Mısra&Çınar Özel Bölüm

7 2 0
                                    

Artık her bölümden sonra Mısra ve Çınar'ın geçmişini anlatan kısa bölümler yayınlama kararı aldım.

                                  🪷

Mısra sırtındaki çantayı tek omzuna atmış yanındaki arkadaşı ile konuşuyordu." Sonra dedimki'  o sınıftaki çocuklar daha yakışıklı.' Oda sinirlendi ve ona aldığım tesbihi masaya atıp gitti." Cümlesinin ardından yapay bir kahkaha atmış eliyle ağzını kapatmıştı. Mısra arkadaşına bıkkın bir bakış attı.

Zehra okulda yalnız kalmamak için mecburen katlandığı biriydi. Sürekli üst sınıflarla çıkar bir  hafta dolmadan ayrılırdı. Yine onlardan yaşca büyük olan sevgilisiyle kavga etmiş ve bunu gülerek Mısraya anlatıyordu. Tabiki Mısra konu ile hiç ilgilenmiyor başka şeyler düşünüyordu.

Mesela şuan Zehra'nın eski sevgililerini değilde onu dinlemek isterdi. Onunla tanışalı dört ay oluyordu o zamandan beridir her hafta Çınar yanına gelip o günkü çikolatadan veriyordu. Onu düşünmek yine yüzünde büyük bir tebessüm oluşmasına sebep olmuştu.

" Hey kızım! Kime diyorum ben ya? Alo?" Duyduğu sesle bakışlarını Zehraya çevirdi elini sallayarak dikkat çekmeye çalışıyordu." Efendim." Dedi omuzundaki çantasını düzeltirken. Bugün cumaydı yani Çınar her an gelebilirdi. Gözlerini etrafta gezdirdi ama onu göremiyordu." Sen birini mi bekliyorsun?" Sorusuna cevap beklemeden yerinde zıpladı ve heycanla başka bir soru yöneltti." Yoksa o gün sana çıkma teklifi eden çocuk mu gelecek? Neydi adı? Harun mu?" Mısra arkadaşının bu sorularına sadece göz devirmekle yetindi ve omuzundan ittirerek yürümesini işaret etti.

Okulun aşağısında ki büfenin önüne geldiklerinde sokağın köşesinde bekleyen  Zehra'nın  eski sevgilisiyle karşılaştılar. Mısra hiç muhattab olmak istemeden arkadaşına veda ederek yürümeye devam etti. Evlerinin olduğu sokağa az kalmıştı. Yorulmuştu ve susamıştı. Keşke büfeden su alsaydı. Ama Zehra'nın aptal sevgilileri ile muhattap olmak istemiyordu.

Çantasından mp3 çalarını çıkardı ve mavi kablolu kulaklığı ile şarkı dinlemeye başladı.

Katy Perry'e eşlik ederek "You're so hypnoziting" (büyüleyicisin.) diye fısıldadı.

Başını ritme göre sallıyordu." Could you be the devil, could you be an angel." (Şeytan olabilirmisin, Melek olabilirmisin?)

Kendini şarkıya kaptırmış arada gözlerini kapatarak söylüyordu." You're touch magnetizing." (Dokunuşun çekici.)

"Feels I am floating, leave my body glowing." (Yüzer gibiyim, vücudumu kor hâlde bırak.)

Şarkıya biraz daha eşlik ettikten sonra nakarat kısmında sesi yükselmiş kendini tamamen kaybetmişti.

"And I am ready go to, lead me into the light." (Ve ben gitmeye hazırım, bana ışığa doğru öncülük et.)

"Kiss me k-k-kiss me." ( öp beni ö-ö-öp beni.)

"Infect me with your love, fill me wi-" onu durduran şey önüne uzatılan çikolata olmuştu. Yine. Ama bu sefer çikolatayı uzatan kişiyi tanıyordu. Bu dudaklarına bir tebessümün bulaşmasına sebep olmuştu. Kulaklığı çıkaracağı sıra Çınar onu durdurmuş sol kulaklığı çıkarıp kendi kulağına takmıştı. Bu sırada da Mısra çikolatayı almış ve çoktan yemişti bu sefer panda elinde bir çiçek tutuyordu.

Çınara dönüp konuşacağı sıra onun şarkıya eşlik ettiğini görünce aniden durdu. Çınar o sert mizaçlı Çınar E.T dinliyordu. Bu kahkaha atma isteği uyandırmıştı ama onu utandırmak istemiyordu.

