6- I felt that my heart was falling.

112 16 74
                                    

☆ ★ ☆

Yeniden göz göze gelen ikili, bir süre zamanı durdurdular birbirleri için. Gözleri sanki kilitlenmiş gibi bir saniye bile ayrılmıyordu birbirinden. Aralarında oluşan çekim öylesine kuvvetliydi ki, marketin olduğu sokaktan geçen biri bile yoğun havayı hissedebilirdi sanki.

Öylece birbirlerini incelerlerken aniden kapının açılıp başka bir müşterinin içeri girmesiyle, dikkatleri o tarafa doğru yoğunlaştı ikilinin.

Jisung ne yapacağını bilemeyerek ne ara sallamaya başladığını anlamadığı bacağına doğru bir bakış attı. Gerilmişti. Jisung sadece gergin anlarda bacağını sallamaya başlardı. Kaşlarını çattı bununla beraber. Neden gerilmişti ki durduk yere? Ellerini yüzüne hava gelmesi için kendine doğru yellemeye başladı. Birden gelen bu sıcak hava da neyin nesiydi?

Minho da bu sırada Jisung'dan farksızdı. Birkaç dakikada aklını kaplayan oğlanla birlikte ne yapacağını şaşırmıştı yeniden. Raflarla ilgilenmeye başlamıştı tekrar büyük bir ilgiyle, sanki markete girme amacı bir şeyler almakmış gibi..

Öylesine birkaç ürünü eline alıp kasaya doğru ilerledi Minho. Tek amacı kasaya gidip oğlanın sevimli yüzünü yakından görebilmekti.

Çekici oğlanın elindekileri kasanın yanına bıraktığını gören Jisung, tereddütle dokundu ürünlere. Bir yandan ürünleri kasaya okuturken bir yandan da oturduğu için tam gözlerinin hizasındaki yapılı kollara bakmamak için mücadele veriyordu. Karşısındaki adamın hayatında gördüğü en etkileyici adam olduğu inkar edilemezdi.

Minho ise oturduğu için daha aşağıda kalan küçük bedene bakıyordu eş zamanlı olarak. O sırada oğlanın yakasındaki küçük metal parçası üzerinde yazılı olan ismi gördü. 'Han Jisung'..

Demek aklında daldan dala sıçrayan bu sevimli sincabın adı Jisung'du. Kendi kendine gülümsedi Minho, adını öğrenmişti. Aslında oldukça yaygın olarak kullanılan bu isim, o an Minho'ya eşsiz gelmişti. Zaten tam önünde duran oğlanın bir benzeri daha olamayacağına kesinlikle emindi.

Jisung boğazını temizledi ve gözlerini önündeki oğlana doğru hafif yukarı, oğlanın yüzüne çıkarıp mırıldandı. "12.000 won."

Jisung'un küçük dudaklarından çıkan kelimelerle dünyaya geri döndü Minho. "Ah, tabii." dedi ve cebindeki küçük cüzdanını çıkarmaya çalışırken yanlışlıkla cüzdanı yere attı.

Küçük bir hareketle başını eğip "Kusura bakmayın." dedikten sonra eğildi cüzdanını yerden almak için. Jisung ise dudaklarını birbirine bastırıp oğlanın aceleci haline gülümsedi.

Cüzdanını yerden aldı ve içinden parayı çıkartıp Jisung'a uzattı. Jisung parayı kasaya yerleştirip para üstünü kendisine uzatana kadar izlemişti küçük sincabı. Daha sonra para üstünü alıp cüzdanını cebine koydu ve aldığı şeyleri küçük bir poşete koydu.

Bu sırada ikili, birbirlerine kaçamak bakışlar atıyordu.

En sonunda Minho, daha fazla öylece dikilmesinin bir anlamı olmadığına karar kılarak marketin kapısına doğru adımladı ve kendini dışarı attı.

Marketin içinde kalan Jisung, Minho dışarı çıkana kadar arkasından baktı. Sonrasında hiçbir şey olmamışcasına işine geri döndü.

Anlık bir şey olduğunu düşünmüştü Jisung, az önce olanların. Sonuçta kim olsa gözlerini almakta zorlanırdı gördüğü oğlandan. Bakmaya kesinlikle değerdi. Diğerinin ona aynı şekilde bakmasını da normal olarak karşılamıştı Jisung. Biri size gözlerini ayırmadan dik dik baksaydı, siz de ona bakardınız sonuçta.

Starry Eyes★ -Minsung-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin