Bennet'ların gidişi, Netherfield'ı sükunete büründürmüştü.
Miss Caroline Bingley'nin sürekli peşimde olduğu yetmezmiş gibi bir de ablası Mrs Hurst'ün ani gelişen çöpçatanlık ataklarına maruz kalmaya başlamıştım.
Charles'a saygımdan salt hanımefendilerle arama mesafe koyup muhattap olmamaya çabalasam da mamafih, değişen bir husus olmadı. Belki de bundan mütevellit bir akşam, yemek masasında Mrs Hurst yine bana kız kardeşi Caroline'i pek abartarak överken Mr Simon Hurst daha fazla dayanamayarak çatalı bıçağı aniden fırlattı. Hanımefendiler bu hamle üzerine ürkmüş ve susmuşlardı.
O gece Charles, odama geldi; ablası ve kız kardeşi ile durumu konuştuğunu söyledi.
"Bir süredir durumu sezinlesem de sen de rahatsız değil gibiydin. Ne yapacağımı bilemediğim için beni affet, Darcy."
"Sen yanlış bir şey yapmadın, neden özür diliyorsun anlamıyorum."
İç çekti. "Seni buraya iyi ağırlamak ve memnun etmek için çağırdım. Bu şekilde kız kardeşlerimce darlanman için değil."
Bir şey demedim.
"Caroline'e, senin teyzen Lady Catherine de Bourgh'un kızı ile nişanlı olduğunu ve hatta evliliğinizin doğumunuzda belirlendiği hakikatini söyledim."
Durdum. Kalbime bir hançer yemişim gibi hissettim. Gözlerim önünde Miss Elizabeth'in yüzü belirdi. Tanrı'm! Kuzenimle nişanlı olduğum kabusu neden peşimi bırakmıyordu?
"Bir şey mi oldu?!" diye sordu Charles, bir anda afallamış olmamı manasız bulmuş olsa gerekti.
"Yo, hayır," dedim kendisine. Dostum olabilirdi, ama her sırrımı da paylaşmak zorunda değildim.
Hem anne hem de baba tarafından soyum, 1. Wincheaster Kontu Fitzwilliam'a dayanıyordu ki ailedeki pek çok beyefendi gibi bendeniz de kendisinin ismini taşıyordum. Wincheaster Kontluğu'nun ilk kontu olan büyük - büyük - büyük babamın ikinci evladı Lady Barbara Wincheaster, büyük - büyük babam Henry Darcy ile evlenmişti.
Öte yandan anne tarafından da soyum Wincheaster Kontluğu'na dayanıyordu; büyük - büyük annem Barbara'nın kardeşi 3. Wincheaster Kontu Johannes Joseph Wincheaster, yıllarca bekâr kalmış, 50'li yaşlarında yaptığı evlilikten üç çocuğu olmuştu: Anne Clara, Fitzwilliam III, ve Catherine Amelia.
Annem, Anne Clara, 3. Wincheaster Kontu'nun en büyük çocuğuydu. İkinci dereceden kuzeni olan babam George Darcy ile görücü usülü evlendi. Annem evlendiğinde yirmi sekiz yaşındaydı, dolayısıyla sosyete gözünde evde kalmış gözüyle bakılan bir hanımefendiydi. Babamla olan evliliği bir nevi aile onurunu kurtarma amacı da taşıyordu, ancak şu da şüphe götürmez bir gerçekti ki ebeveynlerimin evliliğinde derin bir sevgi ve bağlılık da vardı. Babam, zamanla birbirlerini çok sevdiklerini söylemişti.
Dayım Kont Fitzwilliam III, bendenizin validesi, kendisinin de ablası Anne'den çok daha erken evlenmiş, benim doğumumdan birkaç ay evvel kuzenim Vikont Fitzwilliam (IV) doğmuştu. Kuzenim, dayımın vefatından sonra kont olacaktı ancak bunu zerre umursamıyordu. Askerlik, kontluktan daha şerefliydi onun için, bu alandaki kariyerine odaklanmıştı ve tüm cemiyette Albay Fitzwilliam olarak biliniyordu.
Teyzem Catherine'e gelince, eşsiz güzelliği ile Britanya'nın en soylu bekârlarından birini kendisine hayran bırakmıştı. Rosings'teki şaşalı arazinin sahibi Dük Louis De Bourgh ile evliliği, Wincheaster soyunu güçlendirmiş ve daha da zenginleştirmişti.
Görsel: Darcy'nin soy ağacı
Teyzem Lady Catherine'nin kızı, kuzenim Anne De Bourgh, benden birkaç ay sonra doğduğunda doğumu, bilhassa annem ve teyzem nazarında aile bağlarımızı daha da güçlendirecek bir işaret olarak algılanmış. Bundan mütevellit ben daha birkaç aylıkken, ve dadımın kucağında iken, beşikteki kuzenim ile nişan törenimiz dahi tertip edilmiş ki bu, benim için pek de bilinmesini hoş karşılamadığım bir detaydır. Zira beşik kertmesi meselesini oldum olası yabani bir eylem olarak görmüşümdür.
Ancak annem ve teyzemin akıllarından geçeni büyüdükçe daha çok idrak ettiğimi de belirtmeliyim. Zira nihai evliliğimiz, Rosings Park ve Pemberley mülklerini birleştirecek ve şayet bir çift olursak bizi çok zengin yapacaktı.
Hatta Birleşik Krallık'ın en zenginleri.
Kuzenim Anne, kıymetli bir insan, mamafih doğumundaki bir aksi durum sebebi ile doğuştan birtakım rahatsızlıklardan mustarip. Birtakım algılama sorunları yaşıyor, ve bu onu oldukça utandırıyor. Teyzem Leydi Catherine'e gelince, kızına karşı anlayıştan uzak ve baskıcı bir ebeveyn olduğu hakikatini görmezden gelmekte inat ederek, kızının piyano da dahil olmak üzere sınıfındaki genç hanımlara öğretilen tipik becerilerin çoğunu bu yüzden öğrenemediğinden şikayet eder mütemadiyen.
Oysaki bana sorarsa, başka bir alanda eğer önüne fırsat açılırsa kuzenim Anne'in çok yetenekli olacağı aşikar. Zira kendi gözlerimle şahit olmuşluğum vardır ki Anne de Bourgh, kafasından kompleks matematik işlemleri yapabilme yeteneğine sahip. Ancak bunun bir nakış işleme, resim yapma, yazı yazma, piyano çalma ya da pek akıcı bir şekilde yabancı bir lisanı konuşma gibi teyzem Lady De Bourgh nazarında değerli ve soylu bir yeti olmaması, zavallı Anne'i çok daha içine kapanık biri kılıyor.
Bir diğer kuzenim Albay Fitzwilliam ile, her yıl Paskalya için Lady Catherine'i ve kuzenimiz Anne'i Rosings Park'ta ziyaret etmek gibi bir adetimiz vardır. Albay Fitzwilliam'ın babası dayım Kont hazretleri de zaman zaman bize eşlik etse de, o daha çok kendisinin ziyaret edilmesi gerektiğini savunarak onu ziyaret etmekte yetersiz kaldığımı yüzüme şaka yoluyla vurmak gibi bir hobiye sahiptir.
Dışarıdan bakan bir göz için rüya gibi gelebilir bu anlattıklarım, lakin öyle olmadığını iyi biliyorum. Annem, çok genç vefat etti, babam ise bir işkoliğe dönüştü. İyi bir adamdı, ama sevgisini ve şefkatini öz çocuklarından ziyade başkalarına dağıtmak gibi bir huyu vardı. Bundan şikayetçi miydim? Hayır, en azından kendim için değil. Mamafih benim tatlı Georgiana'mın babamız George Darcy'nin babacanlığına ve sevgisine yeterince doyamazken birtakım hadsizlerin bu sevgiye ortak olması, benim için kabul edilemezdi.
Wickham... Her neyse...
Dayım, Kont Fitzwilliam III, sürekli gezen biri de olsa, bendenizi sürekli Wincheaster Mülkü'nde ağırlar, kuzenim Albay Fitzwilliam'la samimiyetimizi sağlardı. Ebeveyn sevgisini babamdan ziyade dayımdan gördüm, annemin ani vefatına duyduğum, içime attığım yoğun hüznümü dayım ve yengem dindirdi. Ben de biçare kız kardeşime bir ağabeyden ziyade baba gibi davranarak ona iyi gelmeye bu yüzden çalıştım belki, ona da yarım hissettirmemek için.
Teyzem Düşes Catherine ise dayım kadar ince düşünceli birisi değildi, sürekli annesizliğimizi Georgiana ile bize hatırlatacak acıma cümlelerini, şefkat adı altında söylerdi. Onun sevgisine bağlanamamın nedeni buydu. Bana samimi gelemiyordu.
Büyüdükçe, babamın da vefatıyla birlikte Pemberley'in yeni efendisi olmama müteakip, teyzem kendince benim izdivacım üzerine cemiyette sohbetlere başladı. Ona göre kuzenim Anne ile evliliğimiz garantiydi; ama bu hususta ne Anne'e ne de bendenize fikrimizin sorulması gerektiğini söyleyen yoktu.
Hayatım boyunca rasyonel davranmaya çabaladım, ama evlilik gibi bir konuda tamamen rasyonel olabileceğimi sanmıyorum. Babam gibi görücü usülü evlendiği kuzenine sonradan gerçekten âşık olacak çok az beyefendi vardır, bunu da biliyorum. İşte bu yüzden ben, hayatımı adayacağım kadınla aramızda güçlü bir bağ, sarsılmaz bir sevgi ve sadakat istiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. Darcy: Pemberley'in Efendisi
FanfictionJane Austen'in ölümsüz eseri "Gurur ve Önyargı"yı neredeyse herkes bilir. Hikâyeyi Elizabeth'in gözlerinden görür, onun hisleriyle olaylara bakarız. Peki ya Mr. Darcy? Tüm bu hikâye, onun tarafından nasıl gerçekleşmişti? Mr. Darcy'nin tüm hikâyesi...