"Wanna be your victim, ready for abduction." (Kurbanın olmak istiyorum, beni kaçırmana hazırım.) Diye mırıldandı Çınar. Mısra'nın ona olan bakışlarını fark etmemiş gözü kapalı bir şekilde şarkıya eşlik ediyordu. Yolun ortasında durmuş Çınar şarkıya eşlik ederken Mısra onu dinliyordu.

Çınar bu şarkıyı sevmezdi ama Mısra severdi. O yüzden ezberindeydi. Mısra'yı bu şarkıyı dinlerken gördüğü ilk gün bütün gece boyunca şarkının anlamına bakmış ,defalarca dinlemiş, bu sırada da ezberlemişti.

"Boy, youre an alien, your touch sor far away." ( oğlum sen bir yabancısın, dokunuşun çok uzak.) Diye devam ettirdi Mısra. Onun yumuşak sesini duyunca Çınar gözlerini açmış gülerek ona bakmıştı. Kulaklığı çıkardı ve kıza uzattı. Bu kadar canlı müzik yeterdi. Mısra şarkıyı durdurdu ve kulaklıkla beraber mp3 çalarını çantasına attı." Sesin güzelmiş." Diye takıldı. Yeniden yürümeye başlamışlardı. Çınar kızın onunla dalga geçtiğini zannederek kaşlarını çattı." Dalga geçme. Sen de bir Katy Perry değilsin." Dedi homurdanarak. Mısra hızla adımlarını durdurdu." Birincisi dalga geçmiyordum. İkincisi sürekli 'sesin çok güzel Mısra bana şarkı söylermisin?' Diye etrafımda gezen sensin. Üçüncüsü hiç bir zaman Katy Perry'im diye bir iddiam olmadı." O kadar hızlı konuşmuştu ki nefes alma ihtiyacı duymuştu. Sinirlenince veya heyecanlanınca böyle olurdu.  Ama bu sefer ki kesinlikle sinirlendiği içindi. Çocuk ellerini teslim olur gibi havaya kaldırdı ve "Sinirlenme tamam birşey demedim." Dedi. Mısra'nın sinirlenince kirpiklerini titretmesini ve hızlı konuşmasını seviyordu.

Kız bir kaç adımda Çınar'ın önüne geçti. Bir andan da "Sinirlendirme ozaman. Hayır sanki ben ona sesin kötü dedim. Herşeyi tersden anla zaten." Diyerek söyleniyordu. Arkasını döndü ve ona gülerek bakan çocuğa "Gıcık." Diye bağırdı. Tekrar yürüyeceği sıra da koluna dolanan elle durdu.

Çınar yüzündeki gülümsemeyi hâlâ silmeden ona bakıyordu." Tamam gel buraya barışalım." Mısra yandan bir bakış attı." Istemiyorum barışmak." Diye mırıldandı. Ama Çınar' ın barışmak için bir fikri vardı. Ön cebine uzandı ve bir çikolata daha çıkardı. Kıza uzatmadan elinde iki yana salladı." O zaman çikolata da mı istemiyorsun?" Diye sordu ona çatık kaşları ile bakan kıza. Mısra'nın sinirli ifadesi çikolatayı görünce uçup gitmiş. Yerini gülümsemeye bırakmıştı.

Gözlerinde yine o parıltılar oluşmuştu. Ay ışığını andırıyor diye geçirdi içinden Çınar. En sevdiği yeri gözleriydi ama onları sevme sebebi de ay ışığını andıran parıltılardı. Yeşil gözlerinin ortasında kahverengi lekeler vardı. Bazen o lekelerin üstünde beyaz parıltılar olurdu. Işte ozaman bakmaya doyamazdı Çınar. Derin Bir iç çekti. O gözlere bakarken. Tabi o sıra Mısra çoktan çikolatayı almış yiyordu. Bu sefer panda elinde bir zil tutuyordu." Bak bu sefer zil çıktı Çınar." Dedi dolu ağzına rağmen. Çınar onun bu hâline bakarak güldü ve kafasını salladı." Sizin sokağa geldik sayılır ay ışığı. Ben artık kendime yoluma gideyim." Dedi başı ile sokağın diğer tarafını gösterirken. Kızın içinde bir şeyler kıpırdamıştı. Ay ışığı demişti ona aynı babası gibi.

Mısra istemeye istemeye kafasını salladı. Ve arkasına bakmadan evlerine doğru ilerlemeye başladı. Elleri ile dudaklarına dokundu. Çikolata kalıntısı var mı diye. Eğer Maral onun çikolata yediğini öğrenirse isterdi ve alamayınca üzülürdü. Çünkü o evin içinde istediğiniz hiç bir şeyi yapamazdınız. Tabi eğer Merih ve Meftun Akçay değilseniz.

Lotus Çiçeği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin