıkmış kendine özgü cinayetleriyle dikkat çekmişti. Her cinayetini farklı ülkede işliyor karın kısımlarına 3 düz çizgi bırakıyordu. Hiç bir zaman dikkatimi çeken biri olmamıştı. Ta ki bugün Maral'ım o adamın sol kolu olduğunu söyleyene kadar. Bu öyle bir durumdu ki yaşadığına bile şaşıramıyordum. Zaten eminde değildim. O olmayabilirdi, ben bu zamana kadar çok gelişmiş teknoloji görmüştüm. O yüzden hiç birşey imkansız gelmiyordu. 

Taksi Melek ile birlikte kaldığım evin önünde durduğunda ödemeyi yapıp dışarı çıktım. Melek evde mi bilmiyordum mesajıma geri dönüş yapmamıştı. Dubleks evimin önünde durduğum da nihayet rahat bir nefes alabilmiştim. Banyoya girip sıcak bir duş almam gerekiyordu. Çantamdan anahtarı çıkarıp eve girdim. İçerisi çok sessizdi. Telefonumu çıkardım. Meleği ararken bir andan da üstümdeki ceketi çıkarmış mutfağa geçmiştim. Telefon o kadar uzun süre çalmıştı ki tam kapatacağım sırada boğuk sesini duydum." Efendim." Sesi uykulu ve derinden çıkıyordu. Mutfaktan çıkarak merdivenlere yöneldim. Üst kat da yatak odalarımız vardı." Evdemisin?" Meleğin odasının önüne gelmiştim artık. Kapıyı açmadan önce meleğin uyku mahmuru bir şeyler mırıldandığını duymuştum.

Gördüğüm manzara beni gülümsemişti. Melek gri geniş bir tişört ve eşofmanla yatağın için tek gözü kapalı bir biçimde elindeki telefona bakıyordu. Odaya girdiğimi duyunca bakışları bana döndü ve yatakta tek seferde çıkıp koşarak bana sarıldı." Çok özledim. Çok özledim. Çok özledim." Sonlara doğru "m" harfini uzatmış beni daha çok sarmalamıştı. Kollarından çıkarak derin bir nefes aldım." Bir gün görüşmedik." Dedim saçlarımı bileğimdeki toka ile bağlarken. Omuz silkti." Özledim bana ne." Gülümsedim.

Lotus Çiçeği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin