35- Kavuşma

8.8K 492 119
                                    

Keyifli okumalar 💖

💌

Işılay

Okulun bahçesine girdiğimiz de normalde geldiğimiz zamandan daha erken geldiğimizi fark etmiştim. Bahçede çok insan yoktu. On kişi falan belki.

Okulun girişine doğru ilerleyince Onur ve Yunus'u fark ettim. Yunus bir şeyler diyordu ve Onur dikkatlice onu dinliyordu. Yunus öyle bir anlatıyordu ki bu kadar heyecanla ne anlatıyordu merak etmiştim.

"Ne yapıyor onlar?" Diye soran Aybars'a omuz silktim.

"Bir şey anlatıyor, Onur'da dinliyor."

Güldü. "Çok açıklayıcı oldu teşekkürler."

Yarım ağız güldüm. "Ne demek."

Onlara doğru ilerleyip yaklaştığımız da Yunus'un ağzından adımını geçmesiyle kalakaldım. Benim hakkımda konuşuyorlardı onu anlamıştım ama daha ne konuşuyorlardı ki? Onur biliyordu beni. Bilinmeyenin ben olduğumu. Kalbimi nasıl kırdığını mı konuşuyorlardı?

"Onur?" Dedi Aybars. Yunus ve Onur'un bakışları Aybars'ı bulduğun da gerginlikten bayılacaktım şimdi.

Onur'un bakışları ilk başta Aybars'ı buldu. Yüz ifadesinden bir şey anlayamıyordum. Düz bakıyordu. Daha sonra bakışları ağır ağır beni bulduğunda gözlerimin içine baktı. Uzun uzun baktı. Sanki gözlerimde bir şeyler arıyordu. Terleyen avuç içimi pantalunuma sildim. Bakışlarımı ondan çekip Yunus'u bulduğunda şaşkınlıkla Aybars'a bakıyordu. Sanırım duyup duymadığını emin olmaya çalışıyordu.

Onur tekrar bana baktı.

Dün söylediği sözleri unutmamıştım.

Bana bakmasını tek bir nedeni vardı o da bilinmeyenin ben olduğumu bilmeseydi. Kimin kalbini kırdım diye bakıyordu.

"Ne konuşuyordunuz böyle hararetli hararetli?" Diye sordu Aybars. Gerginlikten öleceğimi söylemiş miydim?

"Hiç." Dedi Yunus omuz silkerek. "Ne konuşabiliriz? Havadan sudan."

"Aynen." Diyerek onayladı Onur onu. "Havadan sudan." Dediklerini Aybars inanmasa da üstelemedi. İlerleyip banka oturdu. Onur'un hâlâ bakışları benim üzerimdeyken dudaklarımı birbirine bastırdım. Bakma bana, bakma işte. Sen bana bakınca içimi okuyormuşsun gibi hissediyorum.

"Ben sınıfa gidiyorum. Yunus sende benimle gelsene ders hakkında sana bir şey soracaktım." Dedim hemen. Kolundan tutup yürümeye başladım. Aybars ve Onur'u bankta yalnız bıraktım. Onlardan uzaklaştığımızda kolundan çıkıp ona döndüm.

"Onur her şeyi biliyor." Dedim direkt. Onur'u sevdiğimi bilen iki kişi vardı. Onlarda Defne ve Yunus'tu. Kendime en yakın hissettiğim kişiler. Onur'a bilinmeyenden yazmadan önce Yunus'a ne yapmam gerektiğini sormuştum. O da bana bu fikri sunmuştu. Duymamla çok mantıklı gelmiş ve direkt Onur'a babaannemin hattıyla yazmıştım. Tabii daha sonra bu fikirden hoşlanmamıştım ama her şey için çok geçti. Daha sonra hiç ummadığım şey olmuş, Onur bana cevap vermişti.

"Biliyor ama yanlış biliyor." Okulun içine girdik. Öğretmenler bile azdı. Yoksa bugün tatilde benim mi haberim yoktu? Çok az kişi vardı, diğer günlere göre.

Gözlerimi üzerine diktim. "Ne?" Merdivenleri çıkıp bizim kata geldiğimiz de kendimi peteğe yasladım ve kollarımı birbirine bağladım.

"Işılay bir şey yapman lazım." Çok telaşlıydı. İki adım geriye gitti ve derin bir nefes aldı. Saçını karıştırdıktan sonra bana döndü, göz göze geldiğimiz de söyleceği şeyi duymak istemedim. Anladım.

HİSSET | TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin