Bölüm 2

56 7 0
                                    

Londra'dan Netherfield'taki mülke gece geç bir vakitte ulaştığımda Bingley ve kız kardeşlerince coşkuyla karşılandım, beni beklemişlerdi.

Evvela beni kapıda karşılayan hanımefendilere selam verdim. "Mrs. Hurst, Miss Bingley..." Sonrasındaysa ağırbaşlılıkla beyefendilere döndüm. "Mr. Hurst, Mr. Bingley..." Ve sonra can sıkıntısıyla "Bu denli geç vakitte geldiğim için üzgünüm, yol koşulları pek elverişli değildi," diye mahcubiyetimi dile getirdim.

Charles, gecikmem dolayısıyla bana kızgın olmadığını, aksine Netherfield'e gece gelmemin artık bu koca mülkün bir nevi sahibi olarak bana karşın kullanacağı büyük bir şans olduğunu belirtti ki bu düşüncesinde haksız da değildi, zira Nefherfield mülkünün gerek iç gerekse de bahçe aydınlatmaları öylesine hoştu ki insana gecenin zifiri karanlığında bir peri masalı sarayına ulaşmış gibi hissettiriyordu. Bu hislerimi arkadaşıma söylediğimde onun yüzünde kibirli bir kasılma gördüm, bu hiç şüphesiz ki benim fikirlerime fazlaca ehemmiyet gösteren onun, bana bu mülk hususunda haklı olduğuna duyduğu inançtan geliyordu.

Charles'ın bekâr kız kardeşi Caroline, gözlerimin içine pek tuhaf bir bağlılıkla bakıyordu. Onun Charles ile konuşmamı kestiğim ufak bir aralıktan lafa dahil olacağını sezmek hoşuma gitmiyordu, zira Caroline için romantik ya da dostane herhangi bir hisse sahip değildim. O, benim için sadece dostluğundan çok keyif aldığım Charles Bingley'nin kız kardeşiydi, hepsi bu.

Öte yandan Charles'ın ve Caroline'in ablası Mrs. Louisa Hurst'ün bakışlarının ben ve Miss Caroline Bingley üzerindeki imalı hâli beni huzursuz etti, keyfim ivedilikle kaçsa da Charles'ın bana heyecanla Netherfield Mülkü hakkında söylediklerine odaklanmaya çabaladım. Dostum, çok kısa bir sürede bu mülkün tarihine dair en ufak detaya dahi vakıf olmuştu ve heyecanı bitmek bilmiyordu.

Charles'ın bu heyecanı, hiç şüphesiz eniştesi Mr. Hurst için geçerli değildi. Charles'ın ablasının eşi, küstah bir adamdı ve kıskançlığını her şeyde kusur arayarak apaçık gösteriyordu. "Her şey dediğin üzere güzel olabilirdi Charles, lakin bu sabahki vahim hadise her şeyin üzerine gölge düşürüyor," diye araya girdi ve bana döndü. "İnanın Mr. Darcy, siz de olanları bilseydiniz buraya geç geldiğiniz için Tanrı'ya şükrederdiniz."

Charles, tek kaşını kaldırarak Mr. Hurst'a baktı. Onunla hemfikir değil gibiydi ki bu, bu sabah her ne olduysa ona dair merakımı kuvvetlendirdi. "Sorma cüretinde bulunuyorum, affedin, bu sabahki talihsizlik neydi?" diye sormaktan kendimi alamadım.

Caroline, sanki bu konuşmamız için bir fırsatmış gibi araya girdi ve eniştesine müsaade etmedi. "Sabah buraya yerleşeli yarım saat olmamıştı ki birkaç beyefendinin pek de hoş olmayan misafirlikleri ile irkildik, Mr. Darcy," dedi ve ekledi:
"Tahmin edersiniz ki hazırlıklı değildik!"

Charles'ın kız kardeşleri ve eniştesinin bu siteminden huzursuz olduğu barizdi. "Oysaki yeni komşularımızın nazik ziyaretleri ve tebrikleri için ben memnun oldum, naif bir düşüncelilikle gelmelerinden sizin aksinize şikayetçi değilim," diye ivedilikle çıkıştı, ses tonu ise her zamanki gibi kibar ve centilmenceydi.

Mrs. Hurst, kardeşi Charles'ın bu sonsuz nezakatinden serzenişte bulundu ve onun kandırılmaya müsait tabiatından acımasızca bahsetti. Tüm bu tatsız sohbetin arkadaşım kadar beni de rahatsız hissettirdiğini belirtmeliyim, bilhassa onların bir aile üyesi olmayan bendenizin yanında böyle bir tutumla konuşmaları hoş değildi.

"Ayrıca birtakım beyefendilerin kızlarını dile getirerek ucuz emellerini açık etmelerini siz de bilmelisiniz, Mr. Darcy!" diye ivedilikle araya girdi Miss Caroline Bingley. "Mr. Long, Sir William Lucas, Mr. Bennet... Ah, Mr. Bennet! O ihtiyarın beş kızı olduğunu sohbet arasında nasıl büyük bir ustalıkla iliştirdiğine şahit olsaydınız, inanın Mr. Darcy, siz de bana haklı olduğumu söylerdiniz!"

"Şu anda bir hanımefendiye yakışmayacak kabalıkta bulunuyorsun, sevgili kız kardeşim, senden daha sakin ve anlayışlı olmanı istirham edeceğim," dedi Charles. "Mr. Bennet, besbelli çok okuyan kültürlü bir adam ve kendisini nerede nasıl ifade edeceğini iyi biliyor. Senin aksine ben, onun kızları olduğunu belirtmesinin kendisini bize olabildiğince açık bir şekilde belirtme arzusu duyarak dostane bir yaklaşımda bulunması şeklinde yorumluyorum. Bunda bir art niyet yok."

"Yine de kadınların sezgilerine önem vermeni tavsiye ederim," diye araya girme ihtiyacı duydum. "Onların öyle garip bir doğaları vardır ki biz erkeklerin üzerinde durmayı lüzumsuz gördüğümüz detayların arka tarafındaki hakikati fark edebilirler."

Miss. Bingley ve Mrs. Hurst, bu sözlerim üzerine birbirlerine zafer kazanmışçasına kibirli bir mutluluk ifadesi içinde baktılar. Mr. Hurst ise uyumak üzereydi, konuşmamızın onu sıktığı belliydi.

"Belki de kadınlardan duyduğundan ziyade sen kendi önyargılarını geliştirme cüretinde bulunmalısın, dostum," dedi Charles, benim de hanımefendilerden taraf tutmandan hoşnutsuzca. "Birtakım halka açık balolardan bahsettiler, ilki bir dahaki hafta yarın."

"Üzülerek söyleyeceğim ki halka açık balolar ile ilgilenmiyorum, ayrıca birkaç güne ziyaret etmem gereken yerler bulunuyor," diye arkadaşımın davetini reddetsem de Charles, her zamanki ısrarcılığını sürdürdü. Şehirdeki işlerim için bana eşlik edeceğini ve hatta kendisinin de işleri olduğunu vurguladı, balonun yeni insanlarla ve güzel taşralı hanımlarla tanışmak için hoş bir fırsat olduğunu söyleyip durdu.

Belki Charles'ın ısrarcı hâlinden değil, lakin ileride herhangi bir kandırılmaya maruz kalmaması sebebiyle baloya katılmaya içten içe karar versem de bu niyetimi sesli bir şekilde belirtmedim. Charles'ın fazla hoşgörülü hâli endişe vericiydi, insanlara kolay güveniyordu ve yüzüne gülümseyen birinin ona kötülük yapabileceğine inanmıyordu. İyi biriydi, hem de fazlaca ki bu durum, onun için endişelenen bir dostu olarak bana haksız bir şekilde onun kararlarına karışma nedeni veriyordu.

Mr. Darcy: Pemberley'in EfendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin