Neredeyse gece yarısı olmak üzereydi ve kimseyi uyku tutmamış olacak, salonda kâğıt oyunu oynuyorduk.
Bir anda kapı aralandı, oyunumuzu durdurup oraya doğru baktığımızda Miss Elizabeth'i gördük.
"Kusuruma bakmayın, Jane ancak şimdi uyuyabildi. Çok öksürüyor."
Charles endişeyle ayaklandı. "Doktor çağırmamı ister misiniz?" diye sordu panikle.
Miss Elizabeth, sebebiyet verdiği endişenin mahcubiyeti ile "Hayır, bunun için söylemedim," dedi. "Beni yanlış anladınız."
Miss Caroline, Miss Elizabeth'i şöyle bir süzdü. "Miss Eliza, oyunda bize eşlik etmez miydiniz?" diye sordu aniden. "Bilirsiniz, ne kadar kalabalık o kadar eğlenceli."
Miss Elizabeth birkaç adımla masaya yaklaştı, o yaklaştıkça attığı her adım kalp atışlarımla denk geliyordu sanki. Onun uzun ince boynu bir kuğu misali narindi, bedeni zarif ve ince. Ve gözleri...
O gözlere saatlerce mıhlanıp bakabilirdim."Teşekkür ederim, ancak kitap okumayı yeğlerim," dedi Miss Elizabeth. Bi loo oynadığımızı görmüştü ve muhtemelen yüksek meblağlar üzerine iddiaya girdiğimizi sanmıştı.
"Ayrıca geç oldu, birazdan uyumaya çıkacağım."Mrs. Louisa Hurst'ün kaba saba kocası Mr. Hurst, bunu çok tuhaf bir şey olarak algılamışcasına "Okumayı kumara tercih mi ediyorsun?!" diye haykırdı. "Çok tuhaf!"
Miss Caroline Bingley gözlerini küstahça devirdi. "Miss Eliza Bennet," dedi küçük gördüğünü gizlemeyerek. "Kumarı küçümser. Kendisi büyük bir okuyucu, başka bir şeyden zevk almıyor."
Miss Elizabeth neye uğradığına şaşırmışçasına o narin, uzun kirpiklerini kırpıştırarak Miss Caroline'e bakakaldı. "Ne böyle övülmeyi ne de böyle kınanmayı hak ediyorum!" diye haykırdı. "Büyük bir okuyucu değilim, pek çok şeyden zevk alırım!"
Charles, kız kardeşine onun bu tavırlarından rahatsız olduğunu belli eden bir bakış atarak Miss Elizabeth'e konuştu:
"Ablanıza bakmaktan eminim zevk alıyorsunuz, umarım yakında iyileştiğini görünce daha da zevk alacaksınız."
Miss Elizabeth, pek ciddi bir ifadesi ile yürekten teşekkür ettiğini söyledi; sonrasındaysa üzerinde birkaç kitabın gelişigüzel durduğu bir masaya doğru ilerledi.
"Şayet o kitaplar ilginizi çekmediyse, size kütüphanemdeki kitapları getirtebilirim," dedi Charles, centilmence. Sonra iç çekti. "Keşke sizin faydalanmanız, benim de iyiliğim için koleksiyonum daha geniş olsaydı; ama ben aylak bir adamım, çok kitabım olmadığı hâlde okuduğumdan daha fazla kitabım var."
"Nazik teklifiniz için teşekkür ederim Mr. Bingley, bu kitaplar benim için yeterli." diye tatlı tatlı söylenerek bir kitabı seçti Miss Elizabeth ve naifçe oturdu koltuğa. Her hareketi öylesine zarif, öylesine büyüleyiciydi ki...
Ona bakışlarımı fark eden Miss Caroline Bingley, bana sert bir bakış atarak konuştu:
"Şaşırdım," dedi, "babam bize bu kadar az kitap bırakmış olsun. Sizin, Pemberley'de ne güzel bir kütüphaneniz var, Mr. Darcy!"
İster istemez tebessüm ettim, zira bu benim fazlaca böbürlendiğim bir husustu. "İyi olmak zorunda," demekten alamadım kendimi. "Birçok kuşağın eseri."
"Ama kendiniz de çok şey eklediniz, her zaman kitap alıyorsunuz." dedi Miss Bingley.
"Böyle bir zamanda aile kitaplığını ihmal etmeyi anlayamıyorum," diye söylendim Charles'a bakarak. Yüzümden tebessümden onunla tatlı tatlı uğraştığımı anlamış olacak, güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. Darcy: Pemberley'in Efendisi
Hayran KurguJane Austen'in ölümsüz eseri "Gurur ve Önyargı"yı neredeyse herkes bilir. Hikâyeyi Elizabeth'in gözlerinden görür, onun hisleriyle olaylara bakarız. Peki ya Mr. Darcy? Tüm bu hikâye, onun tarafından nasıl gerçekleşmişti? Mr. Darcy'nin tüm hikâyesi...