Veda Sahnesi

7 1 0
                                    

Merhabalar Ay Işıklarımm. Biliyorum sizinle burda çok fazla konuşmuyorum. Ama bu sefer size açıklamak istediklerim var.

Bölüme geçmeden önce size bir kaç şeyden bahsetmek istiyorum. Bunlardan biri hayalet okuyucalar. Yorum veya beğeni olmazsa ben okuyucu kitlemi bilemem ve hem yazma hevesim kırılır hemde yaptığım hataları bilemem. Hiç bir zaman büyük bir iddiam olmadı, kendimin yazar olduğunu da iddia etmiyorum aynı şekilde. Bu yüzden sizinle beraber öğrenmek ve kalemimi güçlendirmek istiyorum. Benim için okuyucumun bakış açısı çok önemli. Onların düşünceleri ve hikayeyi beğenmeleri de aynı şekilde. Yani sizden istediğim altta ki yıldıza dokunmanız ve paragraf aralarına yorum yapmanız.

Şimdi bunu halletmişsek bölüm ve hikaye gidişatı hakkında konuşmak istiyorum. İlk başlar olduğu için sürükleyiciliği pek yok kabul ediyorum Ama bir kaç bölüm sonra geçiş bölümünü yayınlayacağım( bölümü yazdım ve okumanızı dört gözle bekliyorum) ozaman daha sürükleyici olacağına inanıyorum.

Bu bölümden bahsedecek olursak, isminden anlaşılacağı üzere Mısra ve Çınar'ın veda sahnesi olacak. Biraz erken gelebilir ama bu bölüm gerekli çünkü Mısra'nın Çınara kırgın olduğu tek konu gitmesi değil bunuda anlayacaksınız bu bölümle. Son birşey daha söyleyip sizi bölümle baş başa bırakacağım. Bu bölümden sonra günümüze dönmeyecek Arın'ın gözünden bir özel bölüm okuyacağız, ve evet bu bölümde gerekli. Şimdi hazırsanız bölüme geçiyoruz.

Ama önce bölüm şarkımız 👇

Emre Aydın- Hoşçakal

                                   🪷

Genç adam, elindeki şu şişesinden bir yudum daha aldı ve ellerini birbirine çarptı." Ben hazırım Tarık Abi!" Karışındaki ondan yaşca büyük olan adama yaklaştı. Sabahtan beridir genç adamı eğitmeye çalışıyordu Tarık. Yorulmuştu, üstelik bu işe yaramaz çocukla hiç yol kat edememişlerdi. Sabrı tükenmek üzereydi.

"Bana bak velet! Seninle daha fazla uğraşmayacam, son kez gösteriyorum." Silâh tutmaktan nasırlaşmış ellerini yumruk yaptı ama çok sıkmadı. Arın onu taklit etti. Adam yumruğu genç adamın suratına salladı ve burnuna sert bir yumruk attı. Arın acı ile inleyerek geri sendeledi.

Sabahtan beridir bu şekilde eğitim alıyordu. Burnu yüksek ihtimalle kırılmıştı üstelik kan kokusu midesini bulandırıyor hatırlamak istemediği anları hatırlatıyordu." Abi..." dedi inleyerek." Hadi sıra sende." Tarık onu dinlemeden kum torbasının yanına geçti ve başı ile torbayı işaret etti. Arın bıkkın bir nefes vererek torbanın önüne geldi, yumruklarını sıktı sağ yumruğu öndeyken sol yumruğunu yüzüne yakın tutuyordu. Sağ omzunu hafifçe yukarı kaldırdı ve torbaya sert bir yumruk attı beklemeden sol yumruğunu da aynı şekilde geçirdiğinde, torba geriye doğru gitti sağ yumruğunu tekrar salladı ama torba geride olduğu için yavaş bir şekilde değmişti sadece.

Lotus Çiçeği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